Filistinlilerin anlattıkları

Fotoğraf: Abed Zagout/AA
Geçenlerde bir Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) yetkilisinin bilgilendirme toplantısında bulundum. Uzun uzun Filistin’deki gelişmeleri anlattı. Anlattığı şeylerin hemen hepsini biliyorduk. Basından öğrenmiştik. Asıl merak ettiğim basından öğrenemediğimiz ya da farklı yansıtılan konulardı. Yetkiliye sorular sordum ama diplomatik bir dille sorularıma cevap veriyormuş gibi yapıp vermedi.
Özetle şöyle söylüyor yetkili.
"İsrail son yıllarda sürekli bize saldırıyordu. Topraklarımızda yeni yerleşim yerleri açıyor, yerleşimci diye oraya getirdiği fanatik siyonistleri silahlandırıyor ve bunlar insanlarımızı öldürüyordu. Gazze yıllardır abluka altındaydı ve yiyecek, içecek, hatta ilaçlarımızı dahi tedarik edemiyorduk. Sadece Gazze’de değil Batı Şeria’da da büyük bir baskı ve zulüm vardı. Kudüs’te Mescidi Aksa’da ibadet etmek isteyenlere şiddet uyguluyorlardı. En son orada kadınlara yapılan zulüm bardağı taşıran son dalga oldu. 7 Ekim eylemi bütün bu zulüm ve işgal politikasına karşı bir tepkiydi. Bu eylem sadece Hamas’ın bir eylemi değil. Biz bütün Filistinliler bu eylemi destekliyoruz. 7 Ekim’den bu yana bütün Filistinli örgütler bu mücadelenin içinde. Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) içindeki örgütler de savaşıyor. Hamas’tan başka silahlı güçleri olan örgütler de savaşıyor. Ama Hamas’ın silahlı gücü diğerlerine göre fazla. Hepimiz gücümüz oranında savaşıyoruz."
FHKC temsilcisi Hamas’ın terörist olduğu iddiasını reddediyor. “Hamas’ı nasıl tanımlıyorsunuz, farkınız nedir?” sorusuna sadece ‘Biz laik ve kadın haklarını tanıyan bir örgütüz, sol bir örgütüz. Onlar değil’ diye cevap veriyor. Bir de, son yıllarda bazı Arap devletleri onları maddi ve manevi olarak çok desteklediler demekle yetiniyor. “İki devletli çözümü savunuyor musunuz?” sorusunu geçiştiriyor.
Bizden ve dünya halklarından istedikleri ise şunlar. "İsrail’in saldırılarına karşı tepkinizi en kitlesel şekilde gösterin, İsrail’i boykot kampanyasını güçlendirin, Hükümetlerinize sadece sözle değil fiili tedbirlerle de İsrail’e karşı tutum alması için baskı yapın."
Bilgilendirme bittikten sonra ayaküstü bir süre sohbet ettik. Yetkiliden ziyade diğer Filistinlilerden resmi olmayan bazı şeyler öğrendim. Örneğin, FKÖ Lideri Mahmud Abbas’ı eleştiriyorlar. Mervan el-Bergusi’nin Filistin devlet başkanı olabileceğini, Hamas’ın da bunu kabul edebileceğini düşünüyorlar. Rehine değişimi pazarlığında Bergusi’nin de olabileceğini tahmin ediyorlar. İkinci İntifada’da önemli rol oynayan Bergusi 21 senedir hapishanede. FHKC Lideri Ahmed Saadet de 2002’den bu yana hapishanede. Önümüzdeki günlerde Hamas’ta önemli değişiklikler olabilir diyorlar ama bu değişikliğin ne olabileceğini söylemiyorlar. Devlet başkanı değişikliği nasıl olacak? 2021 yılında yapılacak seçimler İsrail işgali altındaki bölgelerde seçim yapılabilirliğinin güvencesi olmadığı nedeniyle ertelenmişti. Şimdi savaş varken seçim olmayacağına ve savaşın da kısa sürede bitmeyeceğine göre FKÖ yönetiminde değişim ve FKÖ, Hamas barışı nasıl olacak? Bu soruların cevabı yok.
İsrail’in ateşkes bittikten sonra saldırılara devam edeceğini söylüyor. Anlaşıldığı kadarıyla Gazze’nin kuzeyini de işgal edecek. Filistinliler için ise 7 Ekim öncesine dönmek dahi yeterli değil silahların susması için. Kimse kısa ve orta vadede bir çözüm önerisi getirmiyor. Filistin’i desteklediğini söyleyen İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Birliği dahil. Sadece "Ateşkes ilan edilsin, iki devletli çözüm için çalışmalar yapılsın" diyorlar ama bugün için bu sözlerin fazla bir anlamı yok. Bu öneriler Filistinlilerin hiçbir sorununu çözmüyor.
Çözüm için atılacak en küçük bir adım için dahi İsrail’e büyük bir baskı gerekiyor. Filistin halkının haklı taleplerini sadece sıcak savaş günlerinde değil kesintisiz savunmak ve İsrail’e karşı sürekli boykot, ambargo uygulamak gerekiyor.
Evrensel'i Takip Et