Bin Bir Direkli

HERKES BİLSİN

Suya baktığında resmin çıksın. Gülüşünle parıldasın. Göğe çevrildiğinde başın sesin yankılansın. Şarkılar türkülerle. Görmesi için seni. Duyması için herkesin.

EKSİ YAŞAM

Akan/akıtılan kan durmuyor/durdurulamıyor. Yakan/yakılan ateş. Tüten kara duman/dumanlar. Yıkıntıların, küllerin altındayken ölenler. Artarak. Eksilirken yaşam.

BİN BİR DİREKLİ

Koskoca bir gemi İstanbul. Boğaza demirli. Minareleri, kuleleriyle bin bir direkli. Altlı, üstlü güvertelerini oluşturan seyirlik tepeleriyle kaleleri ve yüksek köprüleriyle.

SIRA SENDE

Kerratı tersinden de sorsan sonuç aynıdır. Dokuz kere beş, beş kere dokuz gibi. Soruyu düzünden de sorsalar, tersinden de sonucuna katlanacaksın. Sen sorana kadar soruyu.

KİTAP

Kitap özgürlüktür. Açıldıkça gelişir. Geliştirir. Okundukça düşünür. Düşündürür. Gökyüzüne benzer. Hava bulutlanıp karanlık bassa da ışığa ulaşmayı, aydınlığa kavuşturmayı sektirmez. Gönle ferahlık, akla açıklık verir. Engellenmedikçe.

KAPALI KAPILAR ARDINDA

Kapalı bir odaya tıkıldığımda tavana bakarım. Pencereden içeri dalan gökyüzü vurur. Bir rüzgar açarsa pencereyi açılır kapı da. Açıldıkça pencereler.

EKSİLEN

Zaman geçmez. Yaşamdır geçip giden. Bir sabah, bir akşam. Bir aydınlık, bir karanlık. Ne kadarı aydınlık, ne kadarı karanlık. Sayamadan. Eksilen.

KARANLIĞIN AYDINLIĞI

Karanlığımızı aydınlatsın diye yakıyoruz ışıkları. Tam tamına aydınlatmıyor bastıran geceyi. İrili ufaklı lekeleyen bir ışıltıyla. Renkli renkli ışıkların boğduğu.

YÜZSÜZ DÜNYA

 Arkamıza bakmaktan önümüzü göremiyoruz. Tersinden bakınca yüzlerimiz görünmüyor. Yüzsüz bir dünyanın ortasında.