Halkın güveni, muktedirlerin hışmı: TTB
Fotoğraf:Uğur Ökdemir/Evrensel
Anayasa Mahkemesinin kapatılmasını talep edenler ile TTB’nin kapatılmasını talep edenler aynı aktörler. Bedensel ve ruhsal olduğu kadar sosyal ve siyasal iyilik hali olarak tanımlanan sağlığın ana kurumlarından TTB yöneticilerinin görevden alınma davasını bu yönlü ele almakta yarar var.
TTB halktır, halkın sağlığıdır. TTB yaşamdır, barıştır, adalettir. TTB demokrasidir, insan haklarıdır, emek mücadelesidir.
TTB yalnız değildir, hekimlerden ibaret değildir.
Ocak 2021’de yayımlanan ‘Türkiye eğilimleri 2020 kantitatif araştırma raporu’ nun da gösterdiği üzere Türkiye’nin en güvenilir kurumlarının başında gelen bir kurum Türk Tabipleri Birliği (TTB). Ne acı ki, binlerce hekimin yurt dışına göç eylediği bu süreçte hekimlerin meslek örgütü TTB Merkez Konsey üyeleri ile başkanının görevden alınma davaları 30 Kasım’da görülecek.
Kadir Has Üniversitesinde, Prof. Dr. Mustafa Aydın koordinatörlüğünde yapılan andığım çalışmada, kurumlara güven sıralamasında en başlarda gelen TTB, halkın güveninde cumhurbaşkanlığı, TBMM, Anayasa, yargı kurumları, MİT, Diyanetin üzerinde yer almakta.
Depremde, olağan dışı durumlarda, Covid dahil her tür pandemide, insan hakları ihlallerinde, yurtta ve cihanda barış tesisi ile savaş karşıtlığı için emek ve duruşu ile toplumun her kesiminden insanımızın güvendiği bir kurum TTB. İktidar partisi ve küçük ortaklarına oy verenler de hemfikir bu güven bahsinde.
TTB kamu kurumu niteliğinde bir meslek örgütü. Son 5 yıl daha ağırlıklı olmak üzere gerek iktidar partisi gerek destekçisi siyasi partilerin üst düzey yöneticileri tarafından sürekli hedef gösterilmekte. Son altı yıldır kapatılmasını talep edeninden, yöneticilerinin görevden alınmasını talep edene geniş bir baskı yelpazesi var.
Hafta içinde 43 tabip odası ortak bir açıklama ile “Türk Tabipleri Birliği örgütsel bütünlüğüne yapılan müdahaleyi kabul etmiyoruz!” demiş oldular: “Anayasa’dan gücünü alan 70 yıllık meslek örgütünü, kendi denetim mekanizmasının ötesinde somut olmayan gerekçelerle ve son dönemde sıkça başvurulan yargı eliyle etkisizleştirme ve suçlu göstermeye çalışma uygulamasını kabul etmiyoruz” diyor tabip odaları.
İktidarı süresince AKP, yandaş yönetimler üretemediği kurumların başında gelen TTB’yi zayıflatmak için çeşitli yöntemler geliştirdi. Üye sayısını azaltmak için kamuda çalışan hekimlerin yasa ile zorunlu olan üyelik şartını kaldırdı. İşyeri hekimliği atamalarında TTB’yi devre dışı bıraktı. Yetmedi ,TTB Merkez Konseyinin odalardan aldığı gelir payını azalttı. Tüm bu baskılara rağmen sonuç alamayınca tutuklamalar ve gözaltılar, görevden alma davaları devreye sokuldu.
Çağrıcıları arasında yer aldığı Barış Mitingi’nde cumhuriyet tarihinin en büyük önlenebilir katliamının acısını yaşayan bir meslek örgütünden bahsediyoruz: TTB.
“Savaş bir halk sağlığı sorunudur” dediği için yargılanan, gözaltına alınan bir kurumdan bahsediyoruz: TTB
İşkencenin yaygın, sistematik ancak yargı dışı tutulduğu yıllarda, verdiği alternatif adli raporlar ile cumhuriyet tarihinin ilk işkence ile ölüme dair mahkumiyet kararlarının verilmesinde rolü olan, ülkenin utancı sistematik işkencenin sınırlandırılmasında başat emeği olan bir güven odağından bahsediyoruz: TTB.
Sağlık hakkı, yaşam hakkı bağlamında insan hakları ve barış savunuculuğunda ülkenin yüz akı kurumlarının başında yer alan TTB, uluslararası alanda da Dünya Tabipleri Birliği (DTB) içerisinde en aktif ve saygın meslek odalarının başında gelmekte.
30 kasım duruşmasında TTB’nin yanında yer almak, demokrasi, insan hakları ve emek mücadelesinin yanında yer almak demektir.
Dayanışma ile sağlıcakla kalın.
- Barış kokusu: Ege denizi 09 Aralık 2024 04:53
- İnsandan inşaata demir eksikliği 02 Aralık 2024 04:48
- Bir davayı seyretmek: Başka bir sağlık sistemi mümkün 25 Kasım 2024 04:43
- Kırmızı kurdele: AIDS ve çocuk 18 Kasım 2024 04:04
- Hekim grevleri tüm dünyada tarihsel bir eşikte 11 Kasım 2024 04:50
- Özelleştirme yolunda aile hekimliği ya da sağlık hakkımız 04 Kasım 2024 04:11
- 2025 ya da sağlık: Yeni sağlık bütçesinin ipuçları 28 Ekim 2024 04:35
- Sağlıkta kayıp kuşak: 0-23 yaş arası ve AKP'li yıllar 21 Ekim 2024 04:53
- Hangi antidepresan bize eşitlik, özgürlük, adalet getirebilir ki! 14 Ekim 2024 04:00
- Koruyucu sağlık hizmetleri: Önlenebilir her ölüm cinayettir 07 Ekim 2024 04:55
- Koku ve hafıza 30 Eylül 2024 04:26
- Yapay zeka insan haklarından neden korkar? (1) 23 Eylül 2024 04:29