Reste rest: Koridor savaşları
![](https://www.evrensel.net/images/840/upload/dosya/244515.jpg)
Fotoğraf: Mustafa Kamacı/AA
Hindistan oldukça önemli bir zirveye, G-20 toplantısına ev sahipliği yaptı.
Peki G-20 nedir? İlk toplantısı 1999 yılında yapılan G-20 aslında G-7 zirvelerinin genişletilmiş hali. G-7 grubunun üyeleri Avrupa Birliği, ABD, Kanada, Japonya, İngiltere, İtalya, Fransa ve Almanya.
G-20 grubunda bu ülkelere ek olarak Hindistan, Rusya, Çin, Brezilya, Arjantin, Meksika, Suudi Arabistan, Türkiye, Güney Afrika ve Güney Kore gibi çok sayıda ülke yer alıyor. Bu yıl yapılan zirvede Afrika Birliği de vardı.
G-20 grubu tek başına dünya ekonomisinin 5’te 4’ünü elinde tutuyor ve dünya ticaretinin dörtte üçünü kontrol ediyor. Dünya nüfusunun yaklaşık üçte ikisi G-20 ülkelerinde yaşıyor.
Kısaca dünya ekonomisini, ticaretini ve siyasetini şekillendiren ülkelerin bir araya geldiği G-20’nin son zirvesi ekonomi koridoru savaşının ilk işaret fişeğinin atıldığı zirve oldu.
ABD, Hindistan, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Hindistan’ı Orta Doğu üzerinden Avrupa’ya bağlayacak olan yeni ticaret koridoru girişimini açıkladı.
Türkiye’nin yer almadığı bu koridor Hindistan’ın Mumbai limanından başlıyor Orta Doğu’da Suudi Arabistan ve İsrail gibi ülkeleri geçerek Güney Kıbrıs Rum Kesimi ve Yunanistan üzerinden Avrupa’ya ulaşıyor. Koridorun son durağı ise Hamburg Limanı.
Koridor heyecan yaratsa da geçtiği ülkelerdeki deniz yollarını, demir yollarını, kara yollarını birleştirmesi gerekiyor. Haliyle ticari açıdan işlevselliği, ekonomik açıdan uygulanabilirliği hâlâ meçhul ki bu koridor için yeni demir yolu ağlarının ve limanların da inşa edilmesi gerekiyor.
Uzmanlar bu girişimin Çin’in Kuşak ve Yol girişimine karşı geliştirildiği görüşünde.
Malum, Çin’in Kuşak ve Yol projesi 10 yıl önce uygulamaya konulmuştu ve Orta Doğu ülkeleri dahil 139 ülkenin birbirine bağlanması için çalışmalar çoktan başlamıştı. Şimdiye kadar yaklaşık 1 trilyon dolar harcayan Çin mega projesi için 150’den fazla ülke ile anlaşmalar imzaladı. Gerçi Çin’in Kuşak ve Yol ile birbirine bağlamaya çalıştığı ülkeleri altyapı projelerinin inşası için yüksek miktarlarda krediler ile kendine borçlandırdığı gibi eleştiriler de yükseliyor bir süredir.
ABD’nin öncülüğünü yaptığı yeni koridorun önemli duraklarından biri de Orta Doğu. Bölgede BAE, Suudi Arabistan, Ürdün ve İsrail hattını izleyecek olan koridor bölgesel siyasi meselelerin seyrini de etkileyecek. Koridor hayata geçerse en azından Suudi Arabistan ile İsrail ilişkilerinin normalleşme süreci de hızlanacak. Zaten kısa bir süre önce ABD arabuluculuğunda temasta olan bu iki ülkenin ilişkilerini normalleştirmesi Filistin meselesine endeksli görünüyor ancak küresel bir ticaret koridorunun denkleme girmesi süreci kökten değiştirebilir. Yani şimdilerde Suudi Arabistan İsrail’e “Filistin meselesini iki devletli çözüm modelini esas alarak ve Filistinlilere daha fazla hak vererek çöz sonra normalleşme sürecini konuşalım” diyor ancak Hindistan’ı Avrupa’ya bağlayan bir koridor Filistin meselesini denklem dışı bırakabilir elbette.
ABD’nin ticaret koridorunun doğuracağı bir diğer önemli mesele de bölge ülkelerinin Çin ile ilişkilerinin seyrine etkisi…
Suudi Arabistan başta olmak üzere körfez ve bölge ülkeleri bir süredir ABD ile Çin arasında bir denge politikası kurmaya ve müttefiklerini çeşitlendirme politikası yürütmeye çalışıyor.
Modern Baharat Yolu olarak adlandırılan Hindistan-Avrupa ticaret koridorunun koridorun geçtiği ülkeler arasındaki ticareti yüzde 40 artırması bekleniyor. Çin’in Kuşak ve Yol projesi ile iki hattan oluşuyor ve projenin önemli duraklarından biri yine Orta Doğu.
Şimdilerde uzmanların sorduğu soru şu; iki yeni ticaret koridorunun bir tarafında ABD diğer tarafında Çin varken bölge iki süper güç arasında yeni bir çekişmenin sahası mı olacak? Yoksa iki mega proje birbirini destekleyecek şekilde ilerleyecek ve bölgeye muazzam kazanımlar mı getirecek?
Evrensel'i Takip Et