Tarih çarpıtıcıları faşistleri neden alkışlıyor?
Fotoğraflar: Mert Alper Dervış/AA
Ukrayna savaşı birçok açıdan tarih çarpıtıcılarını, faşizm hayranlarını yeniden sahneye çıkardı. 24 Şubat 2022’de savaşı başlatan Rusya Lideri Putin, yaptığı bir saatlik konuşmada Lenin ve Stalin’e saldırarak Ukrayna diye ayrı bir ülkenin olmadığını, Ukrayna’nın Rusya’nın doğal parçası olduğunu ileri sürmüştü. Putin söz konusu konuşmasına “Ukrayna Lenin’in uydurması” diyecek kadar tarihi çarpıtmıştı. Bununla yayılmacı Çarlık Rusya’sının varisi olduğunu açık olarak ilan etmişti. Böylece nihai hedefinin Çarlık Rusya’sının sınırları olduğu söylenebilir.
Bu süreçte Ukrayna yönetimi ve Batılı emperyalist devletler de ondan geri kalmadı. İkinci Dünya Savaşı sırasında Alman faşistleriyle iş birliği yaparak Kızılordu’ya karşı savaşan Ukraynalı faşistler el üstünde tutulmaya başlandı. Faşist Ukrayna Milliyetçi Ordusu (OUN) ve Lideri Stephan Bandera, 2014’deki Maidan darbesinden sonra “ulusal kahraman” ilan edildi. Eskiden üstü örtülü yapılan övgüler savaşla birlikte alenileşti. Hatta Ukrayna’nın Berlin Büyükelçisi Andrij Melnyk, Bandera’nın Münih’teki mezarını ziyaret ederek çiçek bırakmış, saygı duruşunda bulunmuştu. Ukrayna’da bazı kentlerde Bandera’nın heykeli dikildi, yol arkadaşlarının isimleri caddelere ve stadyumlara verildi.
Bütün bunların eşliğinde Ukraynalı faşistler ülke yönetiminde etkili görevlere getirildi. Komünizme dair bütün semboller, örgütler yasaklanırken, faşist örgütler el üstünde tutuldu, tutulmaya da devam ediliyor. Denilebilir ki, savaşın gölgesinde fazla dikkat çekmeyen bu sürecin üzeri Avrupa devletleri tarafından da bilinçli olarak örtülüyor. Faşistlere yol veren Devlet Başkanı Zelenskiy gittiği her yerde kahraman gibi karşılanıyor.
Bunun en son ve somut örneği 22 Eylül’de Kanada’da yaşandı.
Zelenskiy’nin ziyareti dolayısıyla parlamentoda düzenlenen törende, faşist Alman ordusunun SS kıtalarının 14. tümeninde yer alan Yaroslav Hunka ayakta alkışlanarak “kahraman” olarak onurlandırıldı. Hitler ordusuyla birlikte Kızılordu’ya karşı savaşmak üzere kurulan ve SS Galiçya Tümeni de olarak bilinen bu birliğin daha sonra Doğu Cephesi’nde birçok katliam yaptığı da biliniyor.
Daha 14 yaşındayken faşist orduya katılan ve bugün 98 yaşında olan Hunka, savaş bittikten sonra ABD ve İngiliz istihbaratı tarafından kullanılmak üzere önce İtalya’ya sonra İngiltere’ye oradan da Kanada’ya görüldü. O tarihten bu yana Kanada’da yaşamaya devam ediyor.
Faşistin parlamentoda onurlandırılmasından sonra her ne kadar Avam Kamarası Başkanı Anthony Rota ve Başbakan Justin Trudeau yaşananlardan utanç duyduklarını söyleyip pişman olduklarını ifade etseler de bu yapılanı hiçbir şekilde hafifletmiyor. Rota daha sonra görevinden de istifa ettiğini duyurdu.
Sadece Kanada’da değil dünya genelinde geniş yankı yaratan bir faşistin “kahraman” olarak takdim edilerek alkışlanması konusunda Zelenskiy ise sessizliğini korumaya devam ediyor. Kanada yöneticilerinin Hunka’yı davet ederken kim olduğunu bilmemeleri elbette inandırıcı değil. Zira, internette yapılacak küçük bir araştırmayla Hunka’nin SS’in Galiçya Tümeni üyesi olduğu görülüyor. Hem de fotoğraflarıyla...
Anlaşılan o ki; muhtemelen Ukrayna tarafı, ziyaret çerçevesinde Hunka’nın davet edilmesini gündeme getirdi ve Kanada yönetimi de bunu sessiz sedasız geçiştirebileceğini sandı. Ancak, öyle olmadı. Başta Kanadalı antifaşistler olmak üzere bütün demokratik güçler Rota ve Trudeau üzerinden büyük bir baskı yaparak, faşiste yaptıkları övgüleri geri aldırmayı başardılar.
Bu tablo Ukrayna’yı savaşa sürükleyen Batılı ülkelerin Ukraynalı faşistlere verdiği desteği ve değeri bir kez daha göstermiş oldu. Soğuk Savaş yıllarında Sovyetler Birliği, Kızıl Ordu ve komünizme karşı savaşan güçleri destekleyen, besleyen, yedekleyen Batılı kapitalist ülkeler bugün de Rusya’ya karşı Ukrayna’nın yanında duran bütün faşistlerle iş birliği içinde. Bu nedenle Ukraynalı faşistlerin tarihsel sembol ve referanslarına dokunmamaya özen gösteriyorlar.
Bunu yapanların başında faşizm gibi karanlık geçmişe sahip Almanya’nın gelmesi ise insanlık adına utanç verici. Sol Parti Milletvekili Sevim Dağdelen tarafından Almanya’nın faşist OUN Lideri Bandera’yı nasıl değerlendirdiği yönündeki soru önergesine Dışişleri Bakanlığı tarafından verilen yanıtlar gerçekten çok bilinçli ve sistematik bir tarih çarpıtıcılığının olduğunu gösteriyor.
25 soruya verilen geçiştirme yanıtlarda, “Özellikle belli (tarihi) gruplar ve kişiler, genellemeler yapılarak aşırı sağcı, antisemitist, çingene düşmanı, ırkçı olarak değerlendirilemez” deniliyor. Böylece, birçok bilgiye rağmen, Ukrayna’da işbaşındaki yönetimin faşistlerle çalıştığı, geçmişte Alman faşistleriyle iş birliği yapanlar mahkum edilmiyor, kol kanat geriliyor.
Bugün Rusya’ya karşı savaşta Ukraynalı faşistleri ayakta alkışlayanlar, bu faşistlerle açık ya da gizli görüşmeler yapan, ekonomik, siyasi ve askeri her türlü desteği veren Batılı emperyalist ülkeler, yaptıklarıyla kendi planlarına bir adım yaklaşabilirler, ancak en büyük kötülüğü Ukrayna halkına, demokratlarına, antifaşistlerine, aydınlarına yapıyorlar. Ülke el birliğiyle faşistleştirilirken, bu sürecin tersine çevrilmesinin on yıllar alacağı bugünden söylenebilir. Tıpkı Afganistan’da radikal dincileri kullanıp güçlendirdikleri gibi...
- Almanya seçimlerine doğru: Muhafazakarlar aşırı sağcılaşıyor 31 Ocak 2025 04:47
- Avrupa Trump’a karşı durabilecek mi? 24 Ocak 2025 04:15
- 2. Trump döneminde Avrupa'yı neler bekliyor? 17 Ocak 2025 04:58
- Avusturya'dan Güney Kore'ye siyasi krizler ne anlama geliyor? 10 Ocak 2025 04:08
- Almanya ABD’nin arka bahçesi mi? 03 Ocak 2025 04:54
- Avrupa 2024-25: Krizler, çelişkiler ve mücadele 27 Aralık 2024 04:19
- Romanya seçimleri, TikTok ve AB'nin demokrasi anlayışı 20 Aralık 2024 05:25
- ‘Suriyeliler gitsin mi, kalsın mı’ tartışması üzerine 13 Aralık 2024 04:24
- Avrupa'da 'siyasi kriz' hayaleti dolaşıyor 06 Aralık 2024 06:40
- Almanya'yı savaşa hazırlıyorlar 29 Kasım 2024 06:45
- Kiev'deki hesap Moskova'ya uyacak mı? 22 Kasım 2024 04:30
- Bir Almanya gerçeği: İşçilere yoksulluk, CEO’lara zenginlik 15 Kasım 2024 04:12