Salgın öncesi memleket manzaraları
Fotoğraf: Pixabay
‘Yurt dışındaydım, dört gün önce ateşim yükseldi, sonra vücut ağrıları, öksürük ve burun akıntısı eklendi. Covid olmuş olabilir miyim?’
‘Hiç böyle hasta olmamıştım. Her yerim dökülüyor. Ateşim var.’
‘Önce çocuk hastalandı, sonrasında ben ve eşim. Ateş, terleme, boğaz ağrısı halen geçmedi.’
Anlatımlar ayrı olsa da ortak özelliği tümünün Covid ya da inflüenza olma kaygısının oluşu ama aynı zamanda hiçbirisinin maske takmamasıydı. Tamamı eğitimliydi oysa. Ülkenin en batısından, İzmir’den poliklinik hasta odalarının manzarası böyle…
Buradan bakınca olası salgınların nedeni virüslerdir diyemeyiz. Son bir ayda solunum yolu enfeksiyonu ile polikliniğe gelen hastalarım arasında maske takma oranı yüzde on civarında. Aslında bu oran ülkede güven eksikliğinin nedenlerine de ışık tutuyor. Türkiye Değerler Atlası verilerine göre on yıllardır ülkede güven endeksi yüzde 10-14 civarında. Bireycileşen, giderek bencilleşen bir toplumda, koskoca iki yılımıza mal olan bir pandeminin ardından, öksürüp aksırırken maske takmamak, birbirimize olan güveni daha da azaltacağa benziyor.
Süreç yine aşı tartışmalarına hapsedilmeye çalışılıyor. Oysa maske takmanın tüm solunum yolu enfeksiyonlarında bulaş zincirini kırdığını bilmeyen var mı? O halde kurumlar neden maskenin Covid salgını ile sınırlı bir önlem olmadığını gündemde tutmaz?
Salgının tek nedeni virüsler değil. Yeterince beslenemezse insan bağışıklık sistemi güçlü kalabilir mi? Hele bir de çocuksanız...
Okul çocukları beslenemiyor. Ve salgınlar okullar açılınca doğal olarak tüm topluma sirayet ediyor. Direnci düşük çocuklar daha fazla enfeksiyon daha fazla bulaş zinciri demek.
Yaklaşık altı yıldır evime yakın bir ilkokulun yanından, sabah ve akşam okul servis saatlerine denk düşen saatlerde golden cinsi bir köpekle dolaşıyorum. Bilenler bilir golden cinsinde doyma duygusu yoktur, ne bulsalar yemek isterler. Bu yıl hariç akşam yemek miktarını hep kısardım. Çocukların yemediği, düşürdüğü ne varsa yalayıp yutardı. Bu yıl farklı, okul civarında yerde ya da duvar üstünde ne gevrek var ne boyoz. Hasılı, çocuklar beslenemiyor. Çocuk açsa gıda artığı da yok...
Okul çocuklarının beslenmesi kamusal bir yükümlülük olmalı oysa.
Sağlıcakla kalın, maskenizi hiçbir zaman nostaljik bir Covid hatırası olarak görmeyin.
- Barış kokusu: Ege denizi 09 Aralık 2024 04:53
- İnsandan inşaata demir eksikliği 02 Aralık 2024 04:48
- Bir davayı seyretmek: Başka bir sağlık sistemi mümkün 25 Kasım 2024 04:43
- Kırmızı kurdele: AIDS ve çocuk 18 Kasım 2024 04:04
- Hekim grevleri tüm dünyada tarihsel bir eşikte 11 Kasım 2024 04:50
- Özelleştirme yolunda aile hekimliği ya da sağlık hakkımız 04 Kasım 2024 04:11
- 2025 ya da sağlık: Yeni sağlık bütçesinin ipuçları 28 Ekim 2024 04:35
- Sağlıkta kayıp kuşak: 0-23 yaş arası ve AKP'li yıllar 21 Ekim 2024 04:53
- Hangi antidepresan bize eşitlik, özgürlük, adalet getirebilir ki! 14 Ekim 2024 04:00
- Koruyucu sağlık hizmetleri: Önlenebilir her ölüm cinayettir 07 Ekim 2024 04:55
- Koku ve hafıza 30 Eylül 2024 04:26
- Yapay zeka insan haklarından neden korkar? (1) 23 Eylül 2024 04:29