TSF fetva verdi, hamile kadın satranç oynayamazmış

Yıllar önce, antrenör olarak ilk defa katıldığım Türkiye Küçükler Şampiyonası’nın yapıldığı otelin lobisinde, öğrencilerimle oynadıkları oyunların analizini yapıyorduk. Dokuz, on yaşlarında tatlı bir kız çocuğu yaklaşıp analizleri izlemeye başladı ve sonra bana dönerek “Sizinle oynayabilir miyiz?” dedi. Cesaretini takdir etmiştim. Siyah taşlarla oynarken c6 karesindeki geri kalmış piyonumun üstüne yaptığı baskı inanılmazdı. Adeta boa yılanı gibi kuşatılmıştım. İyi bir oyuncuya kaybetmek utanılacak bir şey değildi, ancak bu küçük canavarın beni yenmesi öğrencilerimin bana olan güvenlerini sarsacaktı. Oyunu karıştırıp sürekli şahla canımı zor kurtardım. Oyun bitince adını sordum, “Kübra” dedi. O gün bu ismi aklımın bir köşesine yazdım.

Yıllar geçtikçe onun başarılarını daha çok duymaya başladık. Yaş gruplarında yedi yıl üst üste şampiyon oldu. 2006 yılında WFM oldu, 2006-2007 yıllarında iki kez 16 yaş altı Avrupa Şampiyonu olunca WIM unvanını kazandı. 2008 Dünya Gençler Şampiyonasında ikinci oldu. Aynı yıl Avrupa Yaş Grupları ve Dünya Yaş Grupları şampiyonalarında üçüncü oldu. 2009 yılında WIM, 2012 yılında ise Kadın Büyük Usta (WGM) ve Kadınlar kategorisinde Türkiye şampiyonu oldu. Sayısız kez milli sporcu olan Kübra Öztürk Örenli, hâlâ ülkemizin en güçlü üç kadın oyuncusundan biri.

Başarıları defalarca gazetelere haber oldu, röportajlar yapıldı, yöneticiler yanında fotoğraf çektirerek başarısına ortak olmaya çalıştılar.

Ancak, bu hafta Kübra, sosyal medyada çok önemli bir açıklama yaptı. Maalesef, hiçbir gazete veya spor yazarı bunu yazmayacak gibi görünüyor. Kübra, federasyon tarafından kendisine verilen bursun kesildiğini telefonla öğrendiğini ve sebebini sorduğunda federasyonun bu yıl kendisini milli takımda oynatmama kararı aldığını öğreniyor. Sebep olarak da Kübra’nın ikinci çocuğuna hamile olmasını gösteriyorlar.

Kübra’nın oynayıp oynamayacağına doktorlar değil, satrançtan zerre kadar anlamayan Federasyon Başkanı Gülkız Tulay karar veriyor. Hani şu gazetelerde, kürsülerde kadınların başarılarının ne kadar önemli olduğuna dair demeçler veren, Kübra’nın her başarısında yanında fotoğraf çektirip kadınları nasıl desteklediklerini anlatan Kadın Federasyon Başkanı Gülkız Tulay.

Büyük Usta Kübra, satranç bilmeyen Federasyon Başkanı Gülkız Tulay’dan randevu talep ediyor ama üç ay boyunca muhatap alınmıyor. Görüşme gerçekleşince Kübra, bebeğinin ve bakıcısının masraflarını karşılayacağını ve Avrupa Kadınlar Şampiyonası’nda oynamak istediğini söylüyor. Satrançtan olduğu kadar tıptan da zerre kadar anlamayan Gülkız Tulay, Kübra’nın hamile olduğu için oynatılmayacağı kararını yineliyor.

Federasyon, bu görüşmeden sonra Kübra ile iletişimi tamamen kesmiş, telefonlara ve maillere cevap vermiyorlar. Resmi olarak açıklanmasa da Kübra’yı fiilen milli takımdan çıkarmışlar. Kübra’nın açıklaması şöyle devam ediyor: “24 yıllık satranç kariyerim boyunca kız çocukları ve kadın sporcular için idol olarak gösterilen bir sporcu olarak bugün yaşadıklarım, bugüne kadar yaptıklarım ve yapacaklarım yok sayılmaktadır. Çocuklarını büyüt, gelecek yıl takımdasın demek ve kadının tek görevinin evinde oturup çocuğuna bakma anlayışının kadın yöneticilerde bile var olduğunu gördüğüm bu anlayışı yıkmak için mücadele edeceğim.”

Bana göre zihnen eril olan Gülkız Tulay’ın “Hamile sporcu satranç oynamamalı” hükmü ile Cübbeli’nin “Satranç oynayan domuz eti yemiş gibidir” hükmü arasında zerre kadar fark yok. İkisi de karanlık, ikisi de çağ dışı, ikisi de satranç bilmiyor. Bu kararı alanlar, “kadın” üstündeki baskının arttırılması için siyasi iktidarın ve tarikatların maşalığını yapmaktadırlar. Satranç Federasyonunun bu utanç verici kararını şiddetle kınıyor ve Kübra’nın bu haklı mücadelede yalnız bırakılmamasını diliyorum.