O kadar da değil

Fotoğraf: Mustafa Hassona/AA

DİĞER YAZILARI
Rüyada diploma 13 Mart 2025
Kaybettiniz 6 Mart 2025
Örgüt 27 Şubat 2025
Mehmet Türkmen 20 Şubat 2025
Güç bende artık 13 Şubat 2025
Hadi yine iyiyiz 6 Şubat 2025
Sorun modelde 30 Ocak 2025
Tan ile Bulu 23 Ocak 2025
İkinci çocuk 16 Ocak 2025
Pislik 9 Ocak 2025
YAZI ARŞİVİ

Hiç kimse Filistin’de olan bitene savaş diyemez. Artık neden ve nasıl başladığının da bir önemi kalmadı. Tarihteki en kanlı orduların bile yapmadığı son şeyi de yaptı ve İsrail; içerisinde sadece çoluk çocuk hastaların, yaralıların, sağlık görevlilerinin olduğu hastaneyi bombalayarak en az 500 Filistinliyi gözünü kırpmadan öldürdü. Bu suçun cezasını İsrail’i bugün yönetenler mutlaka verecek ve yargılanacaklar.

Sağcılık böyle bir şey. İsrail’i yöneten sağcı, ırkçı iktidar; gücünün ve cesaretinin kutsal kitaplarında yazılı olduğunu ve Allah’ın emri olduğunu iddia ettikleri “Vadedilmiş topraklara” ulaşmak için soykırım dahil her şeyi göze alabilir. İsrail toplumu o kadar baskı altında ki; sol, sosyalist, demokrat, komünist, neredeyse halkın yarısı mevcut iktidarı desteklemese de, başbakanlarının yaptıkları yolsuzluklar nedeniyle yargılanmasını düşünseler de İsrail sokakları o kadar suçla kirlendi ki; çıkıp “Durdurun bu sağcı faşistlerin yaptıkları katliamları” demelerinin vatana ihanet olarak algılanacağını düşünüp büyük oranda susuyorlar. Sadece İsrail’de değil, sağcılaşan dünyanın hemen her yerinde savaş, katliam, cinayet, işgal o kadar olağanlaştı ki, gerçek insanlar için sokaklara çıkıp “Her yerde barış. Tüm silahlar sussun” demek savaştan beslenenler tarafından vatan hainliği ile eş değer sayılmaya başlandı. Tüm dünya için barış isteyenler, nerede olursa olsun savaştan beslenen iktidarların ve egemenlerin polisleri, jandarmaları, milisleri tarafından en azından tartaklanmayı, tutuklanmayı göze almak zorundalar.

Bu arada “Oh olsun Hamas’a ve destekleyicilerine” diyen ama ekranlarda timsah gözyaşı döken bir çok insanın, yöneticinin, devletin olduğu da malum.

İsrail’in hedefi açık. “Nasıl olsa ABD arkamda, olmasa ne olur, hiçbir Müslüman ülke ve yöneticisi tatlı hayatlarından vazgeçip karşıma çıkmaya cesaret edemez. Bir iki miting, bir iki kınama mesajı, sonra el sıkışma, ilişkileri geliştirme, uluslararası ilişkilerde karşılıklı çıkarlar vardır palavrası. Ben işimi hallederim. Farenin kulağı üfleyerek yediği gibi Gazze’yi sonra Batı Şeria’yı, sonra Golan’ı, sonra Allah ne vadettiyse yavaş yavaş toparlarım” hesabı ile silaha kuvvet.

Bu savaş durdurulabilir mi?

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri, yanında bölge liderleri, Suud’u, Mısır’ı, Lübnan’ı, Ürdün’ü ve tabi Türkiye’si, beyaz kefenle gösteri yapan devletlileri bir kayığa binip Gazze kıyısına gitse, Gazze’ye çıkıp şehrin göbeğinde oturma eylemi yapsa, ortada ne savaş kalır ne bomba.

Yaparlar mı?

Che olsa, Deniz olsa, hatta Kaddafi olsa, Saddam olsa yaptılar ve yine yaparlardı. Onları boşa katletmediler.

Ama bugünler için yetiştirilmiş sağcıları duyar gibiyim.

“Destek dediysek o kadar da değil.”

EVRENSEL'İNMANŞETİ

OVP masada

OVP masada

Kamu, metal ve liman başta olmak üzere toplu sözleşme ve zam sürecindeki yüz binlerce işçiye orta vadeli programda yer alan düşük zam dayatılıyor. Patron, iktidar ve sendikal bürokrasi eliyle işçilere kabulettirilmek istenen bu zehirli programa karşı işçiler, birleşmek ve insanca yaşanacak ücret talebini kazanmak için yol arıyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
BİSAM: Açlık sınırı 22 bin 886 TL, yoksulluk sınırı 79 bin 165 TL.

Evrensel'i Takip Et