'Umutsuzluk alışkanlıktır'
Fotoğraf: Ali Jadallah/AA
nasıl birleşiriz ey dost vatan, / sadece içindeki ölüler haklıyken.
Adonis
Yalnızca Türkiye’de değil, küresel ölçekte bir ‘ittifak’ eğilimi var. Neofaşistlerle neoliberallerin, neredeyse bir türdeşliğe dönüşen ittifak eğilimi bu. Aslında bizzat kendi varlıklarını ihdas etmiş olan son 35 yıllık küresel momentin gelip dayandığı çıkmaz sokakta buluşuyorlar. 80’lerin sonundan itibaren tantanayla ilan edilen ‘sosyalizmin yenilgisi’, ‘tarihin sonu’ ve ‘küresel yeni düzen’, iki ayak üzerinde ancak bir kedinin ömrü kadar durabildi ve 2000’lerden itibaren erken yaşlanmaya, çürümeye başladı. 11 Eylül saldırılarını istismar eden ABD saldırganlığının gezegenin her köşesine yönelmesi, o zafer tantanasının kof olduğuna dair ilk büyük işaretti. 2008’de zirveye çıkan finansal kriz çürük ağacın gövdesini çatırtıyla yardı. Sosyalizmin caydırıcılığıyla mecbur kalınmış ‘refah paylaşımı’ uygulamaları lağvedilirken bağımlı ve sömürge ülke halklarına barbarlık dayatıldı. Başta ABD olmak üzere küresel kapitalist ağalar yeryüzünün kaynaklarını silahlı gasp eylemleriyle ele geçirmeye devam etti. Liberal yeni düzenin meşruiyeti paramparça oldu. Kapitalist rejimler istikrarsızlaşmaya başladı.
Neofaşistler ve neoliberaller işte bu küresel kriz koşullarında, üretim-bölüşüm ilişkileri ve toplumsal siyasal yaşama dair ‘ultra’ gerici tezleri ve önerileriyle, çeşitli kılıklara bürünerek sahne alıyorlar. Akışkan omurgaları cihatçılardan Siyonistlere, neonazilerden ‘Yeşiller’e uzanan biçimsiz girinti çıkıntılara sahip. Küresel düzeyde geniş bir iktidar ağına sahip oldukları gibi, ‘muhalefetler’e de hâkim oluyorlar. İnsanlığın temel birikimlerine, emekçilerin ve halkların büyük bedeller pahasına kurdukları evrensel normlara saldırıyorlar.
Hamas üzerinden Filistin kurtuluş hareketine yönelen ve “aslında Filistin diye bir halk yok” demeye kadar varan taarruz bu ittifakın küresel konfederasyonu tarafından yürütülüyor. Türkiye gibi, Filistin halkıyla dayanışma geleneği güçlü ülkelerde bile, şiddet görüntülerini tek taraflı ve egemen-saldırgan gücün gözünden yansıtan bir düzenbazlıkla toplum zehirleniyor.
Milliyetçi-ülkücülerin, her istikametten liberallerin, cümle sağcıların İsrail devletiyle özdeşlik kurmasının ‘açıklanabilir’ bir yanı var. Aralarında, geçmişte eğreti şekilde durmak zorunda kaldıkları pozisyonu terk edenler olduğu gibi, Filistin’e ve dünyanın başka köşelerine zaten ezelden beri aynı şekilde bakanları var. Ama ‘Hamas gerekçeli’ bir toptan reddiyenin ‘sol’un saçaklarına da sızacak şekilde yayılabilmesi; neofaşist/neoliberal dünya görüşünün bütün o amorf yapısıyla genişlik kazandığını, hegemonyasını genişlettiğini gösteriyor. Sosyalist solun tarihsel yapılarının tereddütsüz tutumu ise bu küresel taarruza karşı dirençli kalabilecek cephenin işçi sınıfının politik hattı olduğunu gösteriyor. Türkiye’nin emekçilerini kentlilik-taşralılık, eğitim ve yaşam biçimi gibi yapay kültürel sınırlar boyunca bölmeyi başaran ve buradan kendisine seçim-çatışma odaklı bir uzun iktidar ömrü devşiren rejimin can suyudur bu bölünme. Filistin üzerinden kendisine ‘yeni’ bir çatlak yaratmaya meyillidir.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, daha önce ‘talebi kısıtlamak’ gibi dolambaçlı sözlerle ifade ettiği bir saldırı planını, bu kara gürültünün ortasında bütün açıklığıyla dile getirdi: Enflasyonu kalıcı şekilde tek haneye indireceksek, ücret artışlarını sınırlamalıyız…” Türkiye’nin tüm emekçilerinin önümüzdeki dönem karşı karşıya olacağı ‘İsrail’ budur. Suriyeli şair Adonis’in bu yazının başında alıntılanan sorusu, tüm çağrışım evreniyle bizim için de geçerli. Sadece sandığa bakarak umudunu kaybeden bir toplumun dünyaya bakışı kendisine bakışının türevidir. Ters yüz edilmesi sosyalistlerin görevi. O halde Adonis’le başlayanı Adonis’le bitirelim:
umutsuzluk alışkanlıktır
umut ise yaratıcılık
- 101. yıl: Saray siyaseti ve cumhuriyet 29 Ekim 2024 12:35
- ‘Limit vergisi’ öldü, yerli milli sanayi balonu yaralı 17 Ekim 2024 05:48
- Erdoğan ‘içeri’ dönüyor: Hayal kırıklığı ve ‘ideolojik sis’le 28 Eylül 2024 05:59
- "Yol yaptı, köprü yaptı"; şimdi de demir yolu yapacak 22 Eylül 2024 04:37
- İstikrar programının ‘koalisyon’ fotoğrafı 27 Ağustos 2024 05:09
- Hem vergi, hem teşvik cenneti 08 Ağustos 2024 05:56
- OSB’ler, limanlar, demiryolları ve ‘nitelikli’ işgücü 15 Temmuz 2024 05:05
- Emekçilerin gazetesi 29 yaşında 07 Haziran 2024 03:00
- Kötü günler geride kaldı, daha kötüleri geliyor! 30 Mayıs 2024 05:55
- Sermaye ve siyasetçilerinin cephe düzeni 20 Mayıs 2024 04:26
- Erdoğan’ın mesajı: ‘Birbirimize karşı yumuşak, halka karşı sert’ 06 Mayıs 2024 09:25
- Bir başlangıç sorusu: Emekçiler kime ve niye oy verdi? 07 Nisan 2024 08:04