24 Ağustos 2023

Ekonominin sabrı

Ülke ekonomisinde yaşanan ağır sorunlar ne zaman gündeme gelse, Erdoğan söz konusu sorunların geçici olduğunu, kısa sürede her şeyin düzeleceğini iddia etti. Ancak her seferinde düzelmesi bir yana, yaşanan sorunlar daha da ağırlaştı.

Yıllarca ülkede ekonomik kriz var diyenleri ‘hain’ ya da ‘mandacı’ olarak suçlayan Erdoğan, seçim sonrasında belirgin şekilde bozulan ekonomik göstergeler karşısında ‘Ekonomide bazı sıkıntılar olduğunun farkındayız’ mesajları vermeye, vatandaştan biraz daha sabırlı olmalarını istemeye başladı.

Hayat pahalılığı nedeniyle satın alım gücü sürekli gerileyen, boğazına kadar kredi ve borç batağına saplanan milyonlar, seçim sonrasında yağmur gibi gelen zamlar ve vergi artışları ile çok daha ağır koşullarda yaşamak zorunda bırakıldılar. Yıllardır satın alma gücü düşen, temel harcama giderleri sürekli artan, kendisinin ve ailesinin gıda başta olmak üzere en temel harcamalarını bile karşılayamayan emekçilerin ortak sorunu ‘geçinememek’. Öyle ki tıpkı 19. yüzyılda olduğu gibi, emekçi ailelerinin bütün aile bireyleri bir işte çalışsa bile yaşanan hayat pahalılığı karşısında çaresi kalıyorlar.

Temel gıda ihtiyaçlarını karşılayamayan, kirasını, faturasını, borçlarını ödeyemeyen milyonlarca insan yoksullukla, hatta açlık riskiyle karşı karşıya. Ücretli emekçilerin üçte ikisi asgari ücret ve civarı ücretle yaşam mücadelesi veriyor. Ülke çapında faklı işkollarından onlarca fabrika ve işyeri ek zam talepleriyle adeta kaynıyor. Hiç kimse ekonominin gidişatından memnun değil.

Yoksulluk, işsizlik ve ekonomik belirsizlik nedeniyle temel ihtiyaçlarını karşılamakta ve yaşamını sürdürmekte güçlük çeken vatandaşların sayısı resmi verilere göre nüfusun yüzde 70’ini geçti. Asgari yaşam standardının altında gelire sahip olan ve aldıkları sosyal yardımlar ile ancak en asgari düzeyde yaşamaya çalışan kişi sayısı 60 milyonun üzerinde.   

Asgari ücret daha ilk aydan açlık sınırının altında kaldı. Hükümet kamu emekçilerine 2024 yılında resmi enflasyon hedefinin oldukça altında artış teklif etti. Emekliler kelimenin tam anlamıyla sefalet ücretine mahkum edildiler. Bu duruma Erdoğan bile ‘isyan’ etti ve ‘Memura zam gelirken emekliye gelmemesi olacak şey değil’ diyerek sanki her şeyi yapan kendisi değilmiş gibi tuhaf açıklamalar yapmaya başladı.

Geçinmek için adeta çırpınan emekçi aileleri, yeterli gelirleri olmadığı için borçlanarak yaşamını sürdürmeye çalışan milyonların yaşadığı sorunlara çözüm üretmek yerine, tamamen gerçek dışı ve hamasete dayalı söylemlerle günü kurtarmaya çalışıyorlar. Görmek isteyen herkesin kolaylıkla görebildiği ekonomik ve toplumsal gerçeklere gözlerini tamamen kapatanlar, ülke adım adım ekonomik çöküşe doğru giderken, yaşananlardaki sorumluluklarını inkar etmeyi ve dalga geçer gibi hayal pazarlamayı sürdürüyorlar.

Erdoğan, hafta içinde yaptığı bir konuşmada Türkiye’yi faiz, kur ve enflasyon cenderesinde tutmak isteyenlerle boğuşarak bugüne geldiklerini, ekonomide yaşanan sıkıntıların büyük kısmının iktisadi değil, siyasi oyunların ürünü olduğunu iddia etti. 2023 hedeflerinin bir tanesi bile gerçekleşmemişken 2023 vizyonunun çoğunu hayata geçirdiklerini ve gözlerini 2053’e diktiklerini açıkladı.

Ülke ekonomisinin büyük ölçüde altüst olmasına, ekonomik sorunların uzun süredir halkın en temel gündemi olmasına rağmen Erdoğan’ın sık sık yaptığı gibi her şeyin ‘kontrol altında’ olduğu ve ekonomide başarılı adımlar atıldığının iddia etmesi kimseye inandırıcı gelmiyor. Yıllardır benzer açıklamalar yaparak halkı sürekli sabırlı olmaya davet etse de ne halkın ne de ekonominin yaşananlara daha fazla sabredecek hali kaldı.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Gabar petrolü sömürüsü: 1 milyon liralık üretime  6 liralık ücret

Gabar petrolü sömürüsü: 1 milyon liralık üretime 6 liralık ücret

Saray iktidarının “Milletimiz zenginleşecek” propagandasını yaptığı Gabar petrolünün arkasında ağır bir işçi sömürüsü var. Günde 12 saat çalışma, taşeronlaştırma, sendikasızlık, yoksulluk sınırının yarısı bile etmeyen ücretler… Öyle ki sadece 12.5 saatlik üretim tüm işçilerin ücretini karşılıyor, geri kalan patronların kasasına akıyor.

Şırnak’ta bir günde çıkarılan petrol, Batman’da çıkarılanın yüzde 87 fazlası.

Serbest piyasada ham petrolün varil fiyatı yaklaşık 75 dolar.

İşçiler iki günde çıkarılan petrol kadar ücret alsaydı aylık ücret 160 bin lira olurdu.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
RTÜK Başkanı “Ülkemizde olumlu olaylar olmuyormuş gibi haber servis ediliyor” deyip ‘yandık’, ‘bittik’ haberleriyle karamsarlık aşılandığını savundu, ceza tehdidinde bulundu.

Evrensel'i Takip Et