05 Ağustos 2023 04:09

Aptallığın anatomisi

Satranç tahtası ve hamle yapan oyuncu

Fotoğraf: Evrensel Bilgin

Paylaş

İnsanlar satrançta neden hileye başvuruyorlar? Zeki insanlar da bazen ön yargılı veya aşırı öz güvenli olabiliyor, dikkatlice düşünmeden aptalca kararlar alıyor, riskleri görmezden gelebiliyorlar. Turnuvayı kazanma baskısı altında hile yapma dürtüsü ortaya çıkıyor. Oyuncunun öz saygısı düşükse, rakipleri karşısında yetersiz hissediyorsa hile yaparak bu eksikliği telafi etmeye çalışıyor. Hile, oyuncuya geçici bir üstünlük duygusu kazandırıyor. Büyük ödüller veya unvanlar için mücadele eden bazı profesyonel oyuncular, kariyerlerini ve sponsorluk anlaşmalarını korumak için baskı altında kaldıklarında hile yapma eğilimleri artıyor.

Satrançta ustalaşmak uzun yıllar sürüyor, oyuncular binlerce saatlik çalışma ve öğrenme sürecinden geçerek açılışları, strateji ve taktikleri öğreniyor. Emeğin değerini hiçe sayan, sömürüyü yaşam biçimine dönüştüren asalak ruhlu insanlar ise kazanmanın her yolunu deniyor ve ahlaki normlara uymak yerine hile yapmayı tercih ediyorlar. Bu tipler ayrıca herkesi aptal sanacak kadar aptal olabilme yeteneğine de sahipler. Ülkemizde sıklıkla görülen satrancın zeka ile ilgili olduğu yanılgısı da önemli bir etken. Oysa satrançta başarılı olmak için önce bilgiye sahip olmanız, sonra çalışmanız gereklidir, zeka ancak üçüncü sırada olabilir ve ilk ikisine sahip değilseniz, Einstein olsanız da kaybedersiniz.

Satranç dünyasında hile yapmanın ciddi sonuçları vardır ve bu tür davranışlar genellikle yaptırımlara tabi tutulur. Fair play ve etik değerler, satrancın temel prensiplerindendir ve oyuncuların bu değerlere saygı göstermeleri gerekir. Hile tespit edilemeyip, herhangi bir oyuncu mağdur edildiğinde (Ulusal takıma giremediğinde, para ödülü veya rating kaybettiğinde, hayatının bir haftası heba olduğunda vs.) bunun suçlusu elbette hileyi yapandır. Hile bir çeşit hırsızlıktır, dolayısıyla sonucunda sadece sportif bir ceza olmamalıdır. Aynı zamanda maddi, manevi davalar açılmalıdır.

Diğer yandan federasyonun hileyi tespit ve önlem alma sorumluluğu bulunuyor. Milyonlarca insan satranç oynuyor ve satranç camiasının bu sahtekarlara hiç ihtiyacı yok. Bu yüzden hile yaptığı tespit edilen oyuncunun ömür boyu turnuvalardan men edilmesi gibi kesin ve caydırıcı cezalar olması gerekiyor. Bunun çok ağır olduğunu düşünenlerin hile mağduru olduklarında, bu cezayı benden fazla isteyeceklerine de adım gibi eminim. Hileyle mücadelenin en önemli adımı ise, federasyonun çoğunluğu deneyimli oyunculardan ve kısmen hakem, hukukçu ve teknoloji uzmanlarından bir “etik kurulu” oluşturmasıdır. Türkiye Satranç Federasyonu özerk federasyon statüsünde olduğundan ve bu sebeple kendi içişlerinde bağımsız olduğundan bu yapılabilir. Etik kurulu, tıpkı bir yüce divan gibi kendisine yapılan başvuruları sonuçlandırır ve hile yapanlar topluluk dışına çıkartılır. Ama sizi umutlandırmak istemiyorum, çünkü federasyonumuzun zaten bir hukuk ve etik kurulu mevcut. Dokuz avukattan oluşan kurul üyelerinin sadece üçünün ratingi var ve kurulun rating ortalaması 530! Hadi satranç seviyesini boş verip bugüne kadar ne yapmışlar ne kararlar almışlar diye bakınca koca bir hiçliğin ortasında buluyorsunuz kendinizi. Çünkü amaç hukuk ve etik değil, kurul üyelerinin kartvizit ve CV’lerine unvan yazılması. O yüzden siz, satranççılar satrancı yönetene kadar hileye karşı turnuvalarda gözünüzü dört açmaya devam etmek zorundasınız.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa