07 Kasım 2023 05:06

Blinken'ın ziyareti ve ahlaksız teklifi

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken

Fotoğraf: Arda Küçükkaya/AA

Paylaş

Ürdün’de 5 Arap ülkesinin temsilcileriyle bir araya geldikten sonra Bağdat’ta Irak Başbakanı Sudani ile görüşen ABD Dışişleri Bakanı Blinken, dün de Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile görüştü. Bu yazı yazıldığında görüşme gerçekleştirilmemişti ancak Blinken’ın ‘bölge turu’ programına sonradan eklenen Ankara ziyaretinde öncelikli iki konunun Gazze’deki gelişmeler ve Erdoğan’ın Meclise gönderdiği İsveç’in NATO üyeliğinin onaylanması olduğu biliniyor.

Blinken’ın Türkiye’ye gelişine saatler kala Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), ABD güçlerinin Rojava’da Haseke kırsalındaki Tel Baydar’da ABD üssünü hedef alan bir Türk SİHA’sını düşürdüğü iddiasını gündeme getirdi. SOHR’un iddiasıyla ilgili iki taraftan da resmi açıklama yapılmazken bilindiği gibi 5 Ekim’de ABD güçleri aynı bölgede bir Türk SİHA’sını düşürmüş ve bu olay ikili ilişkilerde gerilime yol açmıştı. Dolayısıyla yapılacak görüşmede Blinken’ın talepleri karşısında Fidan’ın Rojava’ya yönelik operasyonları pazarlık masasına getireceğine şüphe yok.

Burada Blinken’ın bölge turunun hedeflerine geçmeden önce Erdoğan iktidarının, Filistin’e yönelik saldırı ve katliamlarını arttırarak devam ettiren İsrail’e karşı tutumuna değinmek gerekiyor. İş ABD ve İsrail’e tutum almaya gelince Erdoğan, cumhurbaşkanı olduğunu unutup “Gazze’ye destek mitingi” düzenliyor. Erdoğan, Netanyahu için “Netanyahu hiçbir şekilde bizim için muhatap alınabilir biri değil artık. Onu sildik attık” diyor fakat sonra ekliyor: “Ama bunun dışında bağları tamamen koparmak, hele hele uluslararası diplomaside öyle bir şey olmaz. Onun için gerek Dışişleri Bakanı Hakan Fidan gerek Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı İbrahim Kalın ve gerek diğer bakan arkadaşlarımla, diplomasinin bütün imkanlarını kullanıyoruz ve buna devam edeceğiz.” Bu açıklamanın tercümesi şudur: Filistin sorununu istismar etmek için benim sert açıklamalar yaptığıma bakmayın, siyonist İsrail ile ilişkileri olduğu gibi sürdürmeye devam edeceğiz! Çünkü İsrail devletinin resmi kuruluşunu ilan ettiği 1948’den bu yana aralıksız devam eden saldırı ve işgallerini sanki Netanyahu’nun kişisel sorunu gibi gösterip “Onu sildik attık” demenin başka bir açıklaması olamaz.

Blinken, bölge gezisi kapsamında Ürdün’ün Başkenti Amman’da ABD iş birlikçisi 5 Arap rejiminin (Ürdün, Mısır, S. Arabistan, BAE ve Katar) bakanlarıyla yaptığı görüşmede Gazze’de katledilenlerin sayısı on bini bulmuşken bile İsrail’in saldırılarının sona erdirilmesine karşı çıktı. Gazze’ye ‘insani yardımlar’ın ulaştırılması amacıyla İsrail’in saldırılarında küçük molalar vermesini ve ardından Hamas’la mücadele adı altında yüzde 70’inden fazlası çocuk ve kadın olan sivil katliamlarının devam ettirilmesini savundu. Ama İsrail’in katliamlarına ve bugüne kadar sürdürdüğü İşgallere tek laf etmeyen Blinken, “İki devletli çözüm”den söz etmeyi de unutmadı. İsrail, bugüne kadar sürdürdüğü bütün saldırı ve işgalleri ABD desteğinde gerçekleştirmişken Blinken’ın “iki devletli çözüm”den söz etmesi, tıpkı Erdoğan iktidarı gibi lafta Filistin davasının savunucusu gibi görünen iş birlikçi Arap rejimlerinin elini rahatlatmaya çalışmaktan başka bir anlam taşımıyor.

Amman’dan sonra Ramallah’a geçen Blinken, daha önce açıklanmayan bir görüşmeyi de Filistin Yönetiminin Lideri Mahmud Abbas ile gerçekleştirdi. Geçen hafta Senatodaki konuşmasında İsrail işgalinin ardından Gazze’nin Filistin Yönetimine devredilmesini savunan Blinken’ın, Abbas ile görüşmesinde de bu teklif üzerinden pazarlıklar yaptığını söyleyebiliriz. Daha önce IŞİD’e karşı oluşturulan ‘uluslararası koalisyon’un bir benzerinin Hamas’a karşı da oluşturulmasını savunan Fransa Lideri Macron da bu öneriyi gündeme getirmişti.

Gazze’yi daha sonra Filistin Yönetimine devretme karşılığında Abbas’tan İsrail’in buradaki Filistinlilere karşı katliamlarına sessiz kalmasını isteyen bu teklif, emperyalistlerin politik çıkarları için ahlaksızlıkta hiçbir sınır tanımadıklarını çarpıcı bir biçimde ortaya koyuyor. Blinken’ın bu teklifini, Netanyahu’nun daha önce söylediği “Filistin devletinin kurulmasına köstek olmak isteyen kim varsa, Hamas'ın büyümesini desteklemeli” açıklamasıyla yan yana koyduğumuzda buradaki asıl hedefin Filistin mücadelesinin taraflarını karşı karşıya getirerek bu mücadeleyi zayıflatmak olduğunu söylemek için öyle derin analizler yapmaya gerek yok.

Blinken’ın bir diğer “sürpriz” ziyareti, Bağdat’a giderek Irak Başbakanı Sudani ile görüşmesi oldu. Blinken’ın geliş zamanı ve görüşme yeri önceden açıklanmayan bu ziyaretinde Sudani’den “Irak’ta İran yanlısı Şii milislerin (Haşdi Şabi) Gazze’deki savaş nedeniyle ABD’nin Irak’taki üslerine saldırmaması konusunda gerekli önlemlerin alınmasını” istediği açıklandı. Blinken’ın Bağdat’a geliş zamanı ve görüşme yerinin açıklanmaması bile, ABD’nin Irak’taki Şii gruplar konusunda fazlasıyla kaygılı olduğunu gösteriyor.

Toplamı üzerinden söylemek gerekirse; Blinken’ın bölge ziyareti, İsrail’in Gazze işgali sürecinde Hamas dışındaki güçleri devre dışı bırakarak bölgesel bir savaş riskini ortadan kaldırmayı ve bu süreci ABD için en ‘maliyetsiz’ biçimde halletmeyi amaçlıyor. Ancak bu işgalin Filistin-İsrail sorunu ötesinde bölgedeki egemenlik mücadelesi bakımından da önemli sonuçları olacaktır. Çünkü arkasında önemli oranda Rusya ve Çin desteği de olan İran’ın; ‘direniş ekseni’ olarak tanımlanan ABD-İsrail karşıtı blokunun ucundaki Hamas’ın etkisizleştirilmesi, Lübnan Hizbullah’ı başta olmak üzere bu eksendeki diğer güçler için de bir tehdit yaratacaktır. Dolayısıyla ABD’nin bu süreci kendisi için maliyetsiz bir biçimde çözme hesabının önünde ciddi belirsizlikler bulunuyor.

Böylesi bir tabloda Erdoğan’ın, Blinken’ın ziyaretinin hemen öncesinde yaptığı “İsrail ile bağları koparmak olmaz, diplomasinin bütün imkanlarını kullanıyoruz” açıklaması, ABD’ye verilmiş “Göreve hazırız” mesajı olarak anlam kazanıyor.

İsrail, Gazze’deki Filistinlilere karşı barbarca saldırırken arkasını da ABD toplamaya çalışıyor. Bu nedenle Türkiye, bölge ve dünya halklarının sadece İsrail saldırganlığına karşı değil, ABD emperyalizmi ve iş birlikçilerine karşı da seslerini yükseltmeleri gerekiyor!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa