Kırmızı gövdeli uçak

Balkonda laflıyoruz. Hava sıcak ama biraz esiyor. Evimiz Atatürk Havalimanının pisti ile aynı hizada. Kalkan, ama daha çok inen uçaklar büyüklüklerine göre çıkardıkları gürültüyle tam üstümüzden geçiyor.

Uçaklar alttan bakınca kırmızı gövdeli. Üstten bakınca bilmiyorum. Köpek balıkları gibi üstü başka mı acaba.

Çayımdan bir yudum alıyorum kırmızı gövdeli biri iniyor. İkinci yudumda başka bir kırmızı gövdeli kalkıyor. Bir gün saydım 3 saatte 7 kırmızı gövdeli Cumhurbaşkanlığı (CB) uçağı kalktı. İnenler diğer taraftan, göremedim.

Kulağım televizyonda. Reis açıklama yapıyor.

“Milletimiz yatırımını altın olarak, döviz olarak yapar. Ekonomiye faydası olmaz. Yastık altı altınlarınızı, avrolarınızı, dolarlarınızı bozdurup ekonomiye katkı sağlayın”  dedi gibi geliyor bana ama tam o sırada tepemden geçen kırmızı gövdeli CB uçağının gürültüsü yüzünden pek anlayamıyorum. Annem, sol elindeki annesinden hatıra kalan tek bileziğini alırlar içgüdüsü ile sağ eliyle tutarak mırıldanıyor, “Vermem. O benim kefen param.”

Daha birkaç yıl önce “Yüz dolar bozdurma dekontunu getir, Bakırköy-Taksim bedava.” diyen Dolmuş Sürücüsü Mardinli Şehmuz’dan çıt yok. Dekonta bedava sakal tıraşı yapan evin girişindeki Berber Hüseyin de benimle birlikte uçakları sayıyor. “Hadi en büyüğünü anladık, Reis işe gidiyordur, diğerlerinde hangi zibidiler var acaba. Listeyi yayımlasalar da muhteremlerin kim olduğunu öğrensek.” diye bana söyleniyor.

Bir eli bileziğinde annem, “Benim bileziğimle bu uçak Karamürsel üstüne kadar bile gitmez ayol” diye üzülüyor.

Önce damacanası 61 lira olacak suyumdan, sonra çayımdan bir yudum alıyorum. Arka arkaya 2 kırmızı gövdeli uçak geçiyor gürültüyle bilmem nereye doğru.