Cumhuriyetin 100. yılında bilgisiz, ilkesiz, eğitimsiz, okulsuz, güvencesiz, topraksız toplum
Fotoğraf: DHA
Olaylar bazen saf, çoğu kez iç içe çok farklı boyutların bireşimleri halinde, dünya ve evren bir birleşim halinde, her öge için hem birleşen ve bileşen hem bütün aynı zamanda bizzat kendisi. Çelişkiler varoluşun ayrılmaz boyutu, ancak çelişkiler için bile ilkeler ve erekler temeli oluşturuyor.
İsrail de Filistin de bu dünyanın, dahası bu coğrafyanın, dahası bizzat bizim tarihimizin, her şeyden öte insanlığın parçası. Birinci dünya işgalleri, ikincisi, üçüncüsü, şimdi aktüel olanı bizim yaşadığımız dünyada yaşanıyor, dahası bizim türce yapılıyor.
Bu nasıl oluyor diye sorulursa her şeyden önce bilgisizlik ve ilkesizlik yüzünden oluyor. Bilgi insan için ilkenin bilgisini ortaya koyacak, bilgi ve ilke ereği temellendirecek. İnsan bırakılsa kendi içgüdüsel itilimleri ile de ilkeye uygun hareket denebilir mi, insan bilgisiyle bu evreyi çoktan geçti, uygarlığın bu aşamasıyla ilgili, artık bilgi öncesine dönemeyiz, böyle bir içgüdüsel garanti yok, bunu bile bilgiyle bilmek durumundayız
Bunların tümü birden somut bütün oluşturuyor, düz çizgisel değil birlikte etkileşimsel işliyor, küresel/ dairesel işliyor. Dairesel işlediğinden çekim ve etkisi, çelişkileri de her şey ve herkes için aynı değil, sahiplik derecesine göre, merkeze yakınlık veya uzaklığa göre değişkenlik gösteriyor. Sosyal olarak ayrımlara ve ayrımcılıklara göre farklı işliyor.
Bilgi evrenseldir, aydınlanma evrenseldir. İç dış ayrı değil göredir, bağımsızlık ve özgürlük de ayrı değil, sömürgelik ve kölelik de ayrı değil, bağıntılıdır.
HÜRRİYET DEVRİMİ VE CUMHURİYET DEVRİMİ: İLKE, EREK, BİLGİ, AYDINLANMA SORUNU, İÇTE ÖZGÜRLÜK, DIŞTA BAĞIMSIZLIK, ESASTA EGEMENLİK SORUNU
İnsanın insan oluşu bir bilgi aydınlanma sorunu, bilgi aydınlanma ilke ve erekle iç içe. Bildiğimizde ilkeleri bileceğiz, bildikçe ilkeleri ilerletici erekler oluşturacağız. Mücadele bilgi ve erek mücadelesi. Adem ve Havva’nın cennetten kovuluşu da böyle bir mücadeleye dair, İsrail Filistin meselesi de.
1908 hürriyet devrimi bir bilgi, bilinç, aydınlanma ve özgürlük mücadelesidir, okumuş yazmış zümrelerin taşıyıcılık yaptığı bir devrimdir, Fransız İhtilali de, Sovyet Devrimi de, Cumhuriyet Devrimi ve devrimleri de öyle. Tüm bunlar bir dünya ve toplumsal gerçekliğe dayanır, bunun bilgisi, bilinci erekleri getirir, erekler devrimleri getirir. Ereksiz idesiz devrim olmaz.
Hürriyet “hanedanlık olan Osmanlı rejim tipinde”, hele de bunun “din/şeriat” ile perçinlenmesinde, bunu bilgisi oluştuğunda bir “hürriyet” sorunu haline gelmiştir. “Cumhuriyet” bunun halkın yönetime katılıp katılmama biçimiyle ilgili bir bilincini temsil etmektedir, bir “egemenlik” sorunu olduğunu görmüştür.
Filistin ve İsrail’de yaşananlar en genel haliyle bir egemenlik ve özgürlük sorunudur. Dincilik özgürlüğü, emperyalizm bağımsızlıkları yok etmektedir; hem dinciliği hem emperyalizmi aşmak gerekmektedir. İsrail’in de Filistin’in de dinciliği ve emperyalizmi aşması gerekmektedir.
Bu da böyle bir realitenin ve olası seçeneklerine dair bir bilgi bilinç ve erek sorunudur. Gerçekliği bilinecek, seçenekler düşünülecek, olumlular seçilecek ve desteklenecek, olumsuzlar aşılacak.
EREKSEL VARLIK İÇİN İYİLİK TEMEL İLKEDİR, DOĞRULUK İYİLİK EREĞİNE GÖRE OLUŞUR
İnsan salt nedensel değil bilgisiyle birlikte aynı zamanda ereksel bir varlık, hatta bilgisiyle daha çok geleceğe yönelik bir varlık. Her gelen gün daha iyisini daha güzelini gerçekleştirebilirsek mutlu olacağız, yerimizde saymamız bile bir gerileme sayılır.
“Ereksel varlıksak”, iyinin güzelin ne olduğunu soracağız, iyiyi güzeli gerçekleştirebilecek usul ve araçların neler olacağını soracağız (doğruluk).
Bilgi ve bilinç yoksa erek ve ilke yoktur, erek ve ilke yoksa ölçü ve doğruluk da yoktur. Doğa filozoflarının da geometricilerin de erdem peşindekilerin de sofistlerin de bundan 3-4 bin yıl önce de dikkati çektikleri nokta budur, bugün de bilgi, bilinç, ilke ölçü sorunuyla yüz yüzeyiz.
İYİLİK İLKESİ NE: APRİORİ BİLGİSİNİN APOSTERİORİ SINAMASI BİLİNÇLİ EREK OLARAK İLKE
Bilgi aslında mevcut yaşananları verdiğinden aprioriyi göstermektedir, bilgiyle birlikte akıl ve düşünce seçenekleri ortaya koymaktadır, erek bilgiye dayalı potansiyellerin görülmesi ve seçilmesidir, erek bir bilinç işidir. İnsan ereksel olarak bu seçenekleri seçer ve gerçekleştirir, yaratıcıdır, devrimcidir.
Mevcudun ve olanakların bilgisi dünyevidir, ilke ve ereklerin bilinçli oluşturulması insana dairdir.
KAVRAMLAR İLKELERDİR: SAVAŞ (SAVUNMA) VE İŞGAL (SALDIRI) FARKLI ŞEYLER
7 Ekim’de Gazze’den İsrail’e saldırı oldu. Binlerce insan öldürüldü. Bu saldırı herhangi bir hedef ayrımı gözetmediğinden işgale karşı bir savunma mı sayılacak, yoksa aynı zamanda terör mü sayılacak, BM’nin açık bir terör tanımı var mı, hüküm kurmak zor. Ama hedef gözetmediğinden aynı zamanda bir terör eylemi.
Derece olarak ve şiddet olarak işgal terörden daha ağır sayılır. İsrail BM kararları ile bile zaten işgalci durumda ve işgali ABD ve Batılı pek çok ülkenin desteği ile daha da genişletmeye uğraşıyor, Gazze’de şu ana kadar altı binden fazla kişiyi öldürdü, Gazze’nin neredeyse yarısından fazlası bombalanmış yıkılmış durumda.
Her iki tarafta da dincilik büyük sorun. Bilgi, özgürlük, eşitlik, insanlık mücadelesi ortak sorun.
İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ, AÇIK OKULLAR VE MESEM
TMMOB Makina Mühendisleri Odası ve Adana MMO’nın yürütücülüğünü üstlendiği II. Uluslararası ve 11.Ulusal İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kongresi düzenleniyor. Kongrenin amaçlarından bir kısmı şu şekilde ifade edilmiş: “Dijitalleşme, yapay zeka ve ARGE’nin işçi sağlığı ve güvenliği üzerine etkilerini, pandemi dönemiyle daha da yaygınlaşan uzaktan, çağrılı, esnek-kısa çalışmaların işçi sağlığı üzerine etkilerini de irdelemek, tartışmak istiyoruz.“
2 milyon 346 bin 654 çocuk açık okullarda kayıtlı, 1.3 milyon çocuk MESEM adı altında, çıraklık altında “okullu” sayılıyor. Kayıtsız devamsız bir milyonu aşkın yurttaş ve sığınmacı çocuk var. Bunların sağlığı ve güvenliği, Filistinlilerin, İsraillilerin, insanlığın sağlığı ve güvenliği nelerden geçiyor acaba?
Bilgisiz, ilkesiz, eğitimsiz, okulsuz, güvencesiz, topraksız toplum olabilir mi?
Çözümü bilgi, bilinç, aydınlanma, özgürlük, eşitlik, bağımsızlık, dayanışmadan geçiyor.
- AKP'nin eğitim ve bütçeleme anlayışı: Lime lime ayrıştırmanın, imam hatipleştirmenin, metalaştırmanın, peşkeş çekmenin binbir türü 15 Kasım 2024 04:43
- Cumhuriyetin 101. yılında rüya, yurttaşlık ve ana dillerinde eğitim meselesi 01 Kasım 2024 04:26
- Üniversite nedir? Araştırma ve bilgi nedir? Kariyer yapmaktan/ uzmanlık bilgisinden farkı nedir? 18 Ekim 2024 04:42
- Akademinin yeri ve değeri: 207 üniversite bir 'muhabir Rüya' eder mi? 11 Ekim 2024 04:43
- MEB istatistiklerinin gör dediği açlık, dayatma ve niteliksizlik 04 Ekim 2024 04:50
- Türk Psikologlar Derneğinin Türkiye Yüzyılı Maarif Modeline dair görüşü: Eğitim değil eğitimi ihlal modeli 27 Eylül 2024 04:42
- AKP ve MEB’in büyük mahareti: Bağnazlığı ve emek sömürüsünü sürdürmeye diplomalı çözüm 20 Eylül 2024 04:15
- Aileler çocuklarını MEB’den kurtarmaya çalışıyor: MEB eğitime, çocuklara, topluma zararlı hale mi geldi? 13 Eylül 2024 04:42
- Eğitimin sorunlarından öğretmenler ve müdür yardımcıları da mağdur 06 Eylül 2024 04:41
- Atamaların değeri değersizleştirilmesi üzerine 30 Ağustos 2024 04:44
- Tarihleri, çağları, problemleri karıştırmak: Ahilik de işletme de amaç ve işleyiş olarak okul değil 23 Ağustos 2024 04:46
- YKS, eğitim ve şehirler: Üniversitede resesyon, şehirde resesyon ve göç 16 Ağustos 2024 04:15