Marjinal

Marjinal. Kökeni Fransızcadan.

Türk Dil Kurumu sözlük anlamı “Aykırı olan, sınır ve limitleri zorlayan, sıradanlık taşımayan.”

Son kullanıldığı yer, Beştepe. Hedef kitle, Akbelen köylüleri.

Ortaokulda iken, Fransa görmüş öğretmenimiz ikide bir, “Defterin marjinine de yazın, kağıt boşa gitmesin sivuple” dediğinden defter sayfamızın kırmızı çizgisinin soluna da yazar, bazen de çiçek resimleri ile doldururduk sayfanın solundaki marjinini.

Baktım, insanlık tarihinde kim bu marjinaller diye. Hikaye eski. Sayfanın içerisinde, çizginin sağında olanlar gölgede yatarken 10 tonluk taşları tepeye dikip, üzerlerine de 13 bin yıl yaşayacak resimleri yapanların tarihi ile Göbeklitepe’de başlıyor ilk marjinalin hikayesi.

Sonra Spartaküs. Köle savaşlarının lideri, “Lan geri zekalılar, birbirimizi boğazlayacağımıza Roma’yı yıkalım” diyen marjinal Trakyalı Spartaküs.

Sonra, “Dünya yuvarlak olmalı” diyen Pisagor, “Dünya yuvarlaktır” deyip kilise tarafından müebbet hapis cezasına çarptırılan Galileo.

Galileo’dan önce Giordano Bruno. Evrenin sonsuz ve eş dağılımlı olduğunu ve evrende, dünyadan başka birçok gezegenin bulunduğunu söyleyen, söylediklerini Roma’da da söylemesin diye yüzüne demir maske geçirilerek diri diri yakılarak katledilen Napolili Rahip Bruno.

Sonra, marjinal Banazlı Aşık Pir Sultan Abdal.

“Koyun beni halk aşkına yanayım

Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan”

diyen Abdal.

Erkin Koray. Marjinal olduğu için 12 Eylül TRT’sinin bilmem ne müdürünün yasakladığı, “Öyle bir geçer zaman ki” dizelerini daha bin yıl mırıldanacağımız Erkin Baba.

Daha hangisini söyleyeyim? Bir yanda çizginin sağında, sayfanın ortasında, 360 yıl sonra “Galileo haklıymış” diyen Papa, Bruno’yu yakan adı sanı yok olmuş softa, Abdal’ı katleden Hızır Paşa, 120 bin köleyi öldürüp Spartaküs’ü yenen Crassus.

Diğer tarafta, çizginin solunda, dünyayı yapan, değiştiren, güzelleştiren marjinaller. Brunolar, Galileolar, Spartaküsler, Abdallar, Daliler, Erkin Babalar.

En son da Akbelen köylüleri.