Filenin Sultanlarından farklı bir smaç
Fotoğraf: Dursun Aydemir/AA
Final maçında Sırbistan’ı yenerek Avrupa Şampiyonu olan A Milli Kadın Voleybol Takımının başarısı, öncesi ve sonrasında siyasal alanda verilen çelişkili ve hatta tuhaf kararlarla akıllarda kaldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Milletler Ligini kazandıktan sonra Avrupa Şampiyonası’nda finale çıkan takımı desteklemeye gitmeyişi, oyuncuların zaferin ardından ülkeye tarifeli uçakla dönmek zorunda bırakılması, ertesi gün İstanbul’da yapılan kutlamanın dar kapsamı dikkatleri çekti.
Aslında şampiyonluk sürecinde olup bitenler, ‘Ebrar’ kelimesinin anlamını bilmeden ‘Abdülhamid’ ismi üzerinden trol faaliyeti yürütenlerin algı kapasitesinin ötesine geçen bir öneme sahip. Ebrar Karakurt’un yarı finale çıktıktan sonra sosyal medya hesabından paylaştığı “Savaşa savaşa kazanıyoruz” mesajına, Abdülhamid isimli bir sosyal medya kullanıcısı “Müslüman Türk Milleti olarak sana tahammül etmeye devam ediyoruz” sözleriyle cevap vermişti. Karakurt’un buna tepkisi “Boş yapma Abdülhamid” cümlesini hem hesabına hem de final maçı öncesinde elinde tuttuğu pankarta yazmak oldu.
Abdülhamid isimli sosyal medya kullanıcısıyla yapılan yazışmayı Sultan Abdülhamid’e yönelik bir hakarete esnetme çabası, Karakurt’un zeki yanıtları yanında takımının başarısı nedeniyle gölgede kalmaktan kurtulamadı. Aslında Abdülhamid isimli kişinin ‘Müslüman Türk milleti’ adına konuşabildiği ortamın kültürel dinamikleri ve ‘tahammül edilen’den bahsedilerek denenen had bildirmenin arka planı kimse için sır değil. Burada altı çizilmesi gereken nokta trol zihniyetinin daha ileri gidecek gücü bu kez kendinde bulamaması oldu. Bu gelişmeler ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sosyal medya üzerinden dolaşıma giren “Kültür-sanat gibi, spor gibi hepimizi müşterek değerlerimiz, sevinçlerimiz, gururlarımız etrafında birleştirmesi gereken alanları ne yazık ki bozgunculuk aracı haline getirmeye kalkanlar olduğunu görüyoruz” mesajı süreci daha da ilginç hale getirdi.
Sonuç olarak zirveye çıkan bir kadın takımı eşi görülmemiş başarısıyla, kurduğu dille, giyim kuşamıyla, herkese bulaşan enerjisiyle Erdoğan rejiminin ezberini bozdu. Filenin sultanlarının hegemonya mücadelesi alanına düşen yumuşak ama etkili smaçı, propaganda aygıtının zikzaklarla dolu, voleybol diliyle söylersek, ‘açı kapatma’ çabalarına rağmen etkisizleştirilemedi.
* * *
Kavurucu yaz günlerinde Kadın Voleybol Milli Takımının yarattığı rüzgarın belli bir kesime getirdiği serinlik ‘Sporun siyasete bulaştırılması’, ‘Başarıdan muhalefet üretilmesi’ gibi kalıplarla yaftalanmak istendiyse de sürecin, aynı günlerde dayatılan yasaklama ve sansür üzerinden değerlendirilmesinde fayda var.
Hatırlanacağı üzere geçtiğimiz yaz boyunca muhalif belediyelerce düzenlenmek istenen çok sayıda konser ve festival sudan gerekçelerle yasaklandı. Şampiyonluk kutlamaları sırasında yaşanan gerilimi görünür kılan ikinci olay, bu yılın adli yıl açılış töreninde Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan’ın konuşmasının Cumhurbaşkanlığı frekansından paylaşılmayarak kitlelere ulaşmasının engellenmesi oldu. Yargının savunma tarafını temsil eden Sağkan’ın mesajının, önceden hazırlıklı olunduğu belli olan bir biçimde, kitlelere ulaşmasının önüne geçilmişti. Ancak planlı programlı sansür ve yasaklama teknikleri A Milli Kadın Voleybol Takımının başarısına bitişik olarak kurulan söylemin engellenmesi için işletilemedi. Eğer yasaklanmasaydı yaz boyunca yapılacak konser ve festivallerde zıplayarak şarkı söyleyecek, Sağkan’ın mesajını ilgiyle dinleyecek kesimin önü şampiyonluk kutlamaları sırasında, başarının boyutu, sevincin kitleselliği ve sürecin kendiliğindenliği nedeniyle kesilemedi.
* * *
İletişim Başkanlığının sipariş ettiği, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda kamuoyuna sunulan ve “Millî ve manevi duygularımızı ifade eden, gönüllerimizi coşturan, istikbal adına vizyonumuzu ve heyecanımızı ortaya koyan” sözleriyle tanıtılan ‘100. Yıl Marşı’nın ilk dört dizesi şöyle:
“Parlayan yıldızı Anadolu’nun
Çağlayan sel gibi şanlı ulusun
Türkiye Yüzyılı titretiyor dünyayı
Sarsılmaz bir inançla kalpte tutkusun”
İlk seslendirmesi Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ve ülkedeki bütün askeri bandoların ortak konseriyle yapılan marş, gösterilen onca çabaya rağmen istenilen ilgiyi görmedi. Oysa Kadın Milli Voleybol Takımı’nın başarısı hedef saptırma, görmezlikten gelme, küçümseme çabalarına rağmen kendi yolunu açtı ve toplumsal sevince dönüştü.
Bu iki örnek bir yandan toplumdaki güncel kültürel çatlakları gösterirken, diğer yandan kültür alanının önlenemeyen özerkliğini, ters kelepçe ve polis kalkanlarıyla önü kesilemeyen itiraz damarlarının potansiyelini hatırlamamızı sağlıyor.
- Biber gazını 40 yaşından sonra tadanların muhalefetini zenginleştirmek 17 Kasım 2024 04:25
- Demokrasi karşıtlığının kitlesel tabanı 10 Kasım 2024 05:26
- Ahmet Özer'in tutuklanması ve Kolombiya barış sürecinden dersler 03 Kasım 2024 04:32
- Fethullah Gülen'den sonra... 27 Ekim 2024 04:02
- ‘Çözüm’ü küçük çıkarlar için heder etmek 20 Ekim 2024 04:47
- ‘İç cephe’ çağrılarını 10 Ekim 2015’te yitirdiklerimizin fotoğraflarına bakarak düşünmek 13 Ekim 2024 04:47
- İsrail devleti terörü neleri örtüyor? 06 Ekim 2024 04:32
- Sağda birlik arayışları ve Kürtler 29 Eylül 2024 04:45
- Günay Kubilay'dan "Bir Kumpas Davasının Anatomisi" 22 Eylül 2024 04:00
- Narin… 15 Eylül 2024 04:51
- Reşit Kibar "Ne" için öldürüldü? 08 Eylül 2024 04:04
- ‘Barış’ emekçinin hayatına nasıl dokunur? 01 Eylül 2024 04:10