Demokratik kongre

Hafta sonu CHP kongresi haberleri ile geçti. Özgür Özel CHP’nin yeni genel başkanı oldu. Özel yanlıları seçim sonucunu demokrasinin ve değişim isteğinin zaferi olarak ilan ettiler. Özel, AKP kongrelerinin bir buçuk saatte bittiğini, kendilerininkinin ise iki gün sürdüğünü söyleyerek ne kadar demokrat bir parti olduklarına örnek verdi.

Parti yöneticilerinin belirlenmesi açısından AKP ile CHP arasında çok fark var mı? Belki nicelik açısından. Nitelik açısından bir fark yok gibi görünüyor. İkisinde de başkan ya da başkan adayları çevresindeki bir avuç kurmay denilen kişilerle delegeleri, aday listelerini ve yönetici organları belirliyor. Erdoğan’ın yanındaki kurmay denilen kişiler beş ise ve Kılıçdaroğlu’nun yanındakiler on beş ise bu durum Kılıçdaroğlu’nu daha demokrat yapmaz. İlçe ve il kongrelerinde seçimler demokratik mi? Üyeler en alttan üste kararlara katılabiliyorlar mı? Seçilenler başarısız olduğunda kongreler dışında görevden alınabiliyor mu seçenler tarafından?

Partilerde demokratik işleyiş ya da parti içi demokrasi parti üyelerinin bilinci ile kurulabilir. Parti tüzüğü, gelenek ya da alışkanlıklar vb. önemli olsa da; parti üyelerinde, hepimiz eşit haklara sahibiz, en iyi kararları ve yönetici organları hep birlikte tartışarak, görüşlerimizi özgürce söyleyerek, çoğunlukla belirleyeceğiz bilinci ve bunu bilinçle haklarını kararlılıkla savunma cesareti yoksa, parti içi demokrasi ya da partide demokratik işleyiş el kaldırıp indirmek, uzun kongre yapmak gibi sembolik davranışlarla ölçülür.

CHP eski Genel Başkanı Kılıçdaroğlu yıllarca Erdoğan’ı tek adam olmakla eleştirdi. Eleştirisinde de haklıydı ama şimdi daha iyi anlaşılıyor ki, kendisi de CHP’de tek adammış. CHP kongresinde konuşan bütün yöneticiler Ümit Özdağ ile yapılan ittifak koşullarından benim haberim yoktu diye yemin ediyor. Ümit Özdağ ile ittifak yapmak ve İçişleri Bakanlığını ona söz vermek tek kişinin vereceği bir karar mıdır? Parti genel başkan yardımcılarının, MYK üyelerinin bu ittifak görüşmesinde verilen sözlerden haberi olmaması nasıl bir şeydir?

Bakalım Özel nasıl olacak? Seçilme yöntemlerinde bir fark yok. Kılıçdaroğlu da ilk seçildiğinde tek adam gibi davranmıyordu. Bir süre sonra o da tek adamlaşacak mı? Parti tüzüğü ve programında değişiklik yapacağız diyorlar. Gerçekten demokratik değişiklikler yapılacak mı?  Dileriz yaparlar. Sağcılaşarak oy alma fikrinden vazgeçip daha cesaretle emekçilerin, ezilenlerin haklarını savunurlar. Kürtlerden oy alabilmek için gizli pazarlık yapma girişimlerden vazgeçip, açıkça korkmadan haklarını savunabilirler.