Vahşet artarken
Fotoğraf: Abed Rahim Khatib/AA
İsrail’in Gazze’ye saldırısı vahşetin arttığı, katliamın sınır tanımadığı bir aşamaya doğru yükselmeye başladı. En son İsrail tarafından vurulan Gazze’deki el-Ehli Baptist hastanesinde 500’e yakın Filistinli katledildi, yüzlercesi yaralandı. Katledilenler arasında kadın ve çocuklar çoğunlukta bulunuyor. İsrail bu katliama tepki gösteren halkların kafalarını bulandırmak için, bunu işgale karşı direniş gösteren Filistinli örgütlerin yaptığı yalanını ortaya attı. ABD Başkanı Biden koşarak İsrail’e gitti, yalana ortak oldu, katliamlara ve işgale destek verdiklerini bütün dünyaya bir kez daha ilan etti. Kuşkusuz ABD’nin bu tavrı ne sürpriz ne de ilk defa gerçekleşiyor. Aksine ABD her zaman İsrail’in en büyük destekçisi oldu.
ABD emperyalizmi ve Batılı emperyalist ülkelerin hükümetleri İsrail bombardımanları başladığı andan itibaren İsrail’e desteklerini açıkladılar, bölgedeki askeri yığınaklarını geliştirme yönüne gittiler. ABD ikinci bir uçak gemisi dahil bölgedeki kuvvetlerini artırırken, diğerleri de İsrail’e verdikleri savaş malzemesi desteğini çoğaltma yoluna gidip, bölgedeki güçlerini artırdılar. Onlar bu yolla bölgedeki İsrail karşıtı güçleri sindirmeyi, bölge halklarına gözdağı vermeyi amaçlıyorlar. Buna karşın bölgede gerginliğin yükseldiğini, İsrail saldırılarının bölge halklarının mücadele azmini bilediğini de tespit etmek gerekiyor.
Buna karşın Batılı ülkelerin barışsever halkları kendi devletlerinin önleme çabasına karşın İsrail’e yönelik protestolarını yükseltmeye başladılar. Bölge halklarının ise katliamlara, işgale karşı öfkeleri yaygın tepkiler olarak kendisini açığa vurdu. Özellikle son hastane saldırısı halkların içindeki tepkiyi ve öfkeyi son derece artıran bir rol oynadı. Türkiye’nin pek çok ilinde protesto gösterileri düzenlendi, İsrail saldırganlığına karşı öfke sokaklara taştı. Uzun yıllar Filistin mücadelesine sessiz kalmış dini kesimlerde, Gazze’de Hamas’ın güç kazanması ile soruna ilgi göstermeye başlamışlardı. Ama bu kesimler için sorun Yahudi düşmanlığı ve din savaşları çerçevesinde ele alınırken, içeride radikal dini örgütlenmeyi ve yapıları güçlendirip, yaygınlaştırmanın bir aracı olarak da kullanılıyor.
Erdoğan iktidarı başlangıçta “itidal” tavsiyelerinde bulunurken, bombardımanların vahşeti ve son hastane katliamından sonra sesini biraz daha yüksekten çıkarmaya başladı. AKP sözcüsü “Üç günlük milli yas ilan edileceğini” açıklamış durumda. İktidarın tavrı sözlerle protesto etme ve pasif işler yapmakla sınırlı bir çerçevede devam ediyor. Ama şu gerçek açıkça ortada duruyor: İsrail’le diplomatik ilişkilerin kesildiği dönem de dahil olmak üzere karşılıklı ticaret sürekli artıyor ve özellikle enerji konusunda gizli ilişkiler, pazarlıklar devam ediyordu. ABD ve NATO ile her türlü askeri ilişkisini devam ettiren ve geliştiren iktidarın, eski savunma Bakanı Akar’ın da tezkere görüşmelerinde itiraf ettiği gibi, bu “İlişkileri tehlikeye düşürecek hiçbir adımın atılmayacağı” açıklanmış durumda. Yapılacak ikiyüzlü açıklamalar, sahte göz yaşları, suya sabuna dokunmayan tutumlar alma iktidarın izleyeceği yolun özetini oluşturuyor.
Bölgedeki bütün bu gelişmeler ve bunların içeriye yansımaları bir kez daha temel bir soruna dikkati çekmemizi zorunlu kılıyor. Bu sorun ilerici, demokratik, devrimci güçlerin işçi ve emekçi halkın tepkilerini örgütlemekte ve harekete geçirmekte zayıf kaldığı gerçeğidir. Filistin sorununda bu kesimlerin gösterdiği tepkiler ne yazık ki yetersiz kalmaktadır ve bu durum dinci, gerici örgütlenmelerin, “milliliği ve yerliliği” demagojiden öte gitmeyen iktidar ve yandaşlarının manevra alanını genişletmektedir. Oysa koşullar Filistin halkını desteklemek için gerek antiemperyalist propaganda ve gösteriler yapmaya, gerekse de emekçi halkın emperyalizme bağımlılıkla da ilişkisi olan yoksulluğa ve açlığa tepki göstermesi için son derece elverişlidir. İşçi ve emekçi halkın yeni yanılgılara sürüklenmemesi için gösterilen çabaların olağanüstü artması gereken bir zaman diliminden geçiyoruz.
- Bir yoldaşa mektup-1 31 Ocak 2025 05:00
- Gelişmelerin kısa özeti 17 Ocak 2025 05:12
- 13 Ocak güçlendirilmeli 10 Ocak 2025 04:24
- Değişimin zorunluluğu 03 Ocak 2025 07:15
- 'Zaferden' işçiye düşen 27 Aralık 2024 05:25
- Seyredecek misiniz? 20 Aralık 2024 05:42
- Ücret asgari, yaşam sefalet 13 Aralık 2024 05:40
- Genel grev ve direnişi gerçeğe dönüştürmek için 06 Aralık 2024 06:15
- Birleşik ve genel mücadele için 29 Kasım 2024 06:55
- Siz ne diyorsunuz? 22 Kasım 2024 05:31
- Gelişmelerin anlamı üzerine 15 Kasım 2024 05:25
- Direnerek kazanmak 08 Kasım 2024 11:13