Şanlıurfa’nın ‘Şan’ı artık Özak Tekstil işçilerinin mücadelesiyle yürüyecek!
Fotoğraf: Mazlum Ayçiçek/BİRTEK-SEN
Şanlıurfa Organize Sanayi Bölgesinde kurulu Özak Tekstil fabrikasının 500 dolayındaki işçisinin başlattığı grev iki haftayı geride bıraktı
Grev, 10’uncu günde çalışmaya devam eden 200 kadar işçinin de greve katılmasıyla daha da güçlenmiş olarak sürüyor.
- Valiliğin kentte dört gün her tür eylem ve etkinliği yasaklamış olmasına,
- Jandarmanın işçileri her gün daha da sıkı biçimde kuşatıp arada bir yaptığı coplu kalkanlı saldırılarla, BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen başta olmak üzere sendika yöneticileri ve üyelerini gözaltına almasına,
- Savcılığın patronun istemesiyle BİRTEK-SEN ve greve katılan işçiler hakkında dava açmasına,
- Patronun ve artık fabrikada üyesi kaldığı bile çok şüpheli hale gelen, bu nedenle de yetkililiğinin meşruiyetini kaybetmiş olan Öz İplik-İş Sendikasının işçileri bölmek, yasa dışı yollardan grev kırcı işçi almaktan baskının ve rüşvetin envai türünü kullanmaya çalışmasına,
- Bütün bu geleneksel baskı yöntemleriyle birlikte işçilerin yağmurdan sığındıkları cami avlusundan çıkarılması için il müftüsünün harekete geçirilmesi, hatta cuma günü camiyi ibadete kapatarak işçilerin camiye gelmesini önlemeye varan girişimlerle tüm işçi karşıtı odakların harekete geçirilmesine karşın Özak Tekstil işçileri grevlerini her gün daha bir kararlılıkla sürdürmektedirler.
SÖZ KONUSU SINIFIN TALEBİYSE İŞÇİNİN DOSTU İŞÇİDİR!
Özak işçilerinin grevi, sadece karşıtlarını birleştirmedi. Grev; sendikal hak ve sendika seçme özgürlüğü davası olması nedeniyle emek mücadelesinin en duyarlı kesimlerini de hareketlendirdi.
Grevdeki Lastik-İş üyesi Corning işçileri, İMES işçileri, Pulver Kimya işçileri, Denizli’de Yonga Mobilya işçileri, İstanbul İşçi Sendikaları Şubeler Platformu (İİSŞP), DERİTEKS üyesi işçiler, Sakarya’daki Burda Bebek, Düzce’deki Türk Metal Üyesi Pekintaş işçileri, Petrol-İş Üyesi Novares işçileri dayanışma mesajı, basın açıklamaları, yayımladıkları videolar vb. yöntemlerle Özak Tekstil işçileriyle dayanışmalarını ifade etti. KESK’e bağlı sendikaların kongrelerinde de Özak grevinin önemi üstüne konuşmalar yapıldı.
İstanbul Aydın Üniversitesi Kadın Araştırmaları Kulübü, kadın işçilere mektup yollayarak; Emek Partisi, Emek Gençliği ve bazı sol siyasi çevrelerle Almanya’da Ver-di Sendikası, Alman Sendikalar Birliği (DGB) Gençlik Örgütü ve DİDF, Özak Tekstil’in üretim yaptığı Levi’s temsilcilikleri önünde yaptıkları basın açıklamalarıyla dayanışmalarını ifade etti.
İngiltere’de de Türkiye Halklarıyla Dayanışma Kampanyası (SPOT) tarafından yapılan çağrıyla Levi’s önünde Özak Tekstil işçileriyle bir dayanışma eylemi yapıldı. Eyleme TUC ve UNİTE sendikasının yanı sıra Ulusal İşyeri Temsilciler Ağı temsilcileri de katıldı.
CGT Paris Sendikalar Komitesi de yaptığı açıklamada “Özak Tekstil fabrikasında işten atılan tüm işçilerin işe iade edilmeleri ve özellikle kendi sendika temsiliyeti haklarına saygı gösterilmesi” çağrısında bulundu. Avrupa Parlamentosunda çoğu Sol Fraksiyondan olmak üzere 12 milletvekili Özak işçileriyle dayanışma çağrısı yayımladı.
Oluşan bu tabloda “dayanışma” henüz tam karşılığını bulmamış olsa da Özak Tekstil işçileri bu tablo karşısında hem heyecanlanıyor ham de iktidara öfkeleniyorlar.
Uzun zaman AKP içinde aktif bir militan olarak çalışmış olan bir Özak Tekstil işçisi şunları söylüyor: “Urfa’da o kadar milletvekili var, sadece Antep’ten Sevda Karaca geldi? Valilik neden bizim bu eylemimize yasak getirdi? Adalet zenginden mi yana, fakire hiç mi adalet yok? Devletimiz niye işçinin yanında olmuyor? Dokuz gündür, Amerika, Almanya, Avusturya, Fransa sesimizi duydu, niye devlet duymuyor?”
Elbette Özak işçisinin sorularının yanıtı içinde. Ama “Devletimizin işçinin sesini duymaması” şikayeti tartışmalı. Çünkü devletimiz Özak grevinin sesini duymamış olamaz. Eğer sesini duymamış olsaydı jandarma fabrika önünde mevzilenmez, valilik kentte 4 gün süreyle eylem/etkinlik yasağı koymaz, savcılık patron istedi diye BİRTEK-SEN ve greve katılan işçiler hakkında soruşturma açmazdı!
Demek ki işçilerin talepleri karşