17 Ekim 2023 04:40

Türkiye ve Filistin

İsrail'in Gazze'ye yönelik hava saldırılarısında parçalı bir bomba.

İsrail'in Gazze'ye yönelik hava saldırıları gece boyunca devam etti | Fotoğraf: Ali Jadallah/AA

Paylaş

Zincirlerinden boşanan, insanlıktan nasibini almamış siyonist saldırganlık hunharca kan dökerek sürüyor.

HAMAS’ın sivilleri öldürmesi”, kuşatma altına alınan Gazze’nin suyu ve yiyecek ikmaliyle elektrik ve yakıtının kesilip insani yardımlara izin verilmeyerek hastanelerle BM kontrolündeki okullar da dahil tüm yaşam alanlarının ateş altına alınmasının gerekçesi yapıldı. İsrail ırkçıları, iki milyondan fazla Filistinlinin yaşadığı Gazze’de taş üstünde taş bırakmamaya yemin etmiş görünüyor. Ajanslardan gelen içinde insanların barındığı binaların taş-toprağa dönüştürülen görüntülerini yansıtan fotoğraf ve videolar İsrail zulmünü kanıtlıyor. Siyonizmin insanlıkla ilgisi yok!

Bu zulüm Türkiye’ye nasıl yansıyor, tepkiler ne?

Başlangıçta sol ve demokrasiden etkilenmiş laik kesimler bile HAMAS’ı kınayarak İsrail’i haklı çıkarmaya eğilim göstermişti. Ancak İsrail zulmü, genellikle İsrail psikolojik savaş uzmanlarının sosyal medya oyunlarından etkilenen bu tutumun sürdürülmesini olanaksız kıldı.

İktidarın, dolayısıyla Türkiye’nin resmi tutumu ise değişmeden sürüyor: İsrail’i eleştirmek ve iki devletli çözüm önermekle birlikte “İki tarafa itidal tavsiye etme”!

ABD ve arkasından İngiltere İsrail’e destek, -aslında Ortadoğu’daki mevzilerini sağlamlaştırma- amacıyla doğu Akdeniz’e uçak gemileriyle muhripler gönderdi. Tutumları açık, aktif ve yaptırım gücüne sahip. Erdoğan ve iktidarsa hamaset yapmakla yetiniyor ve iki tarafa eşit mesafeyle yaklaşıyor. Ara buluculuk peşinde ama “taraflı” bulunarak olmaz deniyor!

Taraflı mı Türkiye? Evet, taraflı. Lafta Filistin lehine konuşuyor, ama birkaçı dışında tüm Arap devletleri gibi, icraatta İsrail’le normalleştirmekte olduğu ilişkilerinde bir zayıflama yok! Tersine, örneğin ticaret hacmi 10 milyar dolara yaklaşıyor ve imzaladığı birçok ikili anlaşma var. Tümü yerli yerinde duruyor. Siyasal İslam camilerde dua etmenin yanında mitingler düzenlemekle yetinir, Mavi Marmara’dan ağzı yanmış, ötesine eğilim göstermezken, iktidar fiiliyatta İsrail’in yanında. Ve İsrail işgaliyle hastane ve okul bombalamalarının eleştirisi, ağzında fazlasıyla eğreti duruyor, dünyada inandırıcılığı yok. Çünkü Irak ve Suriye’nin kuzeyinde bombardımanları sık aralıklarla sürüyor ve Suriye’nin kuzeyindeki “cepler”de egemenliğini kurmuş durumda.

Ya burjuva muhalefet? Kılıçdaroğlu “Filistin’in haklı mücadelesinin yanındayız” diyor. O kadar! Her zamanki gibi, sadece laf. Ve kendisinin muhalefet lideri olduğunu unutarak başkalarından harekete geçmesini istiyor. Ve önemlisi, CHP de Türkiye’nin İsrail’le milyarlarca dolar tutan ve askeri alanı da kapsayan ilişkisine dair tek söz etmiyor.

Rakibi Özgür Özel de farklı değil. O da Filistin’in “yanında”, “İsrail Gazze'de, işgal ettiği topraklarda yaptığı mezalimle, hepimizin kanını donduran görüntülerle karşımızda” diyor. Ancak çatışmaların İsrail işgaliyle değil “Eli kanlı terör örgütü Hamas'ın roket saldırısıyla başladığı” düşüncesinde. Kendisi söz söylemekle yetinirken, yine de Filistin davasının, “Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının Filistin davasını sahiplendiği gibi” sahiplenilmesini istiyor.

14 Mayıs seçimleri sonrasında, her adımında sol adına kendisiyle ittifak yapılmasının mantıksızlığını kanıtlayarak, rüştünü ispatlama ve tabii ki muhafazakar sağcılığının hakkını verme tutumu izlemekte olan İyi Parti evlere şenlik. İsrail’in yolundan yürüyerek bombalanması için Suriye’yi işaret etmeyip olumlu ne yapmışsa, “Dışişleri Bakanlığının bugüne kadar sergilemiş olduğu sağduyulu ve dengeli duruşu doğru buluyor” Akşener. M. Şimşek’i de, H. Fidan’ı da olumluyor!

Hamas’ın eylemleriyle Filistin halkının haklı mücadelesine “Kara bir leke sürdüğünü”, ancak “Hamas terörü gibi İsrail terörünün de karşısında” durduklarını söylüyor. Nasıl duruyorsa? Irak ve Suriye tezkeresine destek vereceklerini açıklarken, İsrail’i işgalcilikle suçlayabilir mi, işgale karşı mı Akşener?

Filistin sorununu, tıpkı “Filistin, Türk milletinin değil, Filistinli Arapların davasıdır” diyen Ü. Özdağ gibi, İyi Partiyi Filistin’le ilişkisizleştirerek, “Suriyelileri Gazze’ye gönderelim, İsrail’i vursun” demeyi çözüm sayıyor!

Amasız, fakatsız Filistin’i savunanlarsa sadece sosyalistler.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa