Şireci işçisi, ekmek ve siyaset
Fotoğraf: Erdem Ayçiçek/Evrensel
Evrensel’i düzenli takip edenler 2015 yılındaki ‘metal fırtına’ olarak adlandırılan grevin ardından da işçilerin irili ufaklı yüzlerce direnişinin farkındadır. Son birkaç yıldır enflasyon karşısında eriyen ücretlerinin yükseltilmesi için işçi ve emekçilerin hareket halinde oldukları yerler içinde Gaziantep özel bir yer tutuyor.Çok sayıda işyerindeki eylemlerin başladıktan kısa bir süre sonra patronların talepleri kabul etmesi ya da uzlaşılan bir anlaşmayla son bulduğu Gaziantep’te Şireci Tekstil’te iki bin işçinin işten çıkarıldığı direniş ise bu yazı yazıldığında beşinci gününe girmişti. Patron önce yaklaşık 300 kadar yeni işçiyi işten çıkardı. Ardından eski işçilerin de çıkışı verildi.
Başından beri işçilerin yanında olan Birleşik Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN) Genel Başkanı Mehmet Türkmen, direnişin dördüncü günü Şireci Tekstil önünden Şireci Tekstil patronu Ahmet Şireci'nin şikayetçi olduğu gerekçesiyle gözaltına alınmış ve ardından serbest bırakılmıştı.
İşçiler ne istiyor bir kez daha hatırlatalım: Ücretlerinin 15.500 TL olması, Pazar mesailerinin ücretlerin yüzde 10’u kadar olması, yılda iki kez yarım maaş ikramiye. Bir de Ramazan’da erzak yardımı. Patron ise 14.500 TL teklif ediyor ve ek olarak da bir ay boyunca devamsızlık yapmadan işe gelinmesi halinde de 300 TL devamsızlık primi.Aslında arada çok büyük bir fark yok. Peki 2021 yılında İSO 500 şirketleri arasında 223. sırada olan ve uzun yıllardır da bu listede yer alan, ayrıca kentteki en büyük iplik firmalarından biri olan Şireci Tekstil San. Ve Tic. Aş’nin patronu Ahmet Şireci için bu farkı ödemek çok mu zor?
Gözaltından bırakıldıktan sonra konuştuğumuz BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen, işçilerin direnişte olduğu dört gün açısından firmanın zararının, işçilerin taleplerini iki yıl boyunca karşılayabileceği düzeyde olduğunu belirtiyor. Türkmen, Başpınar Organize Sanayi Bölgesi’nde başka fabrikaların da gözünün bu direnişte olduğunu belirterek, patronun amacının işçileri ezerek içeri almak olduğunu da ekliyor.
Yani, nasıl ki metal sektöründeki işçilerin gözü Renault işçilerinin nasıl bir tutum alacağında ise Şireci de bugün iplik sektörü açısından benzer bir özelliği temsil ediyor. Türkiye’de kriz dönemlerinde ihracat rekorları kırılan Gaziantep’te, yine ihracatla öne çıkan Şireci’nin o kadar deneyimli işçiden vazgeçebilmesi kolay değil. Zaten bir yandan da deneyimli işçilere işe dönmeleri mesajları gönderilerek direniş kırılmaya çalışılıyor. Bu açıdan Türkmen’in de belirttiği gibi işçilerin kazanmasının yolu birliklerini bozmamalarından geçiyor. Bu kazanım, onlarla birlikte tüm Gaziantep işçisinin ve Türkiye işçi sınıfının başarısı olacak.
Türkmen gözaltında bırakıldıktan sonra Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca ile birlikte direnişte olan Şireci işçilerinin yanına, fabrika önüne gitti. Orada yaptığı açıklamada, hukuksuz bir şekilde Şireci patronu Ahmet Şireci’nin talimatıyla gözaltına alındığını belirterek, “Şikayetiyle demeyeceğim, şikayetiyle olsa, biz de Ahmet Şireci hakkında şikayette bulunduk. Ahmet Şireci zamanında bizim peşimize mafya da taktı ve peşimize taktığı mafya elemanlarını biz elimizle polise teslim ettiğimiz halde hiçbir gün Ahmet Şireci’nin zorla gözaltına alındığını ya da ifadeye götürüldüğünü görmedik.” dedi.
Bu arada bir haberle birlikte bir hatırlatma yapalım. Hürriyet Gazetesi’nde 6 Ağustos 2012’de yayımlanan haberin başlığı şöyle: “‘Patron bize küfür etti’ isyanı”. Devamında da şöyle deniliyor: “Gaziantep’te 3’üncü Organize Sanayi’de faaliyet gösteren Şireci Tekstil'in sahibinin kendilerine küfür ettiğini iddia eden işçiler, iş bırakma eylemi yaptı. İşçiler, patronlarını davul ve zurna eşliğinde halaylar çekerek protesto etti.” Başpınar’da 2012’deki direniş böyle başlamıştı.
Şireci işçisinin direnişi boyunca kendilerinin yanında olan bir isim de Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca. Kentin 14 milletvekili var ve Karaca’nın sürekli yanlarında olan tek vekil olduğu direnişte İyi Parti Gaziantep Milletvekili Mehmet Mustafa Gürban ise hakkını arayan işçilere destek verenleri sosyal medya hesabından provokatörlükle itham ederek, işçilerin haberlerine yer veren Evrensel başta olmak üzere tüm gazete ve haber sitelerini ‘terör destekçisi’ olmakla suçladı. Yani BİRTEK-SEN ile Emek Partisi Milletvekili orada olmasa, Evrensel Gazetesi işçilerin taleplerine yer verip haberlerini yapmasa bu vekil çok mutlu olacak. Bunu da sınıfla siyaset arasındaki ilişkinin somut bir örneği olarak vurgulamış olalım. Yani her parti kendi sınıfının siyasetini yapıyor.
Ama unutulmasın, daha ortalarda İyi Parti diye bir parti yokken, Antep’te 1996’da sigortasız ve son derece ilkel koşullarda çalışmaya mahkum edilen 20 bine yakın dokuma işçisinin Ünaldı’daki direnişleri sırasında da Emek Partisi oradaydı. Evrensel Gazetesi de işçilerin eylemlerine düzenli olarak yer verdi. Sonunda Evrensel’de ‘Dokuma işçisi kazandı’ manşetini attık ve işçiler de o gazeteyi derneklerine astılar.
Yukarıda 11 yıl öncesine dair Hürriyet’ten aktardığımız haber de Şireci işçilerinin direnişine destek verenleri sosyal medya hesabından bir trol diliyle hedef alan İyi Parti Gaziantep Milletvekili Mehmet Mustafa Gürban gibiler için. Türkiye’de o dönemin en çok tirajlı gazetelerin başında gelen ve dönemin büyük medya patronuna ait Hürriyet, Şireci işçisinin patronları kendilerini küfür ettiği için isyan ederek eyleme geçtiğini yazıyor.
Bir haber de Şireci’nin Patronu Ahmet Şireci’nin açıklamasına yer veren 28 Mayıs 2019 tarihli Gaziantep Güneş’ten aktaralım.Şireci Tekstil, İstanbul Sanayi Odası’nca (İSO) açıklanan “Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2018" listesinde 253. sırada yerini alırken, Şireci Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Şireci firma olarak; daima yeniliğe ve gelişime yatırım yapmayı kendilerine ilke edindiklerini belirterek, “Şireci Tekstil olarak, önümüzdeki süreçte Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarına hız vererek, yeni projeler üretmeyi ve bu projeleri hayata geçirip kendi sektöründe ilklere imza atmayı hedeflemektedir.” demişti.
Şireci Tekstil aradaki zamanda kârını katlayarak 2021 yılında İSO 500 listesinde 223. sıraya yükseldi. Peki bu kârlar işçilerin alın teri olmadan mümkün olabilir miydi? Bir sınıf refleksi olarak Şireci patronu da fabrikasındaki işçinin sendikalı olmamasını ve kendisinin verdiği kadar bir zamma razı olmasını istiyor. İşçilerin yanında olan sendikanın genel başkanını da şikayet ederek gözaltına aldırıyor.
Dünyanın her yerinde ve tarih boyunca işçiler ancak örgütlü oldukları sürece insanca çalışma koşullarına ve ücret düzenine sahip olabiliyorlar. Onları örgütsüz bırakmak, sendikalı olmalarını ya da kendi sınıf çıkarlarına uygun partilerde örgütlenerek siyaset yapmalarını engelleme çabasının kendisi de bir siyasettir: Sermaye siyaseti.
İşçiler ekmek ile siyaset arasındaki ilişkiyi mücadele süreçleriyle birlikte daha net görüyor ve kavrıyorlar. Tarih boyunca da böyle olmuştur.
Şireci işçisi kazanacak. Evrensel de nasıl 1996’da Ünaldı’daki dokuma işçilerinin kazandığını manşetinden duyurmuşsa Şireci işçisinin kazandığını da yazacak.
- Kürt meselesinde bir ihtimal daha olmalı 13 Aralık 2024 04:57
- Sınırımızdaki yeni Afganistan ve kaostan rant devşirmek 09 Aralık 2024 07:00
- Geniş atılan ağda çıkışı aramak... 02 Aralık 2024 06:55
- Türkiye zor bir değişimin ağır sancılarını yaşıyor 25 Kasım 2024 06:35
- Ebedi barış mümkün mü? 18 Kasım 2024 04:23
- İki güncel rapor eşliğinde Kürt meselesini tartışmaya devam 11 Kasım 2024 04:47
- 'Çöle çevirdikleri yere barış geldiğini söylüyorlar' 06 Kasım 2024 05:33
- Bir siyaset olarak 'terörle mücadele' 04 Kasım 2024 07:07
- Erdoğan’ın Mevlana vurgusunun hikmeti ne olabilir? 31 Ekim 2024 08:07
- Mayınlı bir süreç 28 Ekim 2024 05:10
- Yenidoğan çetesi: Çürümenin ekonomi politiği 21 Ekim 2024 05:00
- Barışa kapı açmak mı, süreci yönetmek mi? 14 Ekim 2024 05:00