Futbolu “erkek ayini” kılmaya çalışanlara karşı…
Fotoğraf: Storm Machine/Wikimedia Commons CC BY-SA 4.0
Son yıllarda en sevdiğim spor kitaplarından biri Corriera della Serra muhabiri Federica Seneghini’nin kaleme aldığı “Giovinette”. 1930’larda Milano’da yasaklara boyun eğmeyerek futbol oynamaya başlayan kadınların hikayesini anlatan kitap, faşist İtalya’da hem kadınların futbol oynama girişiminin nasıl bastırıldığını hem de dönemin politik/sportif tartışmalarında ve medyada cinsiyetin oynadığı rolü aktarması bakımından çok değerli. “Giovinette”i ayrıca yazacağım ama bugün, kadın futbolunu “taciz eden” tartışmaya değinmeden önce, kitap vesilesiyle araştırma yaparken rastladığım şu Massimo Fini vecizesini aktarmalıyım: “Futbol stadyumu, erkekler arası bir ayinin gerçekleştirildiği mekandır bu yüzden içeriye kadınların girişi yasaklanmalıdır.”
19. yüzyılın sonundan beri futbolun yaygın olduğu ülkelerde erkeklerin bu spora dahil olmak isteyen kadınlara verdiği yanıt tam olarak böyle özetlenebilir. 1921’de İngiltere Futbol Federasyonu, popülaritesinin zirvesine çıkan kadın futbolunu, “Futbolun kadınlara uygun bir spor olmadığı” gerekçesiyle yasaklarken farklı sözcüklerle bunu söylüyordu. İngiltere’nin modern Olimpiyatların kurucusu Pierre de Coubertin’den ödünç aldığı bu sihirli gerekçe Ada’dan Avrupa topraklarına hızla yayıldı. “Futbolun kadınların doğurganlığına zarar vermesi”nden “kadın estetiğine yakışmadığına” kadar türlü bahane üretildi ve 1970’lere kadar Avrupa’da futbol erkeklere has kılındı. Kadınların futbol oynaması bir tabuydu.
1970’lerde FIFA’nın ortalıkta olmadığı koşullarda gayriresmi turnuvalarla İtalya’da başlayan Kadınlar Futbol Dünya Kupası, 1991’den beri FIFA çatısı altında düzenleniyor. Erkek baskısıyla en az 70 yıl kaybeden kadın futbolu o günden bu yana çok yol kat etti. 2023 Dünya Kupası, bir bakıma emeklerin karşılığının alınacağı, kadın futbolunun en ön yargılı erkeklerin dahi görmezden gelemeyeceği bir şov olacaktı. Reyting, bilet satışı, ticari boyut derken böyle de oldu, FIFA “kadınlar artık para getirdiği” için mutluydu. Ama kadın futbolunu idare eden zihniyet rol çalmasa olmazdı.
Turnuvanın şampiyonu İspanya’da kadın futbolu son yıllarda büyük tezatları bir arada yaşıyor. Bir yanda hızla gelişen bir ekol var. Tıpkı erkeklerde olduğu gibi çok daha teknik futbolcular yetişiyor İspanya’da ve Barcelona’nın öncülüğündeki bu atılımı takip etmek büyük zevk veriyor. Ama diğer yanda, yani işin hocalık ve idarecilik boyutlarında da maço bir kültür hüküm sürüyor. Danae Boronat’ın “Onlara kız değil futbolcu deyin” kitabı, İspanya kadın milli futbol takımını 27 yıl boyunca çalıştıran ve 2015’te futbolcuların örgütlü isyanıyla devrilen Ignacio Quereda’nın oyuncularını nasıl sürekli sözlü olarak taciz ettiğini ortaya koyuyordu. Quereda’nın yerini alan ve oyunculara daha yakın bir jenerasyondan gelen Jorge Vilda döneminde de işlerin düzeldiği söylenemez. Geçen yıl çok sayıda oyuncu 2. kez ihtilal girişiminde bulundu ancak bu kez Luis Rubiales başkanlığındaki federasyon, sektörde “eşit ücret” taleplerini de baskılayacak şekilde yumruğunu masaya vurdu ve isyanı sert şekilde bastırdı. Birçok oyuncu takımdan uzaklaştırıldı, özür dilemeyenlerin Dünya Kupası’na götürülmeyeceği tehdidinde bulunuldu. Bazı oyuncular açıkça sürgün edildi.
İspanya milli takımı, bu isyanın taze izleri ve Alexia Putellas’ın sakatlığı nedeniyle buruk geldiği turnuvada, Japonya hezimetine rağmen hızla toparlandı. Hollanda’yı, İsveç’i ve finalde İngiltere’yi mağlup etti. Tarihinin ilk Dünya Kupası’nı kazandı. Normalde 40 gün 40 gece kutlanacak hadise, kupa seremonisinde hadsiz federasyon başkanı Rubiales’in Jenni Hermoso’yu dudağından öpmesiyle bir krize dönüştü. Futbolcular kariyerlerinin en mutlu anının tadını çıkaracakken “erkek ayini”nin uzantısı bir saldırıyla mücadele etmek zorunda kaldılar. Üstelik ilk başta özür dileyen Rubiales, iş ciddiye binince Hermoso’yu suçlamaya başladı. “İlk hamle Hermoso’dan gelmiş”, “bu kadar heyecanlıyken böyle şeyler olabilirmiş”, “dava bile açacakmış” paşam! Kadın sporcular ne zaman “eşit ücret” için mücadeleye girişse, medyada “erkek sporunun ürettiği değerle bu bir mi” diye analizler başlar. Şartlar bir mi ki üretilen değer aynı olsun! Siz hiç Dünya Kupası kazandıktan sonra yöneticisinin taciziyle mücadele etmek zorunda kalan erkek futbolcu duydunuz mu? 2023’te erkekler artık kadınların futbola katılımını engelleyemiyor ama futbolun bir “erkek ayini” olarak kalması için her şeyi yapıyorlar. İspanya milli takımının son 10 yılda yaşadıkları bunu kanıtlıyor ama eğer futbolcular tacizci teknik direktörden sonra federasyon başkanını da kovmayı başarırsa bu maskesiz ayinde köşebaşlarını kapatanlara sert bir tokat olacak.
- 100 yıl arayla Paris’te iki olimpik dönüm noktası 26 Temmuz 2024 05:27
- Papara baskını ve marka değeri 19 Mart 2024 04:10
- Bozacılar ve şıracılar 12 Mart 2024 04:46
- Beşiktaş'a cüret gerek 05 Mart 2024 04:42
- "Dünümüzü getirin, yarınımızı verelim" 27 Şubat 2024 04:15
- Geriden oyun kurmayı, yarım alanlara sızmayı atla, göğe bakalım 20 Şubat 2024 04:50
- "En eski spor arkadaşları"nın 2024 model çekişmesi 13 Şubat 2024 04:21
- Gerçeğin yumruğu: İşte Türk futbolu bu! 13 Aralık 2023 04:56
- Çalınmış ülke, bölünmüş spor: Filistin 23 Ekim 2023 04:36
- City Football Group-Başakşehir flörtü 09 Ekim 2023 04:00
- Süper Lig, süper sömürü 02 Ekim 2023 04:30
- 'Voleybol Ülkesi' miyiz? 25 Eylül 2023 04:25