06 Kasım 2023 04:55

İşçinin hak ettiği kıdem tazminatının tamamı peşin ve derhal ödenmelidir

Bornova Emek ve demokrasi güçleri bornova meydanda kıdem tazminatının fona devrine karşı basın açıklaması yaparken

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

SORU: İyi günler. Ben bir fabrikada 9 yıldır çalışıyorum. İşveren, işlerinin kötü gitmesi sebebi ile işten arkadaşlarımızı çıkarıyor. Bana da kasım sonuna kadar süre verdi ve bu süre sonunda kıdem tazminatımın ancak yarısını ödeyebileceğini beğenmiyorsam gidip dava açabileceğimi söyledi. İşverenin kıdem tazminatının sadece yarısını ödeme hakkı var mıdır? Buna karşı haklarım nelerdir?

CEVAP: İyi günler. Sorunuzda belirtmiş olduğunuz kasım sonuna kadar size de süre vermesi, sizin bu sürede ihbar sürenizi kullandırması anlamına gelmektedir. Yani sizin iş sözleşmenizi de ihbar süresini kullandırarak işveren feshetmiştir. İhbar süreleri, işçinin çalışma süresine göre belirlenmiştir. Buma göre, işçinin çalışma süresi 6 aydan az ise 2 hafta, 6 ay-1.5 yıl arasında ise 4 hafta, 1.5 yıl - 3 yıl arasında ise 6 hafta ve 3 yıldan fazla ise 8 hafta ihbar süresi bulunmaktadır. İş sözleşmesi bu süre sonunda sona erer. Dolayısıyla kasım ayı sonunda iş sözleşmenizin sona ermesi ile birlikte işveren size kıdem tazminatınızı ödemekle yükümlüdür.

Kıdem tazminatında, kural kıdem tazminatının hak kazanıldığı anda ve peşin olarak ödenmelidir. Kıdem tazminatı, damga vergisi hariç, her tür kesintiden istisna tutulmuştur. Kıdem tazminatının zamanında ödenmemesi halinde, bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiziyle birlikte ödenmesi gerekir. Bu faizin başlangıcı da iş sözleşmesinin feshedildiği tarihtir.

Bunun dışında kıdem tazminatının taksitler halinde ödenmesi veya işverenin kıdem tazminatı karşılığı işçiye çek veya senetle ödeme yapmasına dair kanunda bir düzenleme bulunmamaktadır. Dolayısıyla işçinin kıdem tazminatının taksitler halinde veya çek veya senetle ödenmesi ancak işçinin kabulü ile olabilmektedir. Dolayısıyla, eğer siz onay vermezseniz kıdem tazminatınızın peşin olarak ödenmesi gerekir.

Kıdem tazminatının eksik ödenmesi hususu da yine ancak işçinin onayı ile olabilecektir. Ancak, burada şu hususun altını çizmekte fayda var. İşverenler, genellikle işçinin kıdem tazminatını eksik ödemeyi, işçi alacak davalarının uzun sürmesi nedeni ile işçiye bir seçenekmiş gibi sunmaktadırlar. Genellikle bizlerin uygulamada  sıkça karşılaştığımız argüman, “Ya şimdi paranın yarısını hemen alırsın ya da dava açıp beş yıl beklersin”. Günümüz ekonomik koşullarında da geçim şartları dikkate alındığında işçilerin bir çoğu, nakit ihtiyaçları sebebi ile hak etmiş oldukları kıdem tazminatlarını eksik almayı kabul eder hale gelmişlerdir. Üstelik bu durum işverenler aracılığı ile ara buluculuk süresi yolu ile tamamlanarak işçinin kalan alacağı için dava açmasının da hukuki yolu kapanmaya çalışılmaktadır. Dolayısıyla bir alacak davası için yapılan yargılamanın uzun yıllar sürmesi, en çok zaten hak etmiş olduğu kıdem alacağını alamayan işçi aleyhine olmaktadır. Yukarıda da belirttiğimiz üzere, 1475 sayılı Kanun’un 14. maddesinin 11. fıkrası hükmüne göre, kıdem tazminatının gününde ödenmemesi durumunda mevduata uygulanacak en yüksek faize karar verilmelidir. Mevduata uygulanacak en yüksek faizin başlangıcı ise iş sözleşmesinin fesih tarihidir. Bu süre içinde faiz işlemeye devam etmiş olsa bile, işçiler açısından yine de bir mağduriyet söz konusudur.

Dolayısıyla, işverenin kıdem tazminatının sadece yarısını ödemesine dair bir hakkı kanunda bulunmamaktadır. İşçinin hak etmiş olduğu tüm kıdem tazminatı brüt ücreti üzerinden hesaplanarak işçiye peşin olarak ve derhal ödenmelidir.  

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa