Ruhumuz ve bedenimiz kışa hazır mı?

(Temsili görsel) | Fotoğraf: Filip Bunkens/Unsplash
Kışa hazırlık orta kuşağın çocukluğundan aşina olduğu bir durumdur. Ev temizlenir, çatı gözden geçirilir, odun kömür alınır, tarhanasından turşuya, kurutmalıklara mutfak hazırlanırdı derken arabalı yıllara geldik, “kış bakımı” ile tanıştık.
Ya ruhumuz ve bedenimizin kışa hazırlığı?
Yazın bol güneşlenmek özünde kışa hazırlanmaktır. Güneş, D vitamini depolarını doldurur, bağışıklık sitemimizi güçlendirir. Hem bedenimize hem ruhumuza iyi gelir. Doğanın küresel tarumarı sonrası gelişen iklim değişimleri, ozon tabakasında sorunlar ile on yıllardır güneş ışınlarından kanser korkusu ile kaçar olduk ve hata yaptık.
Hastalık, sağlıklılık, sağlık hizmet alımı bağlamında son yirmi yıl davranış kalıplarımız çok dönüştü. En ufak sorunda birinci basamak sağlık hizmetlerinden yararlanmayı reddedip üçüncü basamağa yöneldik. Misal kilo fazlası bahsinde endokrin uzmanı arayan tombullar ülkesine evrildik. Ama koruyucu sağlık hizmetlerini talep bağlamında geriledik.
Ülkede sağlık alanında piyasalaştırmanın bir tezahürü olarak her ne kadar talep kışkırtması olsa da özünde arabalarımıza gösterdiğimiz özeni kendimizden esirgemeye devam ettik.
Bedeni ve ruhu kışa hazırlamak özünde toplumsal bir sorumluluktur. Geçmişten süregelen hastalığı olanlar için bu elzemdir. Misal kalp yetmezliği, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, astım, KOAH, mevsimsel alerjisi, mide ülseri, tiroit hastalığı, anemi, kolesterol yüksekliği olanların kontrollerini bu aylara denk düşürmeleri yararlı olacaktır. Misal kan eksiğiniz ya da ileri düzey tiroit tembelliğiniz varsa hiçbir soba, klima sizi ısıtmaya yetmez.
Bir hastalığın bulguları şiddetlendiğinde sağlık hizmet sunumu almak bir sorunun peşinden gitmektir. Doğrusu hiç yakınma yokken kontrolden geçmektir.
Mevsim geçişlerinde beslenmede dönüşüm elbette geçmişte olduğu gibi keskin değil. Turfanda kavramı sera ve yaygın soğuk zincir ile mevsimsel gıda alım farklılıklarını silikleştirdi. Ama ekonomik kriz dönemleri bu öyle süremeyip geçmişin kalıplarına geri dönüş sağlar.
Zor bir kış hepimizi bekliyor. Daha da yoksullaşacağa benziyor insanlarımız. Bu karbonhidrattan daha zengin, protein ve vitaminden daha fakir beslenme, daha zararlı yağ türlerini tüketim anlamına geliyor. İşte bu nedenle kronik hastalığı olanların en azından mevcut tedavilerini ihmal etmemeleri, yakın takibe girmelerinde yarar var.
“Kahkaha, kışı insan yüzünden çekip alan bir güneştir” der Victor Hugo. İsrail’de, Gazze’de, ülkemizde ve dünyanın başka yerlerinde tanık olduğumuz her dram ruhumuzu kış bahçesine eviriyor. Hiçbir insan hakkı ihlali, insanlık suçu sonuçları itibarıyla bölgesel kalmayıp evrensel boyutta zarar verir. O nedenle çözümü de evrensel düzeyde müdahil olmayı gerektirir.
Sağlıcakla kalın.
Evrensel'i Takip Et