Göz bebeğimiz mi?…

Türkiye bir “hoş” ülke oldu. Zaten normal değildi. Nisan 2017 referandumuyla kabul edilip bir yıl sonra uygulanmaya başlanan tek adam rejimiyle iyice çizgiden çıktı. Artık milletvekillerinin tutuklanıp yıllarca hapiste tutulması, seçilip de Meclise gelememesi, belediyelere kayyum atanması sıradanlaşıp “vaka-i adliyeden” oldu.

Sözde düşünce özgürlüğü var. Soruşturma açılması için bir konuşma yetiyor! Düşünce özgürlüğü Cumhurbaşkanı ve çevresi için var. O muhalefet liderleri dahil önüne gelene sunturlu küfürlerle hakaret üstüne hakaret edebiliyor. Sorun olmuyor. Sadece asker polis değil, savcılarla hakimleri de o atıyor. Emirlerindeler.

Sıradan yurttaşlarla muhalifler zaten hakaret etmiyor, durumu bildiklerinden buna azami itina gösteriyorlar. Ama gözlerinin üstünde kaşları var. Sürekli deplasmanda, rakip sahada oynuyorlar. Yetmiyor, hakem de daima rakip takımın bir oyuncusu oluyor.

Alın İmamoğlu’nu. Eski İçişleri Bakanı Soylu İmamoğlu’na açıkça hakaret ederek “ahmak” diyor. O da ahmaklık o değil şudur deyince, ceza alıyor. Soylu? Onun hakaret özgürlüğü var!

En son CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu TV100 programına katılıyor. Konu TSK’ye geliyor. Tanrıkulu, “TSK’nin yaptığı her şey, eleştiriden azade değil. Biz milletvekiliyiz bunları sorgularız. TSK değil mi 12 Eylül’de darbe yapan? Bu ordu değil mi 15 Temmuz’da darbe girişimi yapan, köyleri yakan… Benim takip ettiğim davalar var. 15 köylüyü helikopterden atan TSK değil mi? AİHM kararıyla sabit hale gelen… Biz eleştirel yaklaşırız. Soru sorarız, doğru olup olmadığını sorarız, TSK üzerinden bu tür şaibelerin kalkması amacıyla bunu sorarız. 40 yılda her şeyi doğru yapsaydı Türkiye bu durumda olmazdı” diyor.

Ne var bunda? Eline silah alıp bir TSK birliğine ateş falan açmıyor. Pusu da kurmuşluğu yok. Adam milletvekili ve sadece konuşuyor.

Ne yani? Kimse TSK’ye söz söyleyemez mi? Tanrıkulu’nun dediği yanlış mı? Bu ordu 12 Eylül faşist darbesinin faili değil mi? Bırakın başkalarını Erdoğan ve yönetimi 12 Eylül’ü suç ilan etmedi mi? 12 Eylül yargılanıp suç ilan edilmedi ve Evren yaş durumundan hapis yatmaktan “yırtmadı” mı? Hâlâ darbecilik suçlamasıyla üst rütbeli eski generaller hapiste tutulmuyor mu? Her şey bir yana 15 Temmuz darbe girişimini herhalde Tanrıkulu yapmadı! Bu girişim dolayısıyla da çok sayıda general “FETÖ’cü” suçlamasıyla hapis. Bir mağduru da bu satırların yazarı olan türlü türlü işkenceler, pislik yedirmeler, helikopterden atmalar, köy yakmalar… Bunların faili TSK ve mensupları değil mi? Üstelik bütün bu suçlar emir komuta zinciri içinde işlenmedi mi? Faşist General K. Evren genelkurmay başkanı apoletleriyle caka satarak dolaşmıyor muydu ortalıkta? Eeee?

Savcı neden hakkında soruşturma açar?

Haydi, savcı savcıdır, işi bu, açtı diyelim. Tanrıkulu’nun milletvekili seçildiği partinin sözcüsü olan Faik Öztrak, nasıl “Milletimizin göz bebeği Türk Silahlı Kuvvetlerini töhmet altında bırakan ifadeleri kabul edilemez” diyerek, kendi vekilini “Alın, yiyin” dercesine sözde seçimle yıkmaya çalıştıklarının ayaklarının altına atar?

Haydi, o da yaptı, daha birkaç ay önce “Erdoğan’ı devirip özgürlük getireceğim” tafrası satan Kılıçdaroğlu nasıl “Parti sözcümüz açıklama yaptı, TSK bizim göz bebeğimizdir” der? Tanrıkulu, işkence demiş, darbe demiş. Bunlar mı göz bebeğin?!

Tamam, CHP devleti kuran parti ama bu kadarı fazla değil mi?! Bunca gericilik, bunca gerçeklerin inkarı ardından CHP ağzıyla kuş tutsa ne olur artık? “Değişimci” CHP’liler, değişim buradan başlamazsa beş para etmez, bilesiniz!

Erdoğan tabii fırsatı kaçırmazdı, kaçırmadı: Tanrıkulu’nu kastederek, “Bunlara gereken dersi devlet olarak da yargı olarak da verme mükellefiyetimiz var” dedi. Kılıçdaroğlu’nun aklı o zaman yarım da olsa başına gelir gibi oluyor. “SADAT’la mı” diyor ve “‘Devlet olarak’ derken, kastın nedir?​” diye soruyor ve ekliyor, “Unutma, Türkiye Cumhuriyeti devleti bir hukuk devletidir.”

Hâlâ nerelerde? Nerede hukuk devleti? Kim kaybetmiş de Kılıçdaroğlu bulacak? Hâlâ gerçekleri görmüyor ve gücü sadece kendi vekiline yetiyor!

Halk da hukuk mukuk kalmadığı için Kılıçdaroğlu’nun tek adam yönetimine karşı mücadele açtığını sanmıştı.