Irkçılığa karşı direniş

Avustralya yerlisi olmak zor. Çocuklar yetişkinlerin karşılaştıkları zorluklardan korunuyorlardır sanılabilir ama bu hiç doğru değil. Avustralya’da hem yerli, hem çocuk olmak daha da zor.

Bu saptamanın ne kadar ciddi olduğunu anlamak için biraz geriye gidelim. 1997’de 11 yaşındayken gözaltında ölen G. J. Roe hakkında teyzesinin söylediklerine kulak verelim:

O daha 11 yaşındaydı. Yaşamının son altı ayı boyunca polis tarafından sürekli hedef alındı. Ağabeyi neredeyse 40 yıl boyunca çocuk ve yetişkin gözaltı merkezlerine girip çıktığı için polisler ona da bir suçlu gibi davranıyorlardı. O küçük bir çocuktu ama büyükmüş gibi muamele gördü. O son 6 ay tam bir sefaletti. Polisler üzerinde ne bulsalar çalıntı olduğunu düşünüyorlar ve hemen karakola götürüyorlardı.

1987’de kurulan Gözaltında Aborjin Ölümlerini Araştırma Komisyonu (RCIADIC), 1991’de açıkladığı sonuç raporunda Avustralya’da ırkçılığın “münferit” değil, sistematik olduğunu gösteren bulgular ortaya koymuştu. Raporda var olan sorunların giderilmesi için 300’den fazla öneri bulunuyordu.

Yerlilerin haklarını savunmak için çalışan kuruluşlar Avustralya’da ırkçılık üzerine yeterince gidilmediğini savunuyorlar. Araştırma Komisyonu raporunun üzerinden 30 yıldan fazla süre geçse de, rapordaki önerilerin çoğunun yeterince ciddiye alınmadığı görüşündeler. George Floyd’un öldürülmesinin ardından ABD’de güçlenen ırkçılık karşıtı taleplerin de etkisiyle Avustralya’da ırkçılık daha çok tartışılıyor.

Irkçılığın, özellikle de polisin ırkçı tutumunun yerli çocukları nasıl etkilediğini anlamak için Raymond Noel Lindsey Thomas’ın ölümü örnek gösteriliyor. Raymond Noel, 25 Haziran 2017’de geç saatlerde çikolata almak için bir arkadaşının arabasını ödünç alır ve yola çıkar. Kısa süre sonra polis devriyesinin dikkatini çeker. Onu durdurmak isteyen polisleri görünce Raymond Noel paniğe kapılır ve kaçmak ister. Polisler gayet kalabalık bir yerleşim alanında değil de, bir film çekimindelermiş gibi saniyeler içinde 100 km. hızla kovalamacaya başlarlar. Büyük bir hızla takibe başlayan polis aracından kaçmak isteyen Raymond Noel, bir dakika içinde kullandığı arabanın kontrolünü kaybeder ve park etmiş bir araca çarparak ölür.

Raymond Noel’in 30 yaşında ölümüne neden olan olaylar mahkemeye yansıdığında, sistematik ırkçılık gündeme gelir. Kazayı araştıran sorgu savcısı geçmişin göz ardı edilemeyeceğini ifade eder: “Raymond Noel ve ailesinin polisle yaşadığı olumsuz deneyimler, ne yazık ki toplumumuzdaki pek çok Aborijin insanın yaşadığı deneyimlerin bir parçasıdır. Raymond Noel’in o gece neden kaçtığını asla bilemeyecek olsak da, geçmişte polisle yaşadığı olumsuz deneyimlerin bu davranışa katkı yapmış olabileceği göz ardı edilemez.

Raymond Noel’in geçmişte maruz kaldıklarını çok daha iyi bilen babası mahkemede şöyle konuşur:

Bizim çocuklar kuzenleriyle birlikte rıhtımdaki talaş tümseğinde oynuyorlardı. Hepsi 10-11 yaşlarında çocuklardı. Sonra iki polis belirdi. Kuzenleri kaçtılar, bizimkiler kaçamadı. Bu iki polis bizim çocukları yakaladı, kelepçeledi ve onları oradaki oluğun üzerine oturttu. Polislerden biri, “Kıpırdarsanız sizi vururum!” dedi. Bu, 10-11 yaşındaki çocukların polisle ilk karşılaşmasıydı. Dolayısıyla hissettikleri korkuyu tahmin edebilirsiniz.

Avustralya’da ırkçılıkla mücadele eden kuruluşlar, yerli çocuk ve gençlerin ırkçılığa direnebilmeleri için kendi kültürlerinden güç almaları gerektiğine inanıyorlar. Yerli çocuk ve gençler için hazırlanan broşürlerde çok güçlü bir dil kullanılıyor; “uzman görüşleri” yerine bir teyze veya amcanın önerilerine yer veriliyor. Örneğin, Sharon Jones Teyze şöyle diyor:

Biz dirençli ve gururlu bir halkız, dünyanın en eski kültürüne sahibiz. Bizler eşsiziz çünkü tüm zorluklara ve kültürümüzün elimizden alınmasına katlanmak zorunda kalsak da, güçlü kaldık; kültürümüze ve geleneklerimize bağlı kaldık.

Ben bir anne olarak çocuklarıma ve torunlarıma ırkçılıkla karşılaştıklarında asla şiddet kullanmamalarını, beyinleri ve sesleriyle insanları eğitmelerini öğrettim. Siz de her zaman kim olduğunuzla gurur duyun. Irkçı insanlar gerçekleri öğrenmek istemiyorlarsa, onlardan uzaklaşın.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Erdoğan-Şimşek programıyla Türkiye, yüksek faiz cennetinin yanı sıra uluslararası tekellere eğitimli ve ucuz işçi pazarı haline getirilecek.

Evrensel'i Takip Et