Ayakları yere basarak…
Fotoğraf: Raşid Necati Aslım/AA
Avrupa Şampiyonası’na gitmeyi garantileyen Milli Takım özel maçta Almanya’yı yenince, daha önceki dönemsel ses getirici galibiyetlerde yaşadığımıza benzer şekilde yine sevincin ölçüsünü kaçırdık. 72 yıl sonra Almanya’yı deplasmanda yenmek elbette bir sevinç dalgası yaratır ama bu özel maç galibiyetine Avrupa Şampiyonası’nı kazanmışçasına yüksek bir coşkuyla sevinmek tuhaf…
Milli Takım fiziksel açıdan kora kor mücadele ediyor, topa yüksek yüzdeyle sahip olmak isteyen rakibinin dengesini/kurgusunu bozup oyun kurmasını engelleyebiliyor. Bunlar Almanya maçında da gördüğümüz gibi işin en olumlu yönleri.
Ancak iş, topa hükmederek oyun kurmaya ve hücum etmeye geldiğinde Milli Takımın verimi düşüyor, etkinliği azalıyor. Nitekim beklentileri yükselten Almanya galibiyetinden üç gün sonra Galler karşısında sergilenen oyun tam anlamıyla hayal kırıklığı yarattı...
Ekol yoksunluğu ve sistem zayıflığı, istikrarlı bir gidişat yakalamanın önündeki en büyük engel…
Milli Takım; hakemin, kabul edilebilir sınırlar içindeki bir mücadeleye penaltı kararı vermesiyle beraberliği ancak kurtarsa da, aldığı bir puanla tarihte ilk kez grup maçlarını lider olarak tamamlamayı başardı.
Hakem, maçtaki bütün penaltı pozisyonlarını Türkiye lehine yorumladı. Galler adına rahatlıkla penaltı verilebilecek üç pozisyonu es geçerken, tartışmalı bir pozisyonda Türkiye lehine penaltı düdüğünü çaldı.
Tersini düşünelim… Hakem, o üç pozisyonda Türkiye lehine vermesi gereken penaltıları vermeseydi ve rakip takımın lehine de Türkiye’ye verdiği pozisyondaki gibi penaltı verseydi, bizim medyada kim bilir ne türlü hakaretlere ve aşağılamalara maruz kalırdı…
Hakemlerin işimize gelen kararlarını “takdir hakkı” şeklinde yorumlayıp çabucak geçerken, aleyhimizdeki kararlarına türlü komplo kurguları eşliğinde yaygara kopararak tepki vermek, futbol kültürümüzdeki ikiyüzlülüğü yansıtıyor…
Milli Takım, Galler karşısına Avrupa Şampiyonası’na gitmeyi garantilemiş olmanın rahatlığıyla çıktı. Dolayısıyla hiç telaşa kapılmadan, topa sahip olmayı ve rakibi yormayı önceleyen bir oyun anlayışıyla mücadele etmesi beklenirdi. Ama öyle olmadı. Galler mutlak galibiyet hedefiyle maça, baskılı ve dinamik bir başlangıç yaptı. Buna karşılık Milli Takım, Galler’in baskısını kırabilecek -özellikle savunma ile orta saha oyuncularının arasındaki- pas bağlantısını bir türlü kuramadı. Baskı altındaki orta saha oyuncularının yaptığı çok sayıdaki top kayıplarına, savunma oyuncularının attığı uzun mesafeli pasların isabetsizliğinden kaynaklanan kayıplar eklenince oyun kurma şansı tamamen ortadan kalktı. Sonuçta Milli Takım, Galler gibi sıradan sayılabilecek bir rakibin kalesine tek bir isabetli şut bile çekemeden ilk yarıyı tamamladı.
İkinci yarıda yapılan değişikliklerle birlikte biraz daha derli toplu bir görüntü verse de Milli Takımın genel performansı vasatı aşamadı.
Galler topa daha az sahip olmasına karşın özellikle ilk yarıda bariz bir üstünlük kurmayı başararak net gol pozisyonları yaratan yani daha yüksek verimle oynayan taraf oldu.
Milli Takımda oyuncuların şuursuzca müdahalelerle gereksiz fauller yaparak rakibe serbest vuruş fırsatı vermesinin yanı sıra hakeme itiraz sonucu görülen kartlar, üzerinde durulması gereken iki ciddi zaaf olarak göze çarpıyor. Bu zaaflar, daha güçlü rakipler karşısında “can yakıcı” sonuçlar doğurabilir…
Galler karşısındaki performans, Almanya galibiyetinin ardından coşup gaza gelerek, Avrupa Şampiyonası’nda Milli Takıma yarı final hatta final oynamayı yakıştıranların ayaklarının yere basmasını sağlayabilirse ne ala…
Görünen o ki Milli Takım, rakip sahada topa sahip olma oranını artırabildiği ve hücum varyasyonlarını -elbette santrforu da işin içine sokarak- çeşitlendirebildiği ölçüde istikrarlı bir grafik yakalayıp hedefine daha sağlam adımlarla yürüyebilir…
- Yapı 12 Aralık 2024 04:32
- Herkesi kendi gibi sananlar 05 Aralık 2024 04:28
- Bize oyunu anlatın 28 Kasım 2024 06:10
- Tutuculuğun bedeli 21 Kasım 2024 04:37
- Buyrun cinnet ortamına... 14 Kasım 2024 04:14
- Komplodan komediye 07 Kasım 2024 04:12
- Seviyesiz saha dışı, kalitesiz saha içi 31 Ekim 2024 04:34
- Mourinho öğretiyor 24 Ekim 2024 03:33
- Milli takım kazandı çünkü... 17 Ekim 2024 04:04
- Hapishaneden milli takıma 10 Ekim 2024 04:45
- Ne kadar rezil olursak... 03 Ekim 2024 04:28
- Oyunu geriden kurma saplantısı 26 Eylül 2024 03:26