Sağlığın gasbı: Okullar
Fotoğraf: DHA
Bir önceki nesilden daha fazla kör, daha fazla bacaksız, daha fazla diyaliz makinesine bağlı, daha fazla felç, daha fazla ve daha erken yaşta kalp hastası, hipertansiyon mağduru olacak çocuklar bu hafta okullu oldu. İç karartıcı ama gerçeğimiz, yani diyabet ve obezitenin Türkiye artış hızının meali bu…
Son çeyrek asrın sağlıksız yeni nesillerinde başat rol ne yazık ki okul ve eğitim modeline dayanmakta. Sınav odaklı, özel dershane ve etüt soslu eğitim sistemi, dayattığı hareketsiz yaşam tarzı ve kâr odaklı okul kantinciliği ile göz göre göre son çeyrek asrın kuşaklarını hasta etti.
Okul yılları gelecekteki yaşamlarımızı belirleyen önemli bir dönemeçtir. Bu sağlık bahsi için de öyledir. Çocuk, ergen ve gençlere sağlıklı yaşam yolunda bu denli kolay ulaşılabilecek başka bir mekan, mekanizma yok. Okul hekimliği ve hemşireliği bahsi ne yazık ki gündem olamamakta…
Yıllardır obezite yani şişmanlıkta Avrupa’nın birincisi Türkiye. Bu okul yaşı çocuklar için de geçerli. Üstelik Covid 19 pandemisinde eve hapsedilen gençlik daha da kilo almış oldu. Derken ekonomik kriz eklendi: Yoksulluk derinleştikçe karınlar daha fazla karbonhidratla doymaya mecbur bırakılır, hasılı obezite daha da artar.
Yine ülkemizde şeker hastalığı almış başını gidiyor. Dünyada ilk üçe yerleştik ne acı ki. Biri çocuklara söylemeli: Şişmanlık ve şeker hastalığı ileride daha sık kalp krizi, yüksek tansiyon, damar sertliği, böbrek yetmezliği, felç, depresyon, bacak amputasyonu ve cinsel sorunlar demek…
Yirmi bir yaş altı nesil, sırf bu ülkede ve kesintisiz AKP iktidarında doğup büyüdükleri için, tercih edilmiş sağlık politikalarının vebalini ileriki yıllarda canları, sağlıkları ile ödeyecekler.
Giderek en şişman insanlar ülkesi olmamızda AKP öncesinin de rolü var elbet. Çocuklarda sağlıksız nesiller için önemli bir milat lise giriş sınavlarıdır. Bu yolla okul, etüt, özel ders, sınav maratonu ile ortaokul yıllarında tanışmaya başlayan çocuklar bir odaya hapsolmuş ve abur cubur ile beslenmeye mahkum kılınmıştır. Sınav ve hareketsizlik maratonu dört yıl erkene çekilmiştir.
Şimdi AKP iktidarının yarattığı sağlıksız geleceği onarması, demokratik kitle örgütlerinin ise bunu daha net ve gür talep etmesi gerekiyor.
Birkaç yıl önce okul kantinlerinde yasaklı ürünler ile yol alınsa da yüksek kantin kiraları işletmecileri ucuz ve bir o kadar da sağlıksız ürünleri satmaya zorluyor. Geçmişte olduğu üzere okul aile birliklerinin kantin işletmeciliği yeniden merceğe alınmalıdır.
Köy enstitülerinin kapatılmış olması, bugüne kadar olumsuz etkisini sürdürmeye devam ediyor. Eğitimi salt iş ve meslek odaklı mekanlar olmaktan çıkartıp yeniden sağlıklı nesiller için mekanlara dönüştürmek ertelenemez önceliğimiz olmalı. Sağlığın gasbı ne acı ki okullarda artarak devam ediyor.
Hekim meslek örgütü TTB’nin de belirttiği üzere “Her dört çocuktan biri okula aç geliyor ve okul devamsızlığının en önemli nedeni yoksulluk”. Hal böyle iken “okullarda her çocuğa en az bir öğün ücretsiz yemek” neden verilmez?
Sağlıcakla kalın.
- Barış kokusu: Ege denizi 09 Aralık 2024 04:53
- İnsandan inşaata demir eksikliği 02 Aralık 2024 04:48
- Bir davayı seyretmek: Başka bir sağlık sistemi mümkün 25 Kasım 2024 04:43
- Kırmızı kurdele: AIDS ve çocuk 18 Kasım 2024 04:04
- Hekim grevleri tüm dünyada tarihsel bir eşikte 11 Kasım 2024 04:50
- Özelleştirme yolunda aile hekimliği ya da sağlık hakkımız 04 Kasım 2024 04:11
- 2025 ya da sağlık: Yeni sağlık bütçesinin ipuçları 28 Ekim 2024 04:35
- Sağlıkta kayıp kuşak: 0-23 yaş arası ve AKP'li yıllar 21 Ekim 2024 04:53
- Hangi antidepresan bize eşitlik, özgürlük, adalet getirebilir ki! 14 Ekim 2024 04:00
- Koruyucu sağlık hizmetleri: Önlenebilir her ölüm cinayettir 07 Ekim 2024 04:55
- Koku ve hafıza 30 Eylül 2024 04:26
- Yapay zeka insan haklarından neden korkar? (1) 23 Eylül 2024 04:29