04 Ağustos 2023 04:29

Hükümete, belediyelere çağrı: Karakolluk değil aydınlık sokaklar ve şehirler için park eğitmenliği

Fotoğraf: Ozan Şafak/Unsplash

Paylaş

Bir şehir veya ülkede karakolluk olmuş çocukların sayısı masal, efsane kitabı okumuş, müzik aleti çalmış veya müze ziyaret etmiş çocuktan fazla olursa ne olur? Okullar yerine karakollar, eğitmenler yerine kolluk güçleri öne çıkarsa ne olur?

Zaman zaman dünyanın en yaşanır şehirleri açıklanmaktadır. Acaba, bu dünyanın yaşanır şehirlerinin özellikleri nelerdir, bizim başkanlık, bakanlık ve belediyeler bu konularla ne kadar ilgilenmektedir.

Okulla sınırlı bir eğitim çok sınırlara sıkışmış bir eğitimdir, Hele de okuldaki yapılanın bir kısmı da eğitim olmaktan çıkıp propagandaya, dinciliğe, hatta MESEM’de olduğu üzere metalaşmaya kâra çıkara konu haline getirilmiş ise.

Bu hafta şehir ve görsel sanatlar konusuna giriş yapacaktım ama bu arada TÜİK, çocuk suç istatistiklerini yayımladı. Tam da sokağımızın, şehrimizin yaşanır olmaktan nasıl uzaklaştığını, çocuklarla yazın da kışın da, okul açıkken de tatildeyken de neleri eksik yaptığımızı, şehirlerimizin durumunu başka bir açıdan bir kez daha acı bir şekilde ortaya koydu.

TÜİK: 2022’DE ÇOCUKLARIN KARIŞTIĞI KARAKOLLUK OLAY SAYISI 601 BİN 754 OLDU

TÜİK, çarşamba günü “güvenlik birimine gelen veya getirilen çocuk istatistikleri, 2022”yi açıkladı. TÜİK’in, kendi bültenindeki özeti ile; “Güvenlik birimlerine gelen veya getirilen çocukların karıştığı olay sayısı 2022 yılında 601 bin 754 oldu. Bu olaylarda çocukların 259 bin 106’sı mağdur olarak, 206 bin 853’ü suça sürüklenme sebebiyle  (Kanunlarda suç olarak tanımlanan bir fiili işlediği iddiasıyla), 100 bin 490’ı bilgisine başvurma amacıyla, 16 bin 499’u kayıp (Hakkında kayıp müracaatı yapılıp daha sonra bulunan) olması sebebiyle, 12 bin 684’ü kabahat işlediği iddiasıyla, 6 bin 122’si ise bu nedenlerin dışında kalan diğer nedenlerden dolayı güvenlik birimlerine geldi veya getirildi.”

BAŞKANLIK, DİNCİLİK VE ÇOCUKLARIN KARAKOLLUK OLMASI: YILLIK YÜZDE 20 ARTIŞ

Çocukların karıştığı olay sayısı 2021’de 419 bin 319 iken 2021 yılına göre yüzde 20.5 oranında artarak 2022 yılında 601 bin 754’e çıkmış bulunuyor. Pandemi öncesini, 2019 yılını referans alırsak. 511 bin 247’den 602 binlere çıkmış bulunuyor. Yani ne başkanlık ne de bu kadar din/ diyanet/ imam hatip dayatması, bu kadar tarikatlara aktarılan kaynaklar çocukların karakolluk olmasını veya suçu azaltmamış; o halde en azından aralarındaki bağ nedir, sorusunu sormamızı gerektiriyor.

İşin en vahim yanı işlenen suçların yüzde 37’si yaralanma, diğer bir kısmı uyuşturucu olmak üzere bir yıllık oranların bile çok vahim bir tablo oluşturmasıdır.

15-17 YAŞ GRUBUNDA BİR YILDA ÇOCUKLARIN YÜZDE 9’U KARAKOLLUK OLMUŞ

Karakolluk olma yaşı bebekliğe, suça karışma durumu 4-5 yaşına iniyor. Bu istatistiklere göre, sadece bir yıl içinde 0-17 yaş grubunda her 100 çocuktan 2.67’si karakolluk olmuş bulunuyor. 12-17 yaş grubunda bu oranlar yüzde 6.5’leri buluyor. Yaş grubu olarak 15-17 yaş grubu dikkate alınırsa, bir yılda karakolluk olma oranı yüzde 9’a çıkıyor.

Tablo: 15-17 Yaş Grubunda Güvenlik Birimine Gelen veya Getirilen Çocuk İstatistikleri (2022)*
 

Toplam

Toplam Çağ Nüfusuna Oranı (%)

Erkek

Erkek Çağ Nüfusuna Oranı (%)

Kadın

Kadın Çağ Nüfusuna Oranı (%)

Çağ Nüfusu

3.843.267

 

1.973.117

 

1.870.150

 

Karakola Geliş Toplam

344.967

8,98

242.943

12,31

102.024

5,46

Suça sürüklenme

148.055

3,85

125.269

6,35

22.786

1,22

Kabahat işleme

12.616

0,33

11.313

0,57

1.303

0,07

Kayıp (Bulunan)

11.833

0,31

6.283

0,32

5.550

0,30

Mağdur

109.111

2,84

58.644

2,97

50.467

2,70

Bilgisine başvurma

60.788

1,58

40.164

2,04

20.624

1,10

Diğer

2.564

0,07

1.270

0,06

1.294

0,07

TÜİK, Güvenlik Birimine Gelen veya Getirilen Çocuk İstatistikleri, 2022
Veri: İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı
*Çağ nüfusu ve buna göre hesaplanan oranlar hesaplanarak tablo yeniden oluşturulmuştur.

