Olasılıklar gökkuşağı olarak hayat
Fotoğraf: MA
Hayat prizma misali, bir olasılıklar gökkuşağı sunar. Yaşadığımız coğrafya, zaman dilimi, barış ya da savaşın dili, demokrasi, yoksunluk, yoksulluk ve daha birçok şey bu olasılıkların oluş halini belirler. Buna sağlığın sosyal, yapısal belirleyenleri de diyebiliriz.
Hasılı sağlık aynı zamanda politik iyilik halidir. Öyle olmasaydı insülin direnci, şeker hastalığı 1980 askeri darbesi ardından bugüne değin tedrici olarak artmaya devam edebilir miydi hiç? Dünyada en fazla şeker hastalığı görülen ülkeler arasında ilk üçe oynamak, Avrupa’da en şişman ülke olmak ile demokrasi ve ekonomik kötü yönetim arasında bağıntı kurmamak bilim karşıtlığıdır.
Barış olmadan sağlıklı olabilmek mümkün mü? Elbette hayır. Barışın olmadığı bir coğrafya ve hayat, her birimizi kendimiz olmaktan uzaklaştırır, özbenliklerimizden korkar hale geliriz. Savaş ve çatışma her birimizden bir başkası yaratma yani yabancılaşma sürecidir.
Sınırlarımızın yanı başında ve ülkede savaş ve çatışmalar her birimizi daha da yoksullaştırıyor. Yoksulların çocuklarında ölüm oranları daha yüksektir. “Kalp hastalığına bağlı erken ölümlerin yüzde 45’i sosyoekonomik eşitsizlikler nedeniyle ortaya çıkmaktadır”. Yine, “yoksul bölgelerde kalp hastalığından erken ölümler zengin bölgelerden 2.5 kat daha fazladır”.
Yoksullar erken ölür. Ama işsiz yoksullar daha da erken ölür. Hele bir de güvencesiz çalışan iseniz ölümünüz iyice erkene çekilir. Kronik hastalıklar, ruh sağlığı sorunları ve sağlık hizmetlerine ulaşabilme koşulları bunda başat rol oynar.
Yoksul ve güvencesizseniz salt ömrünüz kısalmaz, aynı zamanda yaşarken de yıllarınızı görece daha hastalıklarla haşır neşir geçirirsiniz. Beklenen yaşam süresi ile demokrasi arasında paralellik oldukça yüksektir.
Barışa dair bu hafta iki cümle manşetlere düştü. Birisi cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’a aitti. Nahçıvanda “Barışın kaybedeni olmaz” diyordu. Beklentimiz bu sözün bizim coğrafya için de hayata geçmesidir. Zor ama imkansız değil…
Bir diğer barış cümlesi Adana Altın Koza Film Festivali’nde “Sinemanın Yüzü” ödülünü Türkan Şoray ile birlikte alan Kadir İnanır’a aitti: “"2013'ten beri benim ağzımdan barıştan başka hiçbir şey çıkmadı. Ellerimizi birleştireceğiz, kalplerimizi kucaklaştıracağız ve büyük barışı mutlaka sağlayacağız. İşte o zaman bu dünyanın en güzel ülkesi ve burada yaşayan milyonlarca insan koca ülkeyi festival alanına çevirecek. Hep bir ağızdan coşkuyla bağıracak: Yaşasın tam bağımsız Türkiye!”
Hayat prizma misali olasılıklar gökkuşağı sunar. Şimdi gökkuşağından barış ve demokrasi damıtma zamanı. Birey, toplum ve ülke olarak sağlıklı olmanın başka yolu yok.
- Barış kokusu: Ege denizi 09 Aralık 2024 04:53
- İnsandan inşaata demir eksikliği 02 Aralık 2024 04:48
- Bir davayı seyretmek: Başka bir sağlık sistemi mümkün 25 Kasım 2024 04:43
- Kırmızı kurdele: AIDS ve çocuk 18 Kasım 2024 04:04
- Hekim grevleri tüm dünyada tarihsel bir eşikte 11 Kasım 2024 04:50
- Özelleştirme yolunda aile hekimliği ya da sağlık hakkımız 04 Kasım 2024 04:11
- 2025 ya da sağlık: Yeni sağlık bütçesinin ipuçları 28 Ekim 2024 04:35
- Sağlıkta kayıp kuşak: 0-23 yaş arası ve AKP'li yıllar 21 Ekim 2024 04:53
- Hangi antidepresan bize eşitlik, özgürlük, adalet getirebilir ki! 14 Ekim 2024 04:00
- Koruyucu sağlık hizmetleri: Önlenebilir her ölüm cinayettir 07 Ekim 2024 04:55
- Koku ve hafıza 30 Eylül 2024 04:26
- Yapay zeka insan haklarından neden korkar? (1) 23 Eylül 2024 04:29