1 Kasım 2023

Barışa çağrı: 100. yıl

Fotoğraf: Ali Jadallah/AA

Gazze ve İsrail’de tanığı kılındığımız süreç, barışın değerini, bir bölgesel savaşın yıkıcı etkisini viral bir pandemi misali gözler önüne serdi. Savaşın yıkıcı etkisinden her birimizin dünyanın hiçbir yerinde muaf olamayacağımızı bir kez daha gösterdi. 

Albert Einstein’dan Gandhi’ye, Oğuz Atay’dan Victor Hugo’ya, Mandel’dan Frank Sinatra’ya ve Bob Marley’e nice sanatçı, müzisyen, siyaset insanı barışı dert edindi insanlık tarihi boyunca. Onların barışa dair cümlelerinin tortusu öyle güzel ki! Barış: “İnsanların silahları bırakıp kalplerini açtıkları bir an, insanlığın en değerli hazinesi, kalplerin anlaşması, sevginin diliyle konuşmak, insanlığın en büyük eseri, insanların birbirine duyduğu sevginin yansıması ya da insanların kucaklaştığı bir şarkı...”

Cumhuriyetin 100. yılı haftanın, yılın gündemi. Eksik kalan ne sorusu ise yerli yerinde duruyor: “Barış.” Henüz vakit varken 100. yılı barış ile taçlandırmak kutlamaların en güzeli olur.

Hafta içinde cumhuriyetin 100. yılında, aralarında siyasetçi, gazeteci, aydın ve sanatçıların bulunduğu 78 isim, Kürt sorununun demokratik ve barışçıl temelde çözümü için bir araya geldi. 78 isim, imzacısı oldukları “Barışa çağrı” başlıklı deklarasyonu kamuoyu ile paylaşmış oldu. Benim de imzacısı olduğum deklarasyonda “Toplumsal barışın inşası, her şeyden önce demokratik bir sistemin de en temel zeminidir” tespiti önemliydi. Siyasi ve toplumsal muhalefeti barış siyasetini güçlendirmeye davet eden çağrıda: “En kötü barış, en haklı savaştan daha iyidir” denmiş oldu.

Barış salt savaş günlerinin konusu olmamalı. Gündelik hayata sirayet etmemiş hiçbir barış yolculuğu savaşa panzehir olamaz. Onu gündelik hayatın uzağında tutmak, barışı sadece liderlerin sorumluluğuna terk etmek olur ki sonuç almak imkansızlaşabilir.

Barışı yaygınlaştırmak, savaşları önlemek, kimi zaman hor görebildiğimiz her birimizin küçük yaşamlarımıza sirayet edebildiği oranda mümkün. Barış yolculuk olduğu kadar bir yaşam biçimidir.

İçsel huzur ve uyum, dinginlik olmadan barışık olmak mümkün değil. Kendimizden başlayarak çevremizle ve dünyayla barışık olmadan ne duygusal dengeye ulaşabiliriz ne de içsel mutluluk ve tatmin mümkün olur. Barışık olamadığımızda barışın belirleyeni olmaktan da uzaklaşırız. 

Unutmayalım ki savaşa kendimiz olarak gireriz ama bir başkası olarak çıkarız. Savaş ve çatışmalar insanlığın görüp görebileceği en büyük yabancılaşma ve kendi bedenlerimizde insansızlaşma halleridir.

Sağlıcakla kalın. 

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Çayırhan’da çakal sofrası

Çayırhan’da çakal sofrası

AKP iktidarının özelleştirmek istediği Çayırhan Termik Santrali ve maden işletmesinin ‘adrese teslim’ ihalesi bugün gerçekleştirilecek. İşçiler ve kamuoyu özelleştirmeye karşı çıkarken, adrese teslim ihaleye sicili kabarık patronların katılması bekleniyor. Çayırhan’ı yutacak sofrada IC İçtaş, Cengiz, Kolin, Limak, Alagöz, Ciner, Yıldızlar SSS var. Ödenmeyen işçi ücretleri madenin satış fiyatından fazla!

317.36 milyon TL: Yunus Emre Termik Enerji Santralinin son 3 ayda ürettiği elektriğin değeri

204.9 milyon TL: Aynı dönemde 1000 işçinin ortalama ücretlerden patrona 'maliyeti'

0 TL: Şirket 2021, 2022 ve 2023 yıllarında hiç vergi ödemedi

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
2 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et