Çocukların, 15-17 yaş grubunda çocukların yüzde 9’unun, erkek çocukların yüzde 12’sinin yani her 8 erkek çocuktan birinin karakolluk olduğu, dahası erkek çocukların yaklaşık yüzde 7’sinin bir suç veya kabahat nedeniyle karakolluk olduğu bir ülkenin geleceği nasıl olabilir, bir tasavvur etmeye çalışalım.

Başkanlık, dincilik, mevcut yaptıklarımız bunları azaltmadığına göre, en azından bunların birebir ilişkili veya çare olmadığı aşikarsa, doğru/ uygun çarelerin neler olduğunu sormamız gerekiyor.

BAŞKANLIĞA VE BELEDİYELERE ÇAĞRI: YAŞANILIR AYDINLIK SOKAK VE ŞEHİRLER NASIL OLUŞTURULABİLİR?

Dünyanın ve ülkenin en yaşanılır yer ve sokakları hangileri, ne yapılırsa, yaşanılır sokakların sayısı artıyor, sokakların yaşanabilirliği geliştirilebiliyor, merkezi ve yerel yönetimleriyle bunları araştırmamız ve uygulamamız gerekiyor.

Karakolluk değil de yaşanılabilir sokak ve şehirlerin; çocukların birlikte oyun oynayabildiği, anne babaların birlikte anı ve deneyimlerini paylaşabildiği, duvarları estetik, trafiği insanca, parkı bahçesi olan, kütüphaneleri okullarıyla müzeleriyle öne çıkan, çocuğuyla genci yetişkiniyle sokağının öznesi olduğu yerler olduğu açık. Dükkanının binasının kimliği yazılı, sokağının duvarında görsel sanatların yansıdığı, egzoz gürültüsü ve kokusu ile değil yeşili ile havası ile anılan, bunların bilgisinin duvarlarda grafikleştirildiği, sokakta yürürken bile bir şeylerin öğrenildiği yerler olduğu açık.

Sokak insanların yaşama alanı olmalı, sokak sadece konutlardan oluşmamalı, o konutlarla birlikte, fırıncısı, elektrikçisi, sucusu ile birlikte, kitapçısı kütüphanesi de müzikçisi de sanatkarları da sanatçıları da sokağın parçası olabilmeli, sokak yaşanır bir özne haline gelebilmeli, akşamleyin komşular çocuklarıyla birlikte birbirlerine efsaneler anlatabilmeli, masallar okuyabilmeli, şehrin gazeteleri ulaşabilmeli, sanattan bilimden teknolojiden konuşabilmeli, birlikte türküler şarkılar çığırabilmeli.

KARAKOLLUK DEĞİL PARKLIK KÜTÜPHANELİK ÇOCUKLAR, ŞEHİRLER VE PARK EĞİTMENLERİ

Yaşanılabilir şehirlerin karakolu ile anılan yerler olmadığı açıksa yapılacak çok şey var. Bunlardan biri de park eğitmenliği olabilir.

Devlet ve belediyeler, halkı da yanına alarak, her mahallede doğru düzgün parklar oluşturabilir, her parkı aynı zamanda müzik aletleri ve kitaplığı olan bir park haline getirebilir. Müzik, kitap, sanat, bilgi bilim her sokakta, en azından her mahallede ulaşılabilir olmalı. MEB ve belediyeler mahalledeki okulları yaz tatili dahil gece 24.00’lere kadar açık okuma alanlarına, kitap değiş tokuşu ve ödünç verilmesi uygun halk kütüphanelerine de dönüştürebilir. Bakkalda marketlerde sucuda kitap ve müzik aletleri ödünç verilebilir.

Her parka okuma, masal anlatımı, karikatür, resim, heykel, müzik, drama, tiyatro etkinliklerine destek olabilecek, en azından gönüllü gençlerden, öğretmenlerden, emeklilerden park eğitmeni ve park eğitmen ekipleri oluşturabilir.

HAFTANIN KİTAP ÖNERİLERİ

Eğitim Sen “İlköğretim Çocuk Edebiyatı Kitap Kataloğu”ndan -akademisyen ve öğretmen eğitimcilerin büyük emeği ile hazırlanmıştır- birkaç roman önerisi aktaralım:

  • İhmal Amca “Pencereme Konmuştu” (7+yaş)
  • İnger Lindal “Sigge’nin Z’si” (8+yaş)
  • Erich Kastner “Hayvanlar Toplantısı” (9+yaş)
  • Gülten Dayıoğlu “Işın Çağı Çocukları” (10+ yaş)
  • Vasıf Öngören “Masalın Aslı” (11+yaş)
  • Cem Akaş “Kant Kulübü /Piyanisti Vurmayın” (12+yaş)
  • Timothee Da Fom Belle “Boşlukta Yaşam” (13+yaş)
  • Keiji Nakazava “Yalınayak Gen” (14+yaş)
Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa