14 Eylül 2023 04:42

Emekçiler OVP’nin neresinde?

eylem yapan işçiler

Fotoğraf: Kenan Çetin/Evrensel

Paylaş

Türkiye ekonomisi uzun yıllardır tamamen yabancı sermayeye ve sıcak paraya bağımlı, üretimden çok tüketime ve borçlanmaya dayanan çarpık ekonomik yapısı nedeniyle ağır sorunlarla karşı karşıya. Öncesi bir tarafa, ekonomide on yıl önce ortaya konulan 2023 yılı ekonomik hedeflerinin yanına bile yaklaşılamadı.

Mevcut iktidar, Erdoğan’ın sık sık tekrarladığı “üretim, büyüme, istihdam ve yatırım” hedeflerine ulaşma konusunda çok kötü bir karneye sahip. Erdoğan, geçtiğimiz hafta kur ve enflasyondaki artış oranlarının ötesinde bir fiyatlama güdüsüyle karşı karşıya olduklarını, hayat pahalılığı sorununun ekonomik değil psikolojik olduğunu söyleyerek herkesle adeta dalgasını geçti.

Türkiye ekonomisinin önümüzdeki üç yıllık hedeflerinin yer aldığı Orta Vadeli Program (OVP) açıklandı. İktidar ve sermaye çevreleri tarafından heyecanla karşılanan program bir ekonomi programı olmaktan çok, büyük bölümü ekonominin somut gerçekleriyle uyuşmayan, bozulan ekonomik göstergeleri düzeltmek için emekçilerin temel haklarını hedef alan bir yoksulluk ve sefalet programı olarak hazırlanmış.

İktidarın yıllardır ekonomik krizin bütün yükünü emekçilerin, dar gelirlilerin sırtına yüklemeleri yetmiyormuş gibi, önümüzdeki üç yıl boyunca yüksek oranlı vergi artışları ve faiz harcamaları öngörülüyor. 2024 yılında vergi gelirlerinin 2023’e göre en az yüzde 76 artması (4.2 trilyon liradan 7.4 trilyon liraya çıkması) hedefleniyor. Aynı dönemde faiz harcamalarında ise yaklaşık iki kat (646 milyar liradan 1.2 trilyon liraya) artış bekleniyor. Sadece söz konusu iki kalem bile OVP’nin yükünün büyük bölümünün halkın sırtına yıkılacağının göstergesi. 2024 yılında Türk lirasının yarı yarıya değer kaybetmesi beklenirken yıl sonunda yüzde 33’lük enflasyon hedefinin ne kadar gerçekçi olduğu tartışmalı.

OVP ile enflasyonu üç yıl sonra tek haneli rakamlara indirme vaadi (daha doğrusu hayali) tekrarlanırken, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in önümüzdeki dönemde ücret/maaş artışlarının hem hedeflenen enflasyona göre belirleneceğini açıklaması ücret artışlarının sınırlandırılacağını işaret ediyor.

OVP’de emekçiler lehine, onlara ekonomik olarak nefes aldıracak tek bir somut düzenleme yok. Aksine, çalışma yaşamına yönelik ‘güvenceli esneklik’, ‘tamamlayıcı emeklilik’, ‘göçmen istihdamı’ vb. gibi mevcut ekonomik ve sosyal hakları doğrudan hedef alan son derece tehlikeli maddeler var. OVP’nin hedefleri arasında emekçilerin uzaktan, kısmi ve geçici süreli çalışma ile platform çalışması (dijital çalışma) gibi yeni nesil esnek çalışma modellerinin hayata geçirileceği belirtiliyor.

Önümüzdeki yıllarda OVP hedeflerine ulaşmak bahanesiyle yüksek vergi artışları, ucuz emek politikaları, ücret/maaş zamlarının baskılanması, sosyal harcamalar üzerinde kesintiye gidilmesi gibi adımlar atılacağı anlaşılıyor. Dolayısıyla daha önce defalarca gündeme getirildiği gibi, bir kez daha milyonlarca emekçinin iş güvencesine, kıdem tazminatına ve kamusal emeklilik hakkına doğrudan el uzatan yeni bir saldırı programı ile karşı karşıyayız.

Ülke ekonomisinin mevcut gerçekleriyle uyumsuz, birbiriyle tutarsız ekonomik hedeflerin, özellikle enflasyon, işsizlik, büyüme, faiz ve cari açık hedeflerinin emekçiler açısından tek anlamı yeni zamlar, hayat pahalılığının artması, vergi artışları ve daha çok borçlanmak demek. İddialı söylemlerle açıklanan OVP, yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı nedeniyle satın alım gücü sürekli gerileyen, boğazına kadar kredi ve borç batağına batmış olan milyonlar açısından daha fazla yoksullaşma ve sefaletten başka bir şey ifade etmiyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa