01 Ekim 2023 04:27

Siyasette değişim tartışması-2: Yığınların gerçek değişimi mücadele içinde mayalanıyor

şireci işçileri

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Evet, seçimden beri “değişim” kavramını en çok CHP içinde İmamoğlu-Özel ekibi kullanıyor ama dün bu köşede belirtildiği gibi ne amacı ne yönü belli olan bu “değişim” tartışmasından tek adam rejimine son verecek siyaset tarzında bir değişim beklenmiyor.

Neyse ki Türkiye’de işçiler ve emekçiler var: Sermayenin saldırıları karşısında henüz onu püskürtecek güçte olmasa da aralarında birleşebildikleri her yerde direniyorlar. Asıl değişim de bu direnişler içinde mayalanıyor.

Özellikle enflasyonun azgınlaşması karşısında son birkaç yıldır, talepleri etrafında birleşip şaltere el attıklarında işçiler aralarındaki ırk, dil, din-mezhep, tarikat-cemaat, siyasi parti…. farklılıklarını aşarak güç olabilmektedirler. Bunun son yıllarda giderek arttığını görüyoruz.  

İşçilerin mücadelesinde son aylardaki en ileri örneği 2023 ağustos ayının ortalarında başlayan Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi’nde yaklaşık 2 bin dolayındaki Şireci (fabrikaları) işçisinin, patronun düşük zam dayatmasına karşı başlattıkları direnişte gördük. Gaziantep’in en önemli patronlarından olan Ahmet Şireci, işçilerin tüm taleplerini kabul etmek zorunda kaldı.

Şireci işçilerinin grevi gazetemiz tarafından çok yakından izlendi ve kamuoyuna yansıtıldı.

GAZİANTEP ŞİRECİ İŞÇİLERİNİN DİRENİŞİNDE NE OLMUŞTU?

Ama aradan epey bir zaman geçtiği için başarıyla biten direnişin son gününde olanları kısaca özetleyelim.

Grev sürerken AKP’li Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ve CHP Gaziantep Milletvekili Melih Meriç, patron Ahmet Şireci’yi ziyaret ediyorlar. Tabiri caizse hiçbir konuda anlaşamayan CHP ve AKP, Ahmet Şireci’ye övgüler yağdırıp işçilerin de bu “Hayırsever patronu üzmemesini” istemekte birleşiyorlar. Görüşme öncesi Fatma Şahin Şireci’yi, okul ve cami yaptıran, işçinin hakkın gözeten hayırsever bir işi insanı diye överek, işçileri grevi bırakmaya ikna etmeye çalışıyor. CHP’li Meriç de işçilerden işçilerini seven bu patron için “fedakarlık” istiyor.

İşçiler, bunların bir “nezaket ziyareti” olmayıp grev kırma girişimi olduğunu fark ederek Şahin ve Meriç’i protesto ediyorlar. Dahası işçiler, “Madem sermaye partilerinin ildeki en yüksek temsilcileri patrona destek veriyor, biz de bizi temsilen toplantıya Emek Partisinin Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca’nın katılmasını istiyoruz” diyerek uzunca bir zamandan beri Gaziantep’te işçilerin mücadelesinin yanında olduğunu gördükleri Sevda Karaca’nın işçileri temsilen toplantıya katılmasını istiyorlar.

Karaca, toplantıda konuşulanları ve görüşmedeki gelişmeleri işçilere aktararak patronların ve sözcülerinin, henüz patron talepleri kabul etmemişken, işçiler arasında “Anlaşmaya varıldı” biçimindeki yalan yanlış haberleri yayarak yapılan işçileri bölme girişimlerini boşa çıkarıyor.

İşçiler, bu toplantıda patronun taleplerine verdiği ilk yanıtı reddediyorlar, taleplerinde ısrar ediyorlar… Sonuçta patron işçilerin tüm taleplerini kabul etmek zorunda kalıyor.

Direnişin son günü oluşan tablo; bir yanda patron ve iktidar partisi ve ana muhalefet partisinin temsilcileri karşı tarafta ise işçiler ve sınıf partisinin Gaziantep milletvekilinden oluşmaktadır. Sanki “Kitabın orta yerinden çıkıp gelmiş” gibi!

Elbette ki tablo heyecanlandırıcıdır. Bu işçiler artık aralarındaki bütün ayırımcılıkları aşarak birleştikleri ya da eski partilerinde milliyetçilik, mezhepçilik gibi ayırımları tamamen aştıkları anlamına gelmiyor. Ama aralarındaki birliğin direnişten öncekinden daha artmış ayrımların ise daha aşınmış olduğu da tartışmasızdır.

Sınıf partisiyle ilişkileri ise artık daha sıcaktır. Mücadele ilerledikçe işçilerde ileriye doğru değişim ilerlerken geriye çeken eğilimler ise zayıflayacaktır.

Çünkü yığınlar mücadele içinde, kendi deneyimlerinden dersler çıkararak değişiyor.

ŞİRECİ DİRENİŞİNİ BİR ADIM ÖNE ÇIKARAN NE?

Şireci işçilerinin direnişinin önemi, iki yıldır ek zam mücadelesi kapsamındaki direnişlerden bir adım ileri gitmiş olmasıdır. Ki bu ileri gidiş, AKP’li Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin Milletvekili açıkça patrondan yana tutum alırken işçilerin Emek Partisi Gaziantep Milletvekili Karaca’yı işçileri temsilen toplantıya katmasıdır.

Böylece işçiler sadece patrona karşı birleşmeyi aşarak daha önce büyük çoğunluğunun oy verdiği iki sermaye partine karşı da kendi talepleri etrafında birleşmişler; hatta bu tutumlarını, henüz sınıf partisinin saflarında değilse de onu da yanlarına almaları gerektiğini anlayarak göstermişlerdir. Ki böylece işçiler, Emek Partili Karaca’yı kendilerini temsil etmesi için toplantıya katarak daha birkaç ay önce çok büyük çoğunluğunun oy verdiği partilerin karşısına da çıkmışlardır.

Evet Şireci işçilerinin mücadelesinin böyle bir safhaya gelmesinde elbette;
- ’96’da ülke çapanda da ses getirmiş olan Ünaldı direnişinin,
- Emek Partisinin uzun yıllardır Gaziantep’te işçilerin mücadelesi içinde yer almak için gösterdiği gayretin,
- Son bir yıldır BİRTEK-SEN’in mücadeleci bir sendikacılık doğrultusunda attığı adımların işçiler arasında uyandırdığı sempatinin,
-Sevda Karaca’nın milletvekili adayı ve milletvekili olarak işçilerle kurduğu yüz yüze ilişkinin uyandırdığı sempatiye kadar özgün durumlar vardır.

ŞİRECİ DİRENİŞİNDE OLUŞAN TABLO TESADÜF DEĞİLDİR

Ama bu özgün koşullar Şireci direnişinin son günü oluşan tablonun tesadüf olduğunu gösteremez. Tersine Şireci işçilerinin mücadelesinin başarıyla sonuçlanmasında oluşan tablo, içinden geçtiğimiz sürecin bütün sorunlarına karşın, yığınların talepleri etrafında birleştiklerinde mücadeleye atılmasının, kendileri için güç olmalarının yolunu ve yönünü göstermesi bakımından önemlidir. Ve mücadele yaygınlaşıp yeni adımlar attıkça da elbette yerel özelliklerle şekli şemalı değişse de giderek daha yaygın ve sık yeni Şireci tablolarının ortaya çıkması beklenmeyen bir şey olmayacaktır.

İktidarın önümüzdeki dönemde, orta vadeli program (OVP) ile sistemin bütün yükünün işçi ve emekçilere yıkılacağını açıkça ilan etmesi, Metal TİS’leri başta olmak üzere çeşitli işyeri ve iş kollarında TİS’lerin gündeme geldiği dikkate alındığında mücadelenin kimi yerde, ’89 Bahar Eylemlerinde olduğu gibi sendikacıları da önüne katarak kimi yerlerde sendika bürokrasisini çiğneyerek talepler etrafında birleşen mücadelelerin gündeme gelmesi küçümsenmemesi gereken bir olasılıktır.

Sınıf partisi elbette ki son birkaç yıldır “ek zam” talepleri etrafındaki mücadelenin başarı ve başarısızlıklarından ders çıkarmış olarak gerçekleri açıklamaya hız verirken aynı zamanda mücadelenin ilerlemesi için çok yönlü ve somut şartların somut tahliline dayanan girişimlerle teşvik edici bir tutum almak durumundadır.

Nitekim gazetemizde gerek ekonomideki gelişmelere dair analiz ve haberler gerekse iktidarın giderek daha açıkça ilan ettiği hedefler gösteriyor bu kış çok zor bir kış olacaktır. Ama eğer işçi sınıfı ve emekçiler iktidarın dayatmalarına boyun eğmemeyi başarır saldırıyı püskürtecek bir güç oluşturmayı başarabilirse bu kış her kesimden emekçiler için bahara dönüşürken sermaye ve onun tek adam rejimi için “yüzyılın en ağır kışı” olmaya aday bir kışa dönüşebilir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa