01 Ağustos 2023 04:55

Şu muhalefetin hali!

Kılıçdaroğlu'na alanı ziyaret etmemesi üzerine tepki

Fotoğraf: Kazım Kızıl

Paylaş

Başta CHP olmak üzere, seçimi kaybeden burjuva muhalefet tam bir travma halinde. Birbirini yiyerek toparlanmaya çalışıyor. Sen mi ben mi? Kim yönetecek partiyi -onun kavgasında.

Memleket yıkılıyor oysa! Kötülüğün bini bir para. Ama ne Kılıçdaroğlu’nun ne de İmamoğlu’nun derdine! Yağmur gibi zam mı yağıyor -beylerin tuzu kuru, oralı olmuyorlar. Haydi oralı olmadınız, orada durun bari. Yok! Üstüne bir de zam yağmurunu organize eden M. Şimşek ve MB Başkanı Hafize Hanım’dan başlayarak son atanan yardımcılarına övgü düzmedeler.

Akılcı politika izliyorlarmış! Reis “faiz sebep” diyordu, bunlar faizi artırdı ve yüksekliğini kabul ettikleri enflasyonu dizginlemek adına vergilerle mallara zam yapıp ücret ve maaş artışlarında pintilik yapıyorlar ya, “akılcılık” bu oluyor! Seçim öncesi “liyakat” vurgusunun aslı astarını da herkes öğreniyor: ABD Fed’den (Merkez Bankası - New York) gelen F. Karahan, TÜSİAD’tan gelen O.C. Akçay ve MÜSİAD’tan gelen C. Bşk Başdanışmanı H. Karahan liyakatlilermiş! Okumuşlar, kariyer sahibiymişler. Tamam da, liyakatleri sermayeye, kapitalizme. Halkın sırtına vergi ve zam bindirenlerin liyakati mi olurmuş! Batsın böyle liyakat! Erdoğan’ın ekonomi ve maliye yöneticilerini yere göğe sığdıramayan Halk TV’ye çıkan çoğu akademisyenle başta CHP yöneticisi “liyakatli” Maliyeci F. Öztrak ve İyi Parti Yöneticisi Ekonomist B. Yılmaz olmak üzere burjuva muhalefet “bilgeleri”, övgüleriyle, sadece onlarla aynı kumaştan olduklarını ortaya koyuyorlar.

Sorun bunları desteklemiş olan bizlerde. Millet İttifakının gelip ekonomiyi düzelteceğine inananlarımız şimdi artık herhalde eminiz ki, onlar gelse, aynısını yapacaklardı. Birinden birine oy vererek bize kurtuluş yok. Anlamak zorundayız: Millet ve Cumhur İttifakının hangisi yönetse, sırtımızdaki kambur düzelmeyecek! İşçi ve emekçiler, biz, kendimiz yönetmedikçe sürüneceğiz.

Sadece uçuşan zamlarla vergiler mi? Düzgün olan ne var?

Alın Akbelen katliamını. İktidar iktidarlığını yapıyor ve iki beşli çetecinin ortaklığına koca ormanı maden sahası olarak vermiş. Tam bir katliam yapıyorlar. Sadece ağaçlar da değil. 9 köyü yutmuşlar, sıra onuncusunda. Ve direniş gelişiyor.

Değiştireceğini söyleyen İmamoğlu dönüp bakmıyor bile! O koltuk değişikliğinin peşinde. Halk mı, köylüler mi, ağaçlar mı? Umurunda bile değil! Zerrece ilgilenmiyor. Başka ilgilendiği şey var mı? O da ulaşıma zam yapıyor. İstanbul’a su sağlayan barajlar boşalmak üzere, tedbir almış mı? Nerede? Beyefendi Kılıçdaroğlu’na muhalefet örgütlemekle meşgul!

Kılıçdaroğlu gidiyor Akbelen Ormanı’na. Artık, duyarlı mı, “Muhalefet lideriyim, gitmezsem olmaz” diye mi düşünüyor, bilinmiyor, ama gidiyor. Ancak gitmese daha iyi olurdu dedirtecek türden bir gidiş!

Arabasıyla geliyor direnenlerin yanına. Bir konuşma. Seçim öncesi yaptığı konuşmalar minvalinde. “Siz hiç endişe etmeyin” diye başlıyor. “Buradayım”, “Sahip çıkıyoruz, çıkacağız” deyip “Görevini yerine getirmiş” olmanın “rahatlığıyla” arabasına yöneliyor. Binip gidecek. Belli ki yasak savmaya gelmiş. Tepki görüyor. “Arabaya değil, kesim yerine” sloganlarıyla yüzleşiyor. Bakıyor olacak gibi değil, bırakıp gitmek hiç gelmemekten daha kötü olacak, dönüyor. Jandarma barikatına yürüyor, yol açıyorlar, geçiyor. Ama dönüp hiç arkasına bakmıyor. Lider ya! Zamanında elektrik faturasını da siz ödeyin “Ben ödemeyeceğim” deyip tek kişilik eylem yapmıştı. “Adalet Yürüyüşü”nü de “tek kişilik ordu” olarak başlatmış, tutunca gerçek yürüyüşe dönmüştü eylem.

Bu kez Ankara’dan İstanbul’a yürüyüş gibi olmuyor. Kılıçdaroğlu’na yol açanlar arkasından yürümeye çalışanlara gaz ve su sıkıyor ve takip etmeye uğraşanları darbediyorlar. Beyimiz ilgi göstermiyor. Başını çevirip bakmıyor bile. Sözde desteğe gittiği halkı ortada bırakmakta hiç sakınca görmüyor.

Eee, peki, destek mi oldunuz şimdi? Halka ve ormana sahip mi çıktınız? Yoksa ek bir sorun mu oluşturdunuz? Direnişçilerin fazladan yaralanıp berelenmesine katkınız mı oldu?

Bir de yerel seçimmiş? “Değişim” olursa mı alınırmış İstanbul, olmazsa mı? Geçiniz! Bu kafa ve tutumla halk size neden oy versin?! Siz önce kafalarınızı, politikalarınızı ve tutumlarınızı değiştirin! Azıcık halkın dertleriyle ilgilenin.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa