26 Ekim 2023 04:40

2024 bütçesi kimin için hazırlandı?

Fotoğraf: Murat Uysal/Evrensel

Paylaş

Yaklaşık iki ay sürmesi beklenen 2024 yılı merkezi yönetim bütçe görüşmeleri bugün başlıyor. Merkezi bütçeden yapılacak harcamaların hangi alanlara ne kadar aktarılacağının ve finansmanının nasıl sağlanacağının belirlendiği merkezi yönetim bütçeleri resmi olarak tek adam rejimine geçildiğinden bu yana Saray’da yapılıyor. Öyle görünüyor ki 2024 bütçesi, bugüne kadar hazırlanan ve bütün yükü halkın sırtına yıkan en zor bütçe olacak.

Türkiye ekonomisinin tamamen sıcak paraya ve borçlanmaya dayalı yapısının bugün geldiği nokta içler acısı. Şöyle ki, resmi olarak tek adam rejimine geçilene kadar 95 yılda 1 trilyon lira olan toplam kamu borcu, sadece son beş yıl içinde, 4 trilyon lirası döviz cinsinden olmak üzere, 6 trilyon 70 milyar liraya çıkmış durumda. Sadece beş yıl içinde yaşananlar ekonominin büyük bir çöküşün eşiğinde olduğunu gösteriyor.

Türkiye’de ekonomik göstergeler uzun süredir alarm veriyor. İktidarın ülke ekonomisinin gidişatına ilişkin gerçek dışı söylemleri ile halkın, emekçilerin giderek ağırlaşan ekonomik sorunları arasındaki çelişkiler her geçen gün derinleşiyor. Bu durum kısa süre önce açıklanan ‘orta vadeli program’ (OVP) ve 12. Kalkınma Planı hedeflerinde olduğu gibi, ülkenin ve halkın yaşadığı sorunlara çözüm üretmesi beklenmeyen 2024 bütçesi halkın sırtına ülke tarihinin en ağır yükünü yüklemek üzere hazırlanmış.

BÜTÇE HAKKI YOK SAYILDI

Bütçeden nerelere ne kadar harcama yapılacağı ve bu harcamalar için halka ne gibi yükümlülükler yükleyeceği konusunda, halkın ya da onun adına karar vermeye yetkili organların söz sahibi olmalarını ifade eden bütçe hakkı, geçmiş yıllarda olduğu gibi, 2024 bütçesi hazırlık sürecinde de yok sayıldı. Bütçenin asıl muhatabı olan milyonlarca emekçi, sendikalar, emek ve meslek örgütleri bir kez daha bütçe hazırlık sürecinin tamamen dışında bırakıldılar.

AKP iktidarı döneminde hazırlanan bütün bütçeler gibi, 2024 bütçesinin de yıllardır ülkenin bütün kaynaklarını kendi ekonomik ve siyasal çıkarları doğrultusunda kullanan, daha doğrusu sömürenlerin bütçeyi halkın ihtiyaçları doğrultusunda hazırlamadığı açıkça görülüyor. Öyle ki, ödediği vergilerle bütçe gelirlerinin önemli bölümünü finanse eden halkın, emekçilerin talepleri ve acil ihtiyaçları 2024 bütçesinde hemen hiç dikkate alınmamış.   

2024 BÜTÇE HEDEFLERİ GERÇEKÇİ DEĞİL

2024’te bütçe giderleri 11 trilyon 89 milyar lira, bütçe gelirleri 8 trilyon 437 milyar lira olması, bütçe açığının ise 2 trilyon 652 milyar lira olarak gerçekleşmesi öngörülüyor. Buna göre bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 6,4 olarak gerçekleşecek. 2024 Merkezi Bütçe Kanun teklifine göre önümüzdeki yıl bütçe gelirlerinin 1 trilyon 254 milyar lirası (yüzde 15’i) doğrudan faiz harcamalarına gidecek. Döviz kurlarındaki artış ve TL’nin değer kaybetmeye devam etmesi halinde ödenecek faiz daha da artacak.  

İktidarın yıllardır ekonomik krizin bütün yükünü emekçilerin, dar gelirlilerin sırtına yüklemeleri yetmiyormuş gibi, önümüzdeki yıl yüksek oranlı vergi artışları ve faiz harcamaları öngörülüyor. 2024 yılında net vergi gelirlerinin 2023’e göre en az yüzde 74 artması (4,3 trilyon liradan 7,5 trilyon liraya çıkması) hedefleniyor. Aynı dönemde faiz harcamalarında ise yaklaşık iki kat (664 milyar liradan 1,28 trilyon liraya) artış bekleniyor. Sadece söz konusu iki kalem bile bütçe yükünün büyük bölümünün yine halkın sırtına yıkılacağının göstergesi niteliğinde.

BÜTÇE GELİR VE GİDERLERİ (2023/2024)

2024’te ödenecek faiz giderleri 2023’e göre yüzde 94 artarak 1 trilyon 254 milyon lira olacak. 2024 yılında vergi gelirlerinin toplam bütçe gelirleri içindeki payı ise yüzde 87,8 olurken 2 trilyon 652 milyar lira bütçe açığı öngörülüyor.

2024-2026 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Programa (OVP) göre Türk lirasının 2024’te en az yüzde 50 değer kaybetmesi beklenirken yıl sonunda yüzde 33’lük enflasyon hedefinin gerçekleşmesi mümkün değil. Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik ve siyasi atmosferi görmezden gelerek ve masa başında rakamlarla oynayarak hazırlandığı belli olan 2024 bütçe hedeflerinde ciddi sapmalar yaşanması kaçınılmaz olacak.

VERGİ YÜKÜ DAHA DA AĞIRLAŞACAK

Türkiye’de yıllardır vergi yükünün büyük bölümünü yoksul halk, emekçiler sırtlıyor. Kamu gelirleri içinde önemli bir yer tutan vergi gelirlerinin ana kaynağı 2024’te yine ücretli emekçiler olacak. 2024 bütçesi şimdiden halkın sırtına yüklenecek ek vergi ve zamların habercisi niteliğinde.

Yıllardır bütçeler hazırlanırken yıl içinde toplanacak vergi gelirlerinin yüzde 53’ünün sadece KDV ve ÖTV’den karşılanması hedefleniyor. Ancak ekonomik kriz sürecinin hane halkı gelirleri ve harcamalarını olumsuz etkilemesi nedeniyle vergi hedeflerinde yaşanması muhtemel sapmalar sonrasında 2024 yılı içinde temel tüketim ürünlerinde yeni vergi artışlarının gündeme gelmesi ve yüksek oranlı zamlar yapılması kaçınılmaz görünüyor.

2023 sonunda vergi gelirlerinde daha önce bütçede hedeflenen rakamın üzerine çıkılarak 4 trilyon 271 milyar liraya ulaşılması planlanırken OVP’ye göre 2024 yılında toplam vergi gelirlerinin 2023’e göre yüzde 73,45 oranında artışla 7 trilyon 408 milyar liraya yükseltilmesi hedefleniyor. Büyümenin yüzde 4, enflasyonun yüzde 33 olarak hedeflendiği 2024’te vergi gelirlerinin bu kadar yüksek oranda artmasının beklenmesi ciddi bir tutarsızlık.

PATRONA DESTEK, EMEKÇİYE AĞIR YÜK 

Cumhurbaşkanı yardımcısı Cevdet Yılmaz 2024 yılı bütçe sunumunda patronlara destek için bütçeden 376,5 milyar lira kaynak ayırdıklarını açıkladı. Bu rakama İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanan ve yıllardır sürdürülen sigorta prim destekleri dahil değil.

2024 Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’na göre 2024 yılında 2 trilyon 210 milyar liralık, 2025 yılında 2 trilyon 778 milyar liralık ve 2026 yılında 3 trilyon 223 milyar liralık vergiden vazgeçilmesi hedefleniyor. 2024 yılında 2 trilyon 210 milyar liralık vergi geliri istisna ve muafiyetleri (vergi harcaması) 7 trilyon 408 milyar liralık toplam vergi gelirlerinin yüzde 24’üne denk geliyor. İktidar sermayeye, patronlara ekonomik her türlü kolaylığı sağlayıp destek çıkarken, bütçe yükünün önemli bölümünü yine ücretli emekçilerin sırtına yıkıyor.

2024 yılında 2 trilyon 210 milyar liralık vergiden vazgeçilirken bu miktarın 1 trilyon 663 milyar liralık kısmını gelir ve kurumlar vergisi oluşturuyor. Doğrudan vergilerin büyük kısmına (yüzde 75) muafiyet sağlanırken, dolaylı vergilerde bu miktarın 404 milyar lira (yüzde 25) ile sınırlı kalması dikkat çekici.

GARANTİ ÖDEMELERDE TARİHİ REKOR

Kamu-Özel İş birliği (KÖİ) projeleri için 2017-2023 yılları arasında bütçeden toplamda 221 milyar lira harcandı. Sadece 2024 yılında bütçeden KÖİ projeleri çerçevesinde köprüler, otoyollar ve Avrasya Tüneli ile yap-kirala-devret modeliyle yaptırılan şehir hastanelerine toplam 162 milyar 435 milyon lira ödenecek. Başka bir ifade ile geçtiğimiz yedi yılda yapılan garanti ödemelerin yüzde 74’ü kadar ödeme bir yıl içinde yapılacak.

2024 yılında şehir hastanelerinin kiralarına merkezi bütçeden 83 milyar 697 milyon lira ödenecek. ‘Beş yıldızlı otel konforunda hastane’ propagandası üzerinden şehir hastanelerine 2017-2023 yılları arasında bütçeden 102 milyar 206 milyon lira ödeme yapıldı.

‘BÜTÇEDE ASLAN PAYI EĞİTİME’ YALANI

Cumhurbaşkanı yardımcısı Cevdet Yılmaz, her bütçe döneminde söylenen ‘Bütçede aslan payını eğitime ayırdık’ yalanını tekrarladı. 2024 bütçe kanun teklifinde en fazla payın 4 trilyon 564 milyar lira ile Hazine ve Maliye Bakanlığına ayrıldığı görülüyor. 1 milyon 200 bin üzerinde eğitim emekçisi, 18 milyona yakın öğrenciye hizmet veren Millî Eğitim Bakanlığına (MEB) 1 trilyon 92 milyar lira ayrılırken, MEB bütçesinin yüzde 81’inin personele yapılan zorunlu harcamalara gidecek.

2023 yılında MEB bütçesinin merkezi bütçeye oranı yüzde 9,64 iken, 2024’te yüzde 9,85 olarak belirlendi. MEB bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay ise yüzde 9,18’den yüzde 9,16’ya geriliyor. MEB bütçesinin rakamsal olarak büyük görünmesinin nedeni, eğitime verdikleri önemden değil, alanının büyüklüğü nedeniyle zorunlu harcamaların fazla olmasından kaynaklanıyor.

DİN HİZMETLERİNE AYRILAN BÜTÇE ARTMAYA DEVAM EDİYOR

Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesi 2024 yılında 6 bakanlık bütçesini geride bırakarak 91 milyar 824 milyon lira olarak belirlendi. Merkezi yönetim bütçesinden ‘Din Hizmetleri ve Yaygın Din Eğitimi Hizmetleri’ için 2023’te 31 milyar 495 milyon lira ayrılırken, 2024 bütçesinde 2,5 kat artışla 79 milyar 718 milyon lira ayrıldı. Aralarında dini vakıf ve derneklerin de (TÜGVA, TÜRGEV, İlim Yayma Cemiyeti, Ensar Vakfı vb) olduğu ‘kamu yararı gütmeyen kuruluşlara’ aktarılacak kaynaklarla birlikte düşünüldüğünde iktidarın yıllardır ‘tek din, tek mezhep’ anlayışı temelinde kullandığı dini faaliyetlere ayırdığı kaynakların 2024’te artmaya devam edeceği anlaşılıyor.

Merkezi bütçeden ve bakanlıklara ait bütçelerden cari transferler kalemi altında aktarılan kaynaklar ve toplanan paralarla ülke çapında okullar, sıbyan mektepleri, kreşler, yurtlar, Kur’an kursları açılıyor. Dini vakıf ve derneklere ait okullar, kurslar, yurtlar yıllar içinde hızla dinselleştirilmiş olan eğitim sistemi içinde tamamen siyasi iktidara hizmet eden ayrı bir dinsel eğitim sisteminin inşa edilmesi için kullanılıyor.

SAVUNMA VE GÜVENLİK HARCAMALARINDA BELİRGİN ARTIŞ

2024 yılında savunma ve güvenlik harcamalarına ayrılan bütçe 1 trilyon 133,5 milyar lira ile tüm zamanların en yüksek rakamına ulaşıyor. Cumhurbaşkanlığı’na bağlı tüm örtülü ve yedek ödenekler, Savunma Sanayii Destekleme Fonu kaynakları, iç ve dış güvenliğe ilişkin bazı kalemler ve kayıtlara geçmeyen tüm ‘gizli harcamalar’ bu rakama dahil değil.

Savunma ve güvenlik harcamalarındaki tek adam rejimi ile kalıcı hale getirilen otoriter yönetim anlayışının devam edeceğini, ülkede yaşanan ekonomik ve siyasi krizin derinleşmesine paralel olarak, özellikle iç ve dış politikada tehdit ve gerginlik stratejisinin sürdürülmesi bekleniyor.

2024 BÜTÇESİNİN KİMİN İÇİN HAZIRLANMADIĞI BELLİ

2002 bütçesinden genel kamu hizmetlerine ayrılan pay yüzde 42 iken, yıllar içinde hazırlanan bütçelerden kamu hizmetlerine ayrılan pay yıllar içinde azaldı ve 2023’te yüzde 28’e kadar geriledi. Söz konusu gerilemenin temel nedeni kamu hizmetlerinde (özellikle eğitim ve sağlıkta) yaşanan ticarileştirme ve özelleştirme uygulamaları var. Öyle ki, son yıllarda kamu hizmetlerinin yarısından fazlasını oluşturan bu iki alanda yaşanan ticarileştirme ve özelleştirme pratikleri, kamu finansmanının azaltılmasını, özel finansmanın (ve cepten yapılan harcamaların) sürekli artırılmasını hedefliyor.

Kamu hizmetlerine ve yatırımlara bütçeden ayrılan payın azalması, halkın sırtındaki vergi yükü ve cepten yapacağı özel harcamaların belirgin bir şekilde artmış olması 2024 bütçesinin gerçekte kimin için hazırlandığını açıkça gösteriyor.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa