Önce ateşkes

İkinci Dünya Savaşı sonrası savaşlar olmasın, sorunlar silahsız çözülsün ya da olursa bile bir hukuku olsun, siviller öldürülmesin, askeri hedefler dışındaki yerler bombalanmasın diye uzun tartışmalar yapıldı. Çeşitli kurumlar oluşturuldu. Birleşmiş Milletler Örgütü, Cenevre Sözleşmesi, Lahey Adalet Divanı, Savaş Suçları Mahkemesi kuruldu. Ama, işte yetmiş beş sene sonra yine o günleri yaşıyoruz. Siviller öldürülüyor, okullar, hastaneler, kiliseler, camiler bombalanıyor. Ölenlerin onda biri bile asker değil. Yine insanlar evlerinden, yurtlarından sürülüyor. Toprakları işgal ediliyor. Aç susuz kalıyor. Yaraları tedavi edilemiyor.

Neden?

Farklı dinlerden oldukları için mi? Yaşadıkları topraklar onları besleyemediği için mi? Farklı dinlere inanmak birbirini öldürmenin nedeni olabilir mi? Bu çağda yaşadığım topraklar beni beslemiyor diye yağma ya da fetih savaşı yapılır mı? Yoksa kapitalizmin, emperyalizmin paylaşım savaşının tezahürleri mi yerel savaşlar da. Vekalet savaşı denilen savaşlar mı? Bizim savaşımız değilse neden önleyemiyoruz vekalet savaşını? Bizim olmayacak olan petrol ve doğal  gaz yatakları için neden savaşıyoruz?

İkinci savaştan sonra adil bir dünya düzeni kurulamadı. SSCB’nin varlığı ve ulusal kurtuluş mücadeleleri emperyalist ülkeleri biraz geriletti. Emperyalistler var gücüyle sosyalizmi dünya yüzünden silmek için çalıştılar. Sosyalizme karşı din ve milliyetçiliği kullandılar. Antiemperyalist, demokratik hareketlerin, sosyalizm mücadelesinin yükselmesi gericiliği geriletmişken; başta SSCB’nin çevresinde Yeşil Kuşak Projesi olmak üzere, ellerinin uzandığı her yerde şeriatçı örgütler kurdular. Var olanları desteklediler. Kontrgerilla örgütleri ile faşistleri örgütlediler. Aydın, sanatçı, yazarları etkilemek için uluslararası örgütler, fonlar, ödüller oluşturdular. Medyayı satın aldılar.

Ve bugünlere geldik. Din adına savaşlar ilan ediliyor. Milli çıkarlar diyerek komşuların toprakları işgal ediliyor, bombalanıyor.

İnsanlar ölüyor, yurtlarını terk etmek zorunda kalıyor.

Savaşları çıkaranlar, kışkırtarak, savaşanlara silah satanlar, evi yıkıldığı için, işsiz ve aç kaldığı için göç edenlere kapılarını kapatıyor.

Elbette haklı savaşlar da var. İşgalcilere karşı, ekmeğine göz koyanlara karşı mücadele etmek, savaşmak haklıdır.

Filistinlilerin özgürlük mücadelesi haklıdır. Ama şu anda eşit güçlerle, eşit koşullarda bir savaş yok. İsrail Filistinlilere bir soykırım ve tehcir uyguluyor silah üstünlüğü ile ve arkasındaki emperyalist güçler sayesinde.

Bu an İsrail’i durdurmak gerekir. Ateşkesi sağlamak en önemli iş. Silahları susturup Birleşmiş Milletler Örgütünün kararlarının uygulanmasını sağlamak. 1967 sınırlarına dönmek, göçmenlerin dönmesini sağlamak için uluslararası mücadeleyi yükseltmek dünya İsrail’e büyüktür demek gerekiyor. BM kararlarını uygulamayan İsrail’e karşı sert bir boykot ve tecrit uygulamak gerekiyor.

Kendi hükümetlerimizi buna zorlamak gerekiyor.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Şireci Tekstil 2023’te vergi öncesi kârı 1.6 milyar TL ama 2023’te hiç vergi ödemedi. İşçilere teklifi yüzde 30 zam.

Karafiber 2023’te 6.6 milyar TL değerinde net satış geliri elde etti. Bu satışlardan “kâr etmediğini” öne sürerek vergi ödemedi.

Yalçın Kardeşler Halı 2023’te kendi beyanıyla 44.4 milyon TL vergiye esas kâr elde etti. İşçilere yüzde 34 zam dayatıyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
RTÜK Başkanı “Ülkemizde olumlu olaylar olmuyormuş gibi haber servis ediliyor” deyip ‘yandık’, ‘bittik’ haberleriyle karamsarlık aşılandığını savundu, ceza tehdidinde bulundu.

Evrensel'i Takip Et