Sevgi Cemşit’ti, Cemşit Ahmet Mekin’di, Ahmet Mekin perdede devleşen bir aktördü (4)
Selvi Boylum Al Yazmalım filminin final sahnesi
Öncesinde de sevilen, önemli bir hayran kitlesi olan unutulmaz Aktör Ahmet Mekin, uluslararası alanda da tanınmasını sağlayan, ödül aldıran 1977 yapımı “Selvi Boylum Al Yazmalım” filminde canlandırdığı Cemşit rolüyle efsaneleşir, çok sevilir.
Filmi izleyen birçok insan Asya büyük aşkı İlyas’ı değil de Cemşit’i seçtiğinde Asya’ya, Cemşit’e kızmış, İlyas’a yaşatılana içerlemişti. Oysa İlyas Asya’yı bırakıp gittiğinde yanında, zor anlarında Cemşit vardı; Asya’ya yoldaşlık, küçük Samet’e babalık yapmış, sevgisini vermişti.
Asya Cemşit ve Samet’le seçtiği yeni hayatına yürüyüp giderken arkalarından gözyaşları içinde bakan İlyas’la Asya’ya, Cemşit’e kızanların, içerleyenlerin de gözleri dolmuş, ağlamaklı olmuşlardı. Oysa bazen aşk da yetmez birliktelikler için. Bir başka unutulmaz, başyapıt film olan “Vesikalı Yarim”in Sabiha’sı, sevdalısı Halil’e “Sevmek de yetmiyormuş. Çok eskiden rastlaşacaktık” dememiş miydi?
SEVGİ NEYDİ?
Sevgi emek isteri, gerçek sevgiyi, sevdiği üzülmesin diye sessiz kalışları, sevdiğinin çocuğunu kendi çocuğu gibi bağrına basmayı filmde Cemşit göstermişti bizlere. İlyas Asya’yı aldatmıştır. Asya oğlu Samet’le kimsesiz ve çaresiz kaldığında yanında hep Cemşit’i bulur. Cemşit çaresiz kadın ve oğluna evinin kapılarını açmış, kendi ailesiymiş gibi yakın davranmıştır. Bir gün ansızın İlyas çıkageldiğinde al yazmalısı Asya’nın kendisine dönmesi için çocukları Samet’i alıkoymak ister. Fakat Samet babalığa Cemşit’i seçer. Aşık olduğu adamla kendisine, oğluna emek veren ve sevgisini kendilerine karşılıksız veren Cemşit arasında kalan, Asya da İlyas’ı arkasında bırakıp Cemşit’e gider. Üstelik Samet de ona baba demiştir.
Cemşit rolündeki başarısıyla Sovyetler Birliği’nden ödül verilir Ahmet Mekin’e fakat bir filmin çekimlerinde olduğu için ödülü almaya gidemez. Bir süre sonra bir Sovyet konsolosu ziyaretine gelir. Hem aldığı ödül için kutlamak istediğini, hem de Sovyetler birliğinde Cemşit rolünü oynayan oyuncudan bir mektup getirdiğini söyler. Mektupta, “Bu rolü sinema, tiyatro ve televizyonda oynadım ancak sizin kadar başarılı yorumlayamadım, sizi canı gönülden kutluyorum” yazıyordur. Sinema yaşamımda yaşadığı en özel andır, anıdır bu Ahmet Mekin için.
Filmin çekim sürecinde Cemşit karakterini yorumlama konusunda Yönetmen Atıf Yılmaz’la anlaşmazlığa düşer, çekimlerde tartışmalar, kırgınlıklar yaşarlar. O günleri şöyle anlatır Ahmet Mekin: “Selvi Boylum Al Yazmalım’ı çekerken Atıf’la birbirimizi girdik. 3 ay konuşmadık. Orada da olay şu. Ben onlardan bir hafta sonra gittim Osmaniye’ye, çekimlere. Politikayla çok yakından ilgiliydim o dönem. Gider gitmez de Atıf ‘Hikayeyi okudun mu?’ diye sordu. ‘Okumadım’ dedim ben de. Okumamıştım da gerçekten. ‘Hikayeyi oku’ dedi. ‘Tamam’ dedim. Gece yine geldi ama ben daha çalışmamıştım. Kafam sürekli İstanbul’daki devrimci gençlerde. Atıf da sürekli geliyor ‘Okudun mu?’ diye soruyor. Sonunda hikayenin bir kısasını buldum okudum. Adamın tipi kafama oturdu. Ertesi gün çekime gittik. İlk plan Türkan’la. Şimdi Türkan’la Kadir bir hava tutturmuşlar, bayağı coşkulu. Ben de Türkan’a ayak uydurdum, onun heyecanıyla oynamaya başladım. Sonra Türkan, ‘Harika Atıf Bey, Ahmet Bey havaya girdi.’ deyince orada zank diye beynime vurdu. Bu adam o adam değildi çünkü. Bu adamın iki çocuğu çığ altında kalmış, karısı ölmüş, son derece suskun ve durgun bir adam. Hiç heyecanlı bir yanı olmayan biri yani. İlk provadan sonra dümdüz oynamaya başladım, çok sakin bir şekilde. Plan bitti. Atıf geldi, ‘Ne yaptın ya az önce yaptığın şeyi yapmadın’ dedi. Baskılı bir şekilde, ‘Siz karışmayın ben böyle oynayacağım’ dedim. Aramız da gitgide açılmaya başladı. Çok samimi arkadaşım bir de. Ama tip şimdi o. Düşünsenize bir adam iki çocuğunu ve karısını çığ altında kaybetse nasıl olur? Son derece durgun bir adam olur.”
“Aramızda bir kırgınlık olsa da sonra beni anladı” diye anlatır Ahmet Mekin bu çatışmayı. Hatta çok sonra İstanbul’da bir karşılaşmalarında boynuna sarılıp “Sen haklıymışsın bu adamın böyle olması gerekiyormuş” dediğini de aktarır Ahmet Mekin.
Sinema seyircisinin kalbinde, belleğinde silinmez bir iz bırakan, Cemşit rolüyle de efsaneleşen Ahmet Mekin Yeşilçam’da da efendiliğiyle, kültürüyle, ağabey ve baba tavırlarıyla, duruşuyla çok sevilir; saygı duyulan, sözü dinlenen bir aktör olur.
1596’dan günümüze dek oynadığı onlarca filmde başarılı oyunculuğuyla adını sinema tarihine yazdırıp unutulmaz oyunculardan biri olurken, tiyatro sahnelerinde de varlığını, oyunculuğunu gösterir.
Son yıllarda televizyon dizilerinde seyircisiyle buluşan Ahmet Mekin’in televizyon filmi ve dizi oyunculuğu çok eski yıllara, siyah-beyaz TRT’nin ilk yıllarına uzanır. 1970’lerde başlayan sonrasında artarak süren televizyon filmlerinde, dizilerinde izlediğimiz Ahmet Mekin, fark yaratan güçlü oyunculuğuyla televizyon izleyicisi kuşakların da beğenisini kazanır.
TELEVİZYONDA SÜREN YOLCULUK
1973 yılında Metin Erksan’ın TRT için çektiği televizyon filmi “Geçmiş Zaman Elbiseleri”nde ilk kez televizyon için kamera karşısına geçen Ahmet Mekin sonrasında “Bir Yürek Satıldı”, “Bağrıyanık Ömer ile Güzel Zeynep”, “Denizin Kanı”, “Küçük Ağa”, “Aliş ile Zeynep”, “Bugünün Saraylısı”, “Kavanozdaki Adam, “Kuruluş / Osmancık” gibi televizyon filmi ve dizilerde yer alır.
1993 yılında oynadığı “Oğlum ve Ben”, 1994 yapımı “Sahte Cennet” ve 1997 yapımı “Mektup” filminden sonra oyunculuğa ara veren Ahmet Mekin Yönetmen Ünal Küpeli’nin ısrarı üzerine 2004 yılında yeniden kamera karşısına geçerek “Aşk Mahkumu” adlı TRT yapımı dizide oynar ve sonrası yeni dizilerle, sinema filmleriyle sürer.
“İstanbul gitti, başka bir şehir geldi” diyen Ahmet Mekin, İstanbul’dan ayrılıp yaşamını orada sakin ve mütevazı bir biçimde sürdürdüğü Erdek’in Ocaklar köyüne yerleşir.
- Düşen yapraklar (1) 27 Mart 2024 04:15
- Nihat Ziyalan: Yılmaz Güney’in kan kardeşi, filmlerin kötü, gönlümüzün ve edebiyatın iyi insanı (2) 13 Mart 2024 04:20
- Nihat Ziyalan: Yılmaz Güney’in kan kardeşi, filmlerin kötü, gönlümüzün ve edebiyatın iyi insanı (1) 06 Mart 2024 04:15
- Bilal İnci: Zalim, gaddar, acımasız kötü adam 28 Şubat 2024 04:20
- Geleneksel Türk tiyatrosunun son temsilcisi: İsmail Dümbüllü 21 Şubat 2024 04:00
- Atatürk, ‘Ben Bir İnkılap Çocuğuyum’ filmi ve Münir Hayri Egeli (3) 14 Şubat 2024 04:15
- Atatürk, “Ben Bir İnkılap Çocuğuyum” filmi ve Münir Hayri Egeli (2) 09 Şubat 2024 04:20
- Atatürk, ‘Ben Bir İnkılap Çocuğuyum’ filmi ve Münir Hayri Egeli (1) 04 Şubat 2024 04:35
- Jönlükten kötü adamlığa bir sinema sevdalısı: Hüseyin Peyda 28 Ocak 2024 04:33
- Şerafettin Kaya: Ben İyi Biri Olmadan Önce 21 Ocak 2024 05:10
- Yeşilçam’ın Çınarları (6): Vedat Örfi Bengü: ‘Mısır’da sinemayı kuran Türk’ 14 Ocak 2024 04:43
- Yeşilçam’ın Çınarları (4): Aziz Basmacı, Vahi Öz 07 Ocak 2024 04:04