10 Eylül 2023 06:18

Belirsizlik

Fotoğraf: Unsplash

PAZAR
Paylaş

“Kurulu otorite her zaman himayesini pekiştirebilmek için, insanlara kör muamelesi yapmaya, buyurduğumuz yere gözleri kapalı gitmeye alıştırılmış olduklarından, onları aydınlıktan korkacak ve zor zamanlardan geçtiklerinden yakınarak aylaklık edebilmek için aleyhlerine daha çok karanlık ve belirsizlik isteyecek kadar, kendi yolunu çizmekten aciz kişiler yerine koymaya ihtiyaç duymuştur. Obskürantizm her zaman için iktidarın bilgilendirme yöntemi olmuştur.”

Raoul Vaneigem

Herkes sürekli mutsuz, öfkeli, endişeli, patlamaya hazır, tahammülsüz.

Yaşam alanımız bu duygu halleriyle dolu. Sürekli bunu düşünüyorum. Kimle karşılaşsam, konuşsam, bu konu kendini düşündürtüyor zaten.

Nedenleri üzerine düşündükçe; bu sefer de belirsizlik hissine ulaştım.

Markete giderken ne ödeyeceğimiz belirsiz, dünden farklı olacağı ise kesin. Kiracıysak evde daha ne kadar oturabileceğimiz belirsiz. Ev sahibi olanın kiraya zam alıp alamayacağı belirsiz.

Maaşların ne olacağı belirsiz, yetmeyeceği kesin. Evde temizlik planı bile yapılamıyor, sular akacak mı belirsiz. Online toplantı yapacaksın, elektrik olacak mı, internet kesilecek mi belirsiz.

Gençsen üniversite okuyabilecek misin belirsiz, iş bulabilecek misin belirsiz. Hepsi yurt dışında okumak istiyor da kur ne olacak belirsiz. Vize çıkar mı belirsiz. 

İşe gidiyorsun, otobüse binebilecek misin belirsiz, kavgaya denk gelmeden günü bitirebilecek misin belirsiz. Emekli olabilecek misin belirsiz, emekli maaşın kaç olacak belirsiz, kaç yıl daha çalışmak zorunda kalacaksın belirsiz.

Bir hedef koyup para biriktirmeye başlasan, sen biriktiresiye evler kaç olacak, otomobil ne kadara çıkacak, vergileri ne olacak, benzin kaç belirsiz.

Seneye tatil hayal edip erken rezervasyon yapsan yangın mı çıkar, otel mi batar, gidince yemeğe paran yeter mi belirsiz.

Başına bir şey gelse ambulans gelir mi, doktor bulunur mu, dikiş ipi stoku var mı belirsiz.

Kargon vaktinde ve sağ salim gelir mi o bile belirsiz.

Neredeyse her sene bir seçime gidiyoruz, her seçim zaten bir belirsizlik. Biz bu ülkede daha ne kadar yaşayabileceğiz belirsiz. 

Psikologlara göre belirsizlik hissi kişilerde dozu farklı şekillerde stres yaratıyor. Bu da korku, kaygı, endişe, güvensizlik, kontrolü yitirdiği gibi duygulara sebep oluyor, umutsuz, karamsar ve kötümser düşünceler hasıl oluyor.

Belirsizlik insanların kontrolü yitirmesine ya da yitirdiğini hissetmesine sebep oluyor.

Uzmanlar diyor ki ortada somut bir tehlike yokken hissedilen kötü bir şey olacağı kaygısı ile ortada bir risk varken hissedilen kaygı farklı. Daha önce yaşanan belirsizliklerin nasıl çözüldüğü yeni belirsizliklerin yarattığı stres, anksiyete ve depresyon durumlarını etkiler. Bizde hiçbir belirsizlik iyi neticelenmedi, ortada hep risk var ve tek değil. Yani bizim bu belirsizlikle baş etmemiz kolay değil.

Nature dergisinde yayımlanan bir araştırmada, deneklerin yarısı yüzde 50 ihtimalle elektrik verilecek bir ortama diğer yarısı ise yüzde 100 yani kesin elektrik verilecek bir ortama konulmuş. Yüzde 50 riske sahip kesim, bir ihtimal elektriğe maruz kalmama şansları olmasına rağmen diğerlerinden çok daha fazla stres yaşamış.

Yani belirsizliğin ortasında beklemek, başa gelecek kötü bir olayı beklemekten daha büyük stres yaşatıyor.

Rejim, kendine muhalif herkesi öteki ilan etti, bazılarımız her açıdan öteki kalıyor, bazısı her an öteki olabilir, zamanı belirsiz. Belki soğanı pahalı bulduğu gün öteki olacak belki de okul kayıt ücretine itiraz ettiği gün. Gün gelecek oy verdiği parti tarlasına çökülmesinin önünü açacak. O da rejimin öteki ilan ettiklerinin ötekisi şimdilik.

Herkes bir diğerinin dışladığı oldu bu ülkede.

Psikolojik dışlanma ve belirsizlik hakkında bir araştırma sanal top oyunu üzerinden bir deneyin çıktılarını anlatıyor ve şu neticeye varıyor:

“Psikolojik dışlanmaya maruz kalmak insanları dışlandıkları ilişkiye dair öngörüde bulunabilme, kişinin neden bu dışlanmaya maruz kaldığını ve bunun daha ne kadar süreceğini yorumlayabilme becerisinden alıkoymakta ve bu yönüyle kişisel belirsizlik hissetmesini sağlamaktadır.”

Bu belirsizlik ne zaman bitecek? Bilmiyoruz. Birkaç ay önce bir süresi var gibiydi, artık yok.

Kim bitirecek? Belirsiz. Belirli olur gibi oldu ama o şans da artık kayıp.

Biz bir şey yapabilir miyiz peki?  Yapardık ama dışlanmışların belirsizlik karşısında tutumlarını işte yukarıda araştırma sonucu üzerinden yazdık.

Kişisel olarak belirsizlik içinde boğulurken toplumsal muhalefet olarak nasıl belirleyebileceğiz?

İnsanın kendi yaşamının iplerini elinde tutamamasının kabul edilmesi, kanıksanması ne uç, ne garip?

Şimdi hayatınızın son 1-2 yılını bir düşünün geriye doğru, kaç şeye niyetlendiniz, kaçı gerçek oldu? Kaç plan yaptınız kaçı bozuldu? Az daha geriye gidip ilk gençliğinize bir sorun, neydi bu yaşınızdan beklentisi, ne umdu, ne buldu?

Kaç hayaliniz gerçek oldu, kaç tane kalabildi geriye?

Kaç kadeh kırıldı yorgun gönlünüzde?

Ne yaptık bunca belirsizlik içinde? Hayatın olağan akışına devam etmeye çalıştık. İşe gittik kazandığımız da paraymış gibi, denize ayağımızı soktuk yarınlar yokmuş gibi, bir rakı masası kurduk içki yasaklarına inatmış gibi, doğum günü kutladık bu yaşadığımız hayatmış gibi. Değil mi?

Birileri Meclisi açtı güle oynaya, poz verdi kadrajlara. Zamlar alındı, maaşlar yattı, Meclis tatile çıktı, bazı vekiller direnişlere desteğe koştu, bazıları tatile. Nasipse dönecekler ekimde.

Yerel seçim pazarlıkları başladı. Aynı belirsizliğin laciverti, aday kim, ittifak var mı?

Hatırlayalım: Belirsizliğin yarattığı anksiyete, depresyon ve stres durumları, önceki belirsizliklerin nasıl çözüldüğü ile ilintilidir.

Bugün belirsizliği bütün vücudumuzla hissedelim istedim.

Çünkü hiç yüzünden, hiç delil, hiç tanık ve hiç hukukla 500 gündür içeride Gezi tutsakları, 2 bin 140 gündür Kavala, 2016’dan beri Demirtaş ve daha niceleri...

Biz en azından -mış gibi yaptık, onlar gözle görülür, elle tutulur somut bir beton kalıp gibi etraflarında belirsizlikle sınanıyor bunca zamandır, bir daha ne zaman göğün sonsuzluğunu görecekler belli değil.

Her geçen günü, yavaşlayan yelkovanı, akrebi bir düşünün. Elinizi kalbinize götürün, hızlı çarpıyor değil mi?

Belirsizliğin anksiyetesi işte o, bir de bizim belirsizliğe olan tahammülümüzün utancı.

En az bir belirsizliği ortadan kaldırmadan bize insanca bir yaşam yok, bunun farkında olmalı.

En belirgin sorunumuz adaletsizlik, buradan başlamalı.

-Mış gibi davranarak dönmüyor bu dünya, dönmeyecek.

Her gün can çekişmektense, bir belirsizliğin yıkım bedeli neyse ödemeli, belli ki her şeye değecek.

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa