İkiyüzlülüğe son, Filistin'e zulüm durmalıdır!
![](https://www.evrensel.net/images/840/upload/dosya/246690.jpg)
Fotoğraf: Mustafa Hassona/AA
Daha üzerinden iki hafta bile geçmedi. Siyasal İslamcı yayıncılıkta tekel sayılabilen bir grubun ideolojik yönlendirmesindeki gerici yazarlar, “İslam ümmeti”ni kasıtla “Hepimiz aynı milletiz!” çığırtkanlığıyla Arap halklarına seslenmişlerdi. Ve şimdi iktidar basın havuzundan Yeni Şafak türü gazeteler ve yazarları, “Terör devleti Gazze’yi yok etmek istiyor” başlıklı ve içerikli yazılarla güya İsrail’in giriştiği kitle katliamlarını “telin ediyor”lar! Her cümlelerinde tekrarla etkisini büyüttüklerini düşünerek öne çıkardıkları “Başkan Erdoğan” ise, “savaşan taraflara itidal çağrısı” çıkarıyor ve diplomasi trafiği yürütüyor. Anımsanacaktır, bir “Mavi Marmara Gemisi” olayı yaşınmış, İsrail 9 kişiyi öldürmüş, “kan parası” alınarak sorun kapatılmıştı. Terör devleti olarak niteledikleri devletle “karşılıklı yarar” gerekçeli anlaşmalar da İslam’ı referans aldıklarını söyleyen politikacılarca imzalanmıştı.
Filistin -öncesi bir yana- son 75 yıldır devamlılık gösteren siyonist imha ve işgal politikasıyla yüzyüzedir. Türkiye’nin yeni kuşakları dahi olasıdır ki Sabra-Şatilla katliamını duymuşlar ya da bir yerlerden okumuşlardır. Filistin topraklarının 1948’den beri adım adım işgal edilip Yahudi yerleşimcilerin yerleştirildiği; buna karşı çıktıklarında ise havadan-karadan bombalanarak yıldırılmaya çalışıldıkları biliniyor. Filistin halkı yüzyıla az biraz kala geçen tüm zamanlarda imhayla, zorbalıkla, kan ve terörle sindirilip boyun eğmeye; topraklarına el konup yersiz-yurtsuz bırakılmaya çalışıldı. Filistinli çocukların İsrail ordusunun tanklı toplu-makineli tüfekli saldırıları karşısında taş atarak direnmeye, büyükleri öldüğünde yerine kendileri geçmeye çalıştıklarını, İsrail’in katliamları ve devamlılık gösteren işgalinin arkasında sıraya giren Batılı emperyalist haydut takımı da Türkiye’nin ikiyüzlü-riyakar din istismarcıları da bilirler. Hamas’ı ortaya çıkaran koşulları hazırlayanlar, Hamas’ın Filistin demokratik hareketini bölücü eylemlerini destekleyenler de aslında, sorumluluk düzeyleri değişmekle birlikte Amerikan-İngiliz emperyalistleri başta olmak üzere Batılı emperyalistler ile bölgedeki iş birlikçi devlet yönetimleri oldular.
Şimdi Netanyahu, “Ortadoğu’yu tümden değiştireceğiz”; savaş bakanı, “Gazze’yi sileceğiz!” diye ilan eder ve Gazze’nin harabeye çevrilmesi için bombardımanı sürdürürken, ABD savaş gemilerini ve savaş malzemesiyle, İngilizler ve Batılı diğer emperyalistler topyekun İsrail’in yanında saf tutmuş durumda, Arap şehleri ve kralları suskun, Türkiye egemenleriyle devlet yöneticileri “itidal tavsiyesi”yle meşguller. İslam din tacirliğiyle kitleleri etkileme ve sermaye çıkarlarına bağlı tutmaya çalışan türlü-çeşitli kurum, tarikat-cemaat, yazar-politikacı takımı ise riyakarlığı sürdürmektedir. Ara buluculuğa soyunduğunu ilan eden Erdoğan iktidarı ise İsrail’in zulmünden söz eden yandaş gazetecileriyle birlikte İsrail saldırısına karşı somut-gerçek herhangi bir yaptırımın lafını dahi etmemektedir. Aksine İsrail ile çeşitli alanlarda iş birliği anlaşmaları geçerli olmaya devam ediyor. Türkiye’nin şoven milliyetçileri ise Kürt sorununda olduğu üzere Filistin sorununda da en gerici politikalara yedeklenmiş şekilde hareket etmektedir. Batı’nın ve bölgenin “seküler” ve güya ilerici aydınlarının çoğunluğu da şiddeti doğuran ve besleyen kaynaklara, nedenlerine, yönlendirici politikalarına bakmaksızın ve kuşkusuz ne insani ne de politik olarak desteklenebilir-onaylanabilir olmayan eylemleri kıstas alarak ve sanki İsrail’in yaptığı terör değil de bayram nümayişleriymiş gibi, ‘Hamas terörü’yle oturup ‘Hamas terörü’yle kalkmayı marifet saymaktadır. Türkiye ve bölge ülkeleri halkları başta olmak üzere işçi ve emekçilerin ve ilerici aydınların bütün bu ikiyüzlü-riyakar ve gerici politik tutumları reddetmeleri ve IŞİD’vari şiddet ve vahşeti sadece Hamas’ın hanesine yazıp siyonist işgalcinin on yıllardır sürdürdüğü daha kapsamlı, daha büyük vahşetleri, Batılı propaganda merkezlerinin öne çıkardıkları günün seçilmiş görüntülerine kurban etmemeleri gerekmektedir.
Savaşın durması, İsrail’in işgal ettiği tüm topraklardan çekilmesi, Filistinlileri göçe zorlayan Yahudi yerleşimciliği politikasının durdurulması, Filistin halkının özgürce yaşam hakkının emperyalistler, bölge gerici devlet yönetimleri ve siyonist yayılmacı İsrail tarafından tanınması sorunun çözümü için şarttır. Bunun böyle olduğu onlarca yıldır süren çatışmalar tarafından da gösterilmiştir. İşçiler başta olmak üzere dünya ve bölge halkları, ilerici aydınlar, düzene teslim olmamış sendikacılar, Filistinli kuşakları birbiri ardına kıran siyonist barbarlığa karşı çıkmalı, kitlesel katliamlara neden olan saldırıların durdurulması için harekete geçmelidir. Sermaye-devlet politikasının ikiyüzlülüğü görülmeli, ona aldanmamalı, halkların kardeşliği öne çıkarılmalıdır.
Evrensel'i Takip Et