Hava ağır, gidişat belirsiz!
Fotoğraf: Ali Jadallah/AA
Geçtiğimiz hafta “İsrail’in Gazze’ye yönelik bir kara operasyonu yapması halinde bölgesel bir savaş ihtimalinin ortaya çıkabileceğini” bölgede konuşulan senaryolarla aktarmıştım.
İsrail ‘hava şartları’ gibi komik sayılabilecek bir gerekçeyle kara operasyonunu ileri bir tarihe ertelediğini duyurdu. Ancak bu ertelemenin muhtemel sebeplerinin hava durumu ile alakası yok.
Peki İsrail kara operasyonunu neden ertelemiş olabilir?
Mevcut şartlara bakılırsa bu ertelemenin arkasında 3 ana sebep var;
- En az 2 cepheli savaş riski: İsrail güneyde Gazze’ye yoğunlaşmışken Lübnan Hizbullah’ının kuzeyde bir cephe açması.
- Yüksek zayiat ihtimali: Bölgeyi bilen uzmanlar “Gazze’nin bir üstü var bir de altı” diyor. Gazze’nin altının tünellerle örülü olduğu söyleniyor. Ayrıca 360 kilometrekarelik Gazze’de 2.3 milyon insan yaşıyor. Olası kara operasyonunda hem İsrail’in asker hem de Filistinlilerin sivil zayiatının çok yüksek olabileceği yönünde görüşler hakim.
- Yıpratma saldırılarına devam: İsrail’in bu iki sebepten dolayı kara operasyonunu geciktirdiği ve HAMAS ile birlikte hareket ettiği örgütleri yıpratmaya yönelik saldırılarına devam edeceği öngörülüyor.
Yine İsrail açısından kara operasyonunun önündeki en büyük engellerden biri Gazzeliler. İsrail günlerdir kuzey Gazze’deki 1 milyondan fazla insana güney Gazze’ye gitme çağrısı yapıyor. Teyitsiz kaynaklarda şimdiden 600 bin insanın güneye gittiği öne sürülüyor. Ancak bunu teyit edecek ne bir açıklama var ne de görüntü ya da haber. 600 bin insanın yollara düşmesi demek mahşeri andıran bir göç demek ki, şimdiye kadar böylesi bir sahne görmedik. Aksine ölümle burun buruna yaşamalarına rağmen çok sayıda Gazzelinin bulundukları yeri, evlerini terk etmeyeceklerine dair açıklamalarını dinledik.
Peki İsrail güneye gidin çağrılarını niye yapıyor? Cevap basit; kuzey Gazze’yi insansızlaştırmak için. Elbette İsrail, 1 milyondan fazla Gazzelinin çatışmalar bittikten sonra geri dönmesine izin vermeyecek. Tam da bu sebepten dolayı Mısır ve Ürdün oldukça tedirgin. Çünkü hem İsrail hem de ABD, yüz binlerce Gazzelinin Refah Sınır Kapısı üzerinden Mısır’ın Sina Çölü’ne kaydırılması projesini dile getiriyor. Ancak Mısır bu konuda oldukça net bir tavır göstererek bunu kabul etmiyor. Çünkü Mısır korkuyor.
- Gazze’nin insansızlaştırılan bölgelerine İsrail’in el koyacağını biliyor.
- 1948’de, 1967’de ve 1973’te olduğu gibi yerinden olan Gazzelilerin geri dönemeyeceklerini biliyor ki, bugüne kadar bir tek Gazzeli bile topraklarına dönemedi.
- Mısır’ın ekonomik durumu iyi değil ve yüz binlerce Gazzelinin alt yapı-üst yapı, eğitim, sağlık, iş gibi ihtiyaçlarını karşılayabilecek durumda değil.
Nitekim Mısır Lideri Sisi, çatışmalardan dolayı tehlike altında olan Gazzelilerin yine İsrail işgali altında olan Negev Çölü’ne yerleştirilmesini önerdi. Bu öneriye göre, o topraklardaki demografik yapı yer değişikliği olsa bile sayı açısından değişmeyecek ve Filistinlilerin sayısı daha da azalmayacak.
Demografi şu anda Filistinliler açısından en önemli konulardan biri çünkü Türkiye dahil bölge ülkeleri İsrail-Filistin çatışmasının iki devletli çözümün hayata geçirilmesi ile mümkün olacağını savunuyor. Günümüz İsrail-Filistin haritasına bakarsanız Filistinli nüfusun küçük adacıklar şeklinde birbirlerinden kopuk şekilde dağıldığını görebilirsiniz. Filistinli nüfusunun İsrail içinde on yıllar içinde eridiği bir gerçek.
Peki bölge ülkeleri ne yapacak bundan sonra?
Bütün bölge dikkat kesilmiş gelişmeleri takip ediyor. Hiç kimse tarafların bir sonraki adımının ne olacağını bilmiyor. İsrail’in El Ahli Hastanesini vurmasının ardından süreç iyice acımasızlaştı ve tansiyon iyice yükseldi. Artık bu şartlarda bölge ülkeleri ile İsrail arasındaki normalleşme süreçlerinin yara almaması imkansız.
Bütün bölge ülkeleri ateşkesin sağlanması ve Gazze’ye insani yardım ulaştırılması için yoğun çaba gösteriyor. Ancak İsrail Refah Sınır Kapısı’na yaklaşan yardım tırlarını da vuracağını duyurdu ve o günden beri ortalama günde 1 kez Refah Sınır Kapısı’nın Gazze tarafını vurmaya devam ediyor.
Ortada bir gerçek daha var; şu anda Gazze’de bir ateşkes sağlanıp insani yardım temin edilse bile bu tansiyon inmeyecek gibi görünüyor. Belki birkaç hafta, belki birkaç ay sonra tekrar patlayacak çünkü İsrail-Filistin sorunu tam anlamıyla bir çıkmaza girdi.
Bu şartlarda ateşkes ve insani yardım dışında bir çözüm önerisi sunan tek ülke Türkiye oldu. Çeşitli ülkelerin garantörlüğünde bir sürecin başlamasını öneren Türkiye’nin bu yol haritası da elbette birçok sorunu ve soruyu beraberinde getiriyor ancak tek somut öneri olarak ortada duruyor.
- Her şeye rağmen ateşkes sağlandı! 28 Kasım 2024 06:30
- Trump başkan ama gözler Putin'de 21 Kasım 2024 05:00
- Enkaz altında Ali'nin yarım bacağı! 15 Kasım 2024 04:44
- Trump'ı değil Lazzarini'yi dinleyin! 08 Kasım 2024 12:17
- Lübnan Şiileri ve Türkiye’nin Kürt açılımı! 24 Ekim 2024 04:42
- 7 Ekim ve bölgenin yeniden dizaynı! 17 Ekim 2024 05:45
- Lübnan için kıyamet vakti! 10 Ekim 2024 04:59
- Bölge kaynıyor: Savaş içinde savaş! 03 Ekim 2024 04:55
- Lübnan savaşın eşiğinde! 26 Eylül 2024 04:27
- Barış ümitleri de patladı 19 Eylül 2024 04:39
- Her şey Gazze'ye bağlı! 12 Eylül 2024 05:56
- İsrail neden Batı Şeria'ya saldırıyor? 05 Eylül 2024 05:27