4 Ekim 2023

Salgın öncesi memleket manzaraları

Fotoğraf: Pixabay

‘Yurt dışındaydım, dört gün önce ateşim yükseldi, sonra vücut ağrıları, öksürük ve burun akıntısı eklendi. Covid olmuş olabilir miyim?​’

‘Hiç böyle hasta olmamıştım. Her yerim dökülüyor. Ateşim var.’

‘Önce çocuk hastalandı, sonrasında ben ve eşim. Ateş, terleme, boğaz ağrısı halen geçmedi.’

Anlatımlar ayrı olsa da ortak özelliği tümünün Covid ya da inflüenza olma kaygısının oluşu ama aynı zamanda hiçbirisinin maske takmamasıydı. Tamamı eğitimliydi oysa. Ülkenin en batısından, İzmir’den poliklinik hasta odalarının manzarası böyle…

Buradan bakınca olası salgınların nedeni virüslerdir diyemeyiz. Son bir ayda solunum yolu enfeksiyonu ile polikliniğe gelen hastalarım arasında maske takma oranı yüzde on civarında. Aslında bu oran ülkede güven eksikliğinin nedenlerine de ışık tutuyor. Türkiye Değerler Atlası verilerine göre on yıllardır ülkede güven endeksi yüzde 10-14 civarında. Bireycileşen, giderek bencilleşen bir toplumda, koskoca iki yılımıza mal olan bir pandeminin ardından, öksürüp aksırırken maske takmamak, birbirimize olan güveni daha da azaltacağa benziyor.

Süreç yine aşı tartışmalarına hapsedilmeye çalışılıyor. Oysa maske takmanın tüm solunum yolu enfeksiyonlarında bulaş zincirini kırdığını bilmeyen var mı? O halde kurumlar neden maskenin Covid salgını ile sınırlı bir önlem olmadığını gündemde tutmaz?

Salgının tek nedeni virüsler değil. Yeterince beslenemezse insan bağışıklık sistemi güçlü kalabilir mi? Hele bir de çocuksanız...

Okul çocukları beslenemiyor. Ve salgınlar okullar açılınca doğal olarak tüm topluma sirayet ediyor. Direnci düşük çocuklar daha fazla enfeksiyon daha fazla bulaş zinciri demek.

Yaklaşık altı yıldır evime yakın bir ilkokulun yanından, sabah ve akşam okul servis saatlerine denk düşen saatlerde golden cinsi bir köpekle dolaşıyorum. Bilenler bilir golden cinsinde doyma duygusu yoktur, ne bulsalar yemek isterler. Bu yıl hariç akşam yemek miktarını hep kısardım. Çocukların yemediği, düşürdüğü ne varsa yalayıp yutardı. Bu yıl farklı, okul civarında yerde ya da duvar üstünde ne gevrek var ne boyoz. Hasılı, çocuklar beslenemiyor. Çocuk açsa gıda artığı da yok...

Okul çocuklarının beslenmesi kamusal bir yükümlülük olmalı oysa.

Sağlıcakla kalın, maskenizi hiçbir zaman nostaljik bir Covid hatırası olarak görmeyin.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Çayırhan’da çakal sofrası

Çayırhan’da çakal sofrası

AKP iktidarının özelleştirmek istediği Çayırhan Termik Santrali ve maden işletmesinin ‘adrese teslim’ ihalesi bugün gerçekleştirilecek. İşçiler ve kamuoyu özelleştirmeye karşı çıkarken, adrese teslim ihaleye sicili kabarık patronların katılması bekleniyor. Çayırhan’ı yutacak sofrada IC İçtaş, Cengiz, Kolin, Limak, Alagöz, Ciner, Yıldızlar SSS var. Ödenmeyen işçi ücretleri madenin satış fiyatından fazla!

317.36 milyon TL: Yunus Emre Termik Enerji Santralinin son 3 ayda ürettiği elektriğin değeri

204.9 milyon TL: Aynı dönemde 1000 işçinin ortalama ücretlerden patrona 'maliyeti'

0 TL: Şirket 2021, 2022 ve 2023 yıllarında hiç vergi ödemedi

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
2 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et