Zihnin işgali ve Filistin işgali: İşgal ve savaş özdeş kavramlar mı, eğitimin, bilimin yeri ne?
Fotoğraf: Ali Jadallah/AA
7 Ekim. Gazze’den sızma oldu, Gazze’ye sızma oldu, Gazze ve bölge bir kez daha yanıyor yıkılıyor. Bunca yıkım trajedi zaten aşikar da neden niçin oluyor, neler yaşanıyor, nasıl durdurulabilir? Bende veya bu yazının okuyucularında varlık yokluk kaygısı ile birlikte vicdan sızlaması ile birlikte yüzlerce binlerce soru, geçmişe dair olduğu kadar geleceğe dair, insanlığa dair soru zihnimize takılıyor, neden oluyor, niçin oluyor, nasıl oluyor, neler yapılabilir, ne yapmalı, nasıl tavır takınmalı, bana ne düşer?
Herkes, tüm insanlar böyle mi kaygılanıyor, böyle mi soruyor, farklı farklı mı soruyor bakıyor? Filistinli ile bir İsrailli aynı soruları mı soruyor, aynı kaygıları mı yaşıyor, aynı amaçlar uğruna mı yaşıyor? Yoksul başka soruyor, varsıl başka mı soruyor? Örneğin Biden, Macron, Stolz, Putin, Abbas, Netanyahu, Erdoğan, Elon Musk, Bill Gates, Murdoch, Koç da bu soruları aynı tarzda mı soruyor, aynı kaygılarla mı hareket ediyor? Hamas, Filistin, İsrail, İngiltere, ABD, NATO, AB, Rusya, Çin, İran, Mısır, Suudi Arabistan’nın bundan amacı veya çıkarı nedir, bundan sonra ne olur? Çatışmalar Türkiye’ye de sıçrar mı? Türkiye’nin tavrı ne olmalı? Gazzelilere ne düşer, yoksullara ne düşer, varsıllara ne düşer? Batılı büyük burjuvazi ile Doğulu burjuvazinin bundan bir amacı var mıydı, bundan sonra ne olur, ne bekler? Sermaye ne bekler insanlık ne bekler?
Soru aynı da yanıtları içerikleri mi farklı? Ortaklaştıkları ve ayrıştıkları kaygılar, hususlar, amaçlar araçlar neler?
Bunda bilimin, eğitimin yeri rolü nedir; zihnin yeri rolü nedir; zihinler nasıl oluşur, nasıl özgürleşir, nasıl işler veya nasıl kontrol edilir? Süreci nasıl okuyabiliriz, nasıl bir tavır geliştirmeliyiz?
BAŞTAKİ SORULAR NELER OLMALI: İTİCİ GÜÇ NE?
Doğa daha çok nedensel işliyor, onun için bir çelişki yaşayıp yaşamadığı da ayrı bir soru, doğa için çelişki veya irrasyonalite ileri sürülemez, bu bir kaydırmaca olabilir, bunlar daha çok zihinsel iradi yani insanlığa topluma dair sayılır. Doğadaki oluş ve hareket doğaya uygun insanınkisi insana uygun sorulup kavranmalı. Arada bazı süreklilik ve benzerlikleri yadsımadan.
Gazze’de yaşanan doğanın sorunu değil, insanın insanlığın sorunu.
İçeriği uzun zorlu içerikli, ama en baştaki soru, ne sorulacağı önemli: Bu çatışmalara yol açan sebepler ne; işgalin ereği ne, savaşın ereği ne, böyle bir erek neden var, nedenleri ne?
Tek bir erek mi var herkese göre farklı erekler mi var?
Örneğin kapitalizm varsa kapitalizmin özü gayesi ne? Emperyalizm varsa emperyalizmin özü gayesi ne?
Soruyu olgunun kendisine döndürürsek işgalin yayılmacılığın özü ereği ne, savaşın ereği ne, bağımsızlığın ereği ne?
Tüm ereklerin ortak bir ereği var mıdır? Bu evrensel erekler neler olabilir? Bunun üzerinden bir genel ölçü kriter ileri sürülemez mi? Adaletin ölçüsü yasa, yasanın/hukukun ölçüsü eşitlik mi? Bağımsızlık özgürlük insan kişisi olmanın özü şartı mı? Kişi olanın özü ereği neler?
Bilginin, kavramın, eğitimin, zihnin bu süreçlerde yeri ve rolü ne?
İŞGALLER AYNI ZAMANDA ZİHİN İŞGALİ Mİ, BİLGİ KAVRAM İŞGALİ Mİ?
Pisagor ilkesine, Sokrates ilkesine, Farabi ilkesine geri dönelim.
Kusurlu eksik bilgi eksik erdeme yol açar, kusursuz erdem için kusursuz bilgi önce gelir, kusursuz olacak olan bilgidir. Bilgi erdemlerin, vicdanımızın, basiretin esasıdır; doğru karar alabilmek, doğru yargı verebilmek, doğru değerlendirebilmek için bilgi temel şarttır. Doğru eyleyebilmek için önce doğru değerlendirme ve doğru yargı, bunun için de bilgiye, daha fazla bilgiye ihtiyaç var.
Bilgi içerikli olduğundan kavramları oluşturuyor ve kavramlara dayalı sürüyor. Kavramlar işin püf noktalarından birini oluşturuyor. İyilik nedir? Mutluluk nedir? Güzellik nedir? Doğruluk nedir? İnsanın iyiliği, mutluluğu, güzelliği, doğruluğu kavramlaştırılabilir mi, bu kavramların oluşumunda bilginin, eğitimin yeri, rolü nedir? Kavramların kirletilmesi ile zihnin kirletilmesi arasındaki bağlar, bağlantılar nelerdir?
İŞGAL İLE SAVAŞ, İŞGALİN KARŞITI İLE SAVAŞIN KARŞITI AYNI MI? SEBEPLERİ AYNI MI? HANGİSİ SEBEP HANGİSİ SONUÇ?
Askerlerin çatışma değerlendirmelerinde yaygın kullandığı bir giriş cümlesi/ temellendirmesi var: “Beş bin yıllık savaş tarihinin gösterdiği…”
Beş bin yıllık savaş tarihi ile işgal tarihi aynı mı? “Beş bin yıllık işgal tarihinin gösterdiği…” diye araştırılmaya tartışılmaya başlansa, söze başlansa, nutuk’a/mantığa başlansa temellendirme aynı temellendirme mi olacak?
Değerlendirmenin dayandığı değerler, referanslar, ölçütler silsilesi ne?
Varlık ve hiçlik, insanın varoluş problemlerinde varıp dayandığı son noktaya yakın bir yerler. Peki, Heidegger, bu fenomeni temel aldığı halde, varoluş sorununu doğru çözümleyebildi mi? Newton, Kant, Marx, Einstein, bizler…
İŞGALİN BİLİME EĞİTİME, BİLİMİN EĞİTİMİN İŞGALE, İŞGALİN SAVAŞLARA ETKİLERİ
Filistin’de çatışmalar kökten durdurulabilirse bu dünya barışına mı işaret sayılacak? Hem Filistin hem dünya barışı nasıl sağlanabilir? İşgalin eğitime, eğitimin işgale, işgalin savaşlara etkileri neler?
Doğruluk geçici görece değişken değildir, en azından bu daha farklı ve zorlu bir sorudur; yaşananlar/ içerikler değişkendir. Kavramlar içeriklidir. Önce kavramların içerikli, içeriğine uygun öğrenilmesi, doğru düşünme için kavramların doğru içeriklenmesi, doğru kullanılması gerekiyor.
Yaşam yaşanıyor ancak yaşamdan dersler çıkarılması, yaşananların kavramlaştırılması ve kavramlarla düşüncenin kavraması bilgi, felsefe, akıl, düşünme işi. Bunların doğru düzgün sürdürümü, tarihten devşirilmesi, yeni kulaklara aktarılması bilgi eğitim işi.
İşgaller, insanlığın kirletilmesi aynı zamanda zihnin kirletilmesi, zihnin işgali ile ilgili bulunuyor. Zihnin özerkleşmesi bağımsızlaşması bilimle eğitimle üniversitelerle okullarla yakından ilgili bulunuyor.
İşgale karşı bağımsızlığı, savaşa karşı barışı, zihnin işgaline karşı, telkine propagandaya karşı zihnin bağımsızlığını, zihnin bağımsızlığı için bilgi bilim düşünce vicdan özgürlüğünü, kafa kirliliğine karşı bilgi ve kavramları savunalım.
Kavramları, bilimi, eğitimi, bağımsızlığı, barışı savunalım.
- AKP'nin eğitim ve bütçeleme anlayışı: Lime lime ayrıştırmanın, imam hatipleştirmenin, metalaştırmanın, peşkeş çekmenin binbir türü 15 Kasım 2024 04:43
- Cumhuriyetin 101. yılında rüya, yurttaşlık ve ana dillerinde eğitim meselesi 01 Kasım 2024 04:26
- Üniversite nedir? Araştırma ve bilgi nedir? Kariyer yapmaktan/ uzmanlık bilgisinden farkı nedir? 18 Ekim 2024 04:42
- Akademinin yeri ve değeri: 207 üniversite bir 'muhabir Rüya' eder mi? 11 Ekim 2024 04:43
- MEB istatistiklerinin gör dediği açlık, dayatma ve niteliksizlik 04 Ekim 2024 04:50
- Türk Psikologlar Derneğinin Türkiye Yüzyılı Maarif Modeline dair görüşü: Eğitim değil eğitimi ihlal modeli 27 Eylül 2024 04:42
- AKP ve MEB’in büyük mahareti: Bağnazlığı ve emek sömürüsünü sürdürmeye diplomalı çözüm 20 Eylül 2024 04:15
- Aileler çocuklarını MEB’den kurtarmaya çalışıyor: MEB eğitime, çocuklara, topluma zararlı hale mi geldi? 13 Eylül 2024 04:42
- Eğitimin sorunlarından öğretmenler ve müdür yardımcıları da mağdur 06 Eylül 2024 04:41
- Atamaların değeri değersizleştirilmesi üzerine 30 Ağustos 2024 04:44
- Tarihleri, çağları, problemleri karıştırmak: Ahilik de işletme de amaç ve işleyiş olarak okul değil 23 Ağustos 2024 04:46
- YKS, eğitim ve şehirler: Üniversitede resesyon, şehirde resesyon ve göç 16 Ağustos 2024 04:15