30 Temmuz 2023 08:02

İmdi yürek yırtılır?

Yeşil Sol Parti Milletvekili Burcu Gül Çubuk da jandarma müdahalesi ile düşürüldü

Yeşil Sol Parti Milletvekili Burcu Gül Çubuk da jandarma müdahalesi ile düşürüldü. | Fotoğraf: Kazım Kızıl

PAZAR
Paylaş

“Ödlek kamug köfredi

Erdem arıg sevredi

Yunçıg yavuz tovradı

Erdem begi çertilür

 

Bilge bögü yunçıdı

Ajun anı yançıdı

Erdem eti tınçıdı

Yerke tegip sürtülür.”

 

Eğitim sistemiyle, satın alınmış medyayla, hakikat ötesi beyanların hesap vermezliğiyle salındığımız bilgisizlik çağında, çatıştığımız, karşı durduğumuz ya da ait hissetmediğimiz kimliklerin, inançların, ideolojilerin dahi teorisini, tarihini bilmek, bilene yük. Aracını tuğra kaplamış, “Fatih Sultan Mehmet’in babası kim?​” diyorsun “Kanuni mi?​” diyor, koluna bozkurt dövmesi yaptırmış, Sultanahmet’teki Dikiltaş’ı Orhun Yazıtı sanıyor. Elhamdülillah Müslüman, Cumhurbaşkanı çıkıp ekonomide nas deyince Nas suresi sanıyor. Yahu o surenin anlamı “De ki: “Cinlerden ve insanlardan; insanların kalplerine vesvese veren sinsi vesvesecinin kötülüğünden, insanların Rabbine, insanların Melik’ine, insanların İlah’ına sığınırım.” Bununla alakası yok o başka nas diyorsun, sana cahil diyor, dinine küfretti sayıyor, ekonomi düzelecek, bekliyor.

Birileri kavramları eline silah, kalkan yapıyor, hakkın, adaletin üzerine yürüyor. Peşinden giden elinde neyi tuttuğundan bihaber.

Seçim vesilesiyle nicedir beri ülkedeki milliyetçiliğin yükselişini konuşuyoruz. Mülteci düşmanlığı üzerinden şovenizm dalgası yükseliyor. Turancılık, Türkçülük, Türk milliyetçiliği, ülkücülük, vatanseverlik vb. kavramlar havada uçuşuyor, birbirine karışıyor.

Biri “Türkiyeli” dese kıyametler kopuyor; Türk diyeceksin Türk.

“Ne mutlu Türk’üm diyene” diyeceksin, Türk değilsen haddini bileceksin. Aha kapı şurada, beğenmiyorsan gideceksin. 

Türk kimdir biliyor mı bu herkesten büyük vatanseverler?

En değerli kimlikleri Türklükleri, ya elden giderse; şeytan kulağına kurşun vur tahtaya üç kere.

E tahtaya vurmak şaman geleneği?

Dış güçler, iç güçler hep kem gözler. Nazar değmesin kudretli yükselişimize, nazar boncuğu şamanlıktan geliyor. Kurşun döktürsen onun da özü “kut dökme”dir, kökeni aynı. 

Ölenin kırkı çıksın diye beklenir, Şamanizm’de ruh bedeni 40. günde tamamen terk eder. 7’sinde, 52’sinde Mevlüt okuturlar, İslamiyet’te oysa yeri yoktur. 

7; ruhun gök yolculuğunda Tanrı’ya ulaşmak için aşılması gereken “Gök Katları”nın sembolü. 52 ise güneşin döngüsü.

Nişan yüzüklerine, gelin beline, lohusa kadın başına bağlanan kırmızı kurdele şaman geleneği.

Böğrüne vura vura övünen ey Türk evladı Türkler, bir zamanlar İslamiyet’e geçmeden önce hatırlayınız ki Şamandınız.

Nereden mi çıktı şimdi?

Çünkü adetleri binlerce yıldır topluma sirayet etmiş bu inanca göre evrende her şeyin bir ruhu, canı vardır. Dağlar, göller, ırmaklar, ormanlar canlı, ağaçlar kutsaldır. Evren, dünya, insan, hayvan ve bitkiler alemi bir bütündür. 

Irmağının akışına öldüğünüz vatanınızın ırmakları kurutuldu, uğruna ölümü güzellediğiniz bir avuç toprağı, parsellerce satıldı. 

Sınır namusunuzdu, sermayeyle aranıza hiçbir sınır çekemediniz.

İçecek su bulamadığımızda çalınmış haklarımızın üzerinde yükselen sermayenin çeşmelerinden oluk oluk akmaya devam edecek, güneşte kavrulurken biz, derimiz su toplar, cildimiz kansere evrilirlen klimalarının altında takım elbiseleriyle memleketi paylaşmaya devam edecekler.

Kıtlıktan bulguru tane ile ağzımıza atmaya çalışırken şölen sofraları kuracaklar.

Son zeytin dalımız da kırıldığında, biz kimyasal yağlarla damarlarımızı tıkarken onların sofrasında Yunan’ın, İtalyan’ın, Portekizli’nin, İspanyol’un zeytinyağlarına ekmek banılacak.

Sosyalistler, eşit yurttaşlığı ve adaleti savunur. İklim için de adalet, doğa için adalet, tüm canlılar, tüm halklar için adalet.  Ve barışı öncelerler.

Ötekileştirdiğiniz Kürtler Cudi’yi söndürmeye çalışıyor, masaya almak istemediğiniz Yeşil ve Sol’un vekilleri Akbelen’de tomaları çıplak elle itiyor, tazyikli suya, başlarına sıkılan gaza rağmen ağacı koruyor. Sosyalistler kilometrelerce insan zincirinde, parmakları kırılıyor, kafaları yarılıyor, toprağı koruyor, halkın sağlığı için, tarımın tükenmemesi için, sıcaklık kavurmasın diye, yeni bir nesil daha bu memlekette nefes alabilsin diye halkla birlikte orada direniyor.

Ölürüm Türkiyem diyordunuz ya haberiniz olsun Türkiye her geçen gün ölüyor. 

Askeri, sermayenin malına korucu etmişler, halkın karşısına dikmişler, sizin değirmeniniz neyle dönüyor?

Biz zaten savunuruz da kendine milliyetçi diyen dönsün baksın vicdanına, milliyetçilik öyle sadece şehitlerimize rahmet yakınlarına başsağlığıyla mı oluyor?

Muhalefeti masalarda ortaklaştırmak balonu patladı, orada ancak koltuk dağıtılıyor. Ana muhalefete sayfalarca akıl verdik ama Mami’leri de arada kaynamasın.

Lafta hamasetle memleket kurtulmuyor.

“Ya hep beraber ya hiçbirimiz” deriz biz. Su, hava, tarım hepimiz için bitiyor, nefesimiz kesiliyor ağaçla bir.

Mevzu memleket; anlayacağınız dille;

“Hatt-ı müdafaa yoktur, sath-ı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır.”

Akbelen yalnız çevrecilerin ve sosyalistlerin, Cudi Dağı yalnız Kürtlerin derdi değil; orman, hayvan, su, toprak memlekete dahil, vatanınızındır. Vatani vazife kutsadığınız zorunlu askerlikten ibaret değildir, vazifenizi biliniz. İdeolojilerinizin, sırt yasladığınız tarihinizin, ezberlediğiniz destanların, övündüğünüz genlerinizin gereğini yerine getiriniz.

Elbet bu yazı; Akşenercilerin, Özdağcıların, Oğancıların, Ülkü Ocaklarının kapısından girmeyecek, sınıfsal bakmazlar hiçbir olaya, işçi sınıfının gazetesine el sürmezler. Yine de birilerine denk gelirseniz, bu vesileyle, bir de kendi dilleriyle izah edersiniz umuduyla yazdım. Elden ele belki ulaşır ıssız acuna…

Felek bütün bütüne zayıfladı.

Edep ve erdem iyice azaldı.

Sefil ve kötü olanlar güçlenip kuvvetlendi.

Edep ve Efrasiyab yok oldu.

 

Bilgili ve akıllı olanların hâli kötüleşti.

Dünya onları ezip çiğnedi ve hırpaladı.

Edep ve erdemin etleri çürüdü ve bozuldu.

Yerlere değip sürükleniyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa