Bundan sonrası çok daha zor

Üç ön eleme turunu geçerek adını Şampiyonlar Ligi’ne yazdıran Galatasaray’ın grup mücadelesindeki rakipleri bu akşam belli olacak.

Ön eleme turlarında ortaya koyduğu performansa bakıldığında Galatasaray’ın umut verdiğini söylemek mümkün değil. Grup maçlarındaki seviyenin, ön eleme turlarına göre çok daha yüksek olacağı göz önüne alındığında, Galatasaray’ın hedefine ulaşabilmesi için oyununu geliştirmesi gerekiyor…

Sezon başından bu yana aynı eksikler, aynı zaaflar sürüyor.

Galatasaray pozisyon üretmekte zorlanan, buna karşılık rakibine kolay pozisyon veren bir takım görüntüsünden kurtulamıyor.

Bu zaaflar ön eleme turlarında, özellikle Muslera ile Icardi’nin sıra dışı performansı ve rakiplerdeki bazı oyuncuların beceriksizliği sayesinde can yakmadı.

Teknik ekip ise ya bu zaafların, eksiklerin farkında değil ya da bunların nasıl giderileceğini bilmiyor. Oyunu transfer odaklı algılayan ve her türlü sorunun üstesinden transfer yaparak gelebileceğine inanan bir zihniyet, elbette asıl çözümlerin uzağında kalır. Ama sanıldığı gibi transferle her sorun çözülmez.

Sonuçta, transferlerle oluşturulmuş toplama takım görüntüsüyle, kendinizden yaklaşık 9 kat düşük ekonomik değere sahip bir takım karşısında oyun olarak ezilebilirsiniz de... Molde ile oynanan her iki maçta da bu yaşandı.

Son maçta topa sahip olma oranı yüzde 60’a, yüzde 40’la Galatasaray’ın lehine olmasına karşın sarı kırmızılı ekip oyunun kontrolünü elinde tutmayı başaramadı. Topa sahip olma oranıyla dengeli bir verimlilik ortaya koyamadı. Buna karşılık Molde rakip kalede çok daha fazla tehlike yaratıp çok daha fazla gol pozisyonu üretti. 

Bir yanda pahalı yıldızlarla dolu kadrosuyla Galatasaray, diğer yanda oyuncu kalitesi Galatasaray ile ölçülmeyecek kadar mütevazı olan Molde.

Ortaya koydukları oyuna bakıyorsunuz. Galatasaray adına bir takım oyunundan söz etmek güç. Özellikle Muslera, Boey, Torreira ve Icardi’nin bireysel performansıyla yol almaya çalışan bir takım görüntüsünde.

Galatasaray’da iyi savunma oyuncuları var ancak sistemli savunma yok. Savunma oyuncuları bir türlü bilinçli pozisyon almayı beceremiyor, karmaşa içinde darmadağın ve savruk müdahalelerle rakibin hücumlarını savuşturmaya çalışıyor. Derli toplu bir savunma, Galatasaray’ın şu anki en acil ihtiyaçlarından.

Ön eleme maçlarında bazı oyuncuların bireysel performansı fark yaratmaya ve turları geçmeye yetti ancak Galatasaray grup maçlarında başarılı olup yoluna devam edebilmek için bunun çok daha fazlasını ortaya koymak zorunda.

Molde sistemli bir kolektif mücadeleyle, oyuncularının kalitesi ölçüsünde takım oyunu sergileyen bir takım. Böyle bir takımı model almak kimsenin aklına gelmiyor mesela. Transferin takıntı, hatta saplantı haline getirildiği bir yerde, takım oyunu düşüncesi ister istemez geri plana düşüyor…

Maçtan sonra basın toplantısında Okan Buruk maçı tamamen oynayan ve oynamayan oyuncular üzerinden açıkladı. Asıl konuşulması gerekenler sistem ve oyun planı olmalıyken, biz konuyu bir türlü oyunculardan ve transferden koparamıyoruz. Gazeteciler, Okan Buruk’a, Molde karşısında neden bu kadar etkisiz kaldıklarını değil, hangi mevkiye hangi oyuncuyu almayı düşündüklerini soruyor. Okan Buruk da “Daha ne transferi, bir sürü oyuncu aldık” demiyor, “2-3 oyuncu daha almaya çalışıyoruz” şeklinde yanıt veriyor.

Sizden 9 kat düşük ekonomik değere sahip bir takım modern futboluyla sizi iki maçta da hırpalamış, bundan ders çıkarıp onu model alacağınız yerde sonradan görme müsrif zenginler gibi transfere para saçmaya doymuyorsunuz… Üstelik de borca batmış haldeyken...

Futbola bakışımızı ve oyun algımızı köklü bir şekilde değiştiremediğimiz sürece, Avrupa’da hedeflenen başarılara ulaşmak imkansız. Transferlerle ve bireysel performanslarla ancak kendimizi avuturuz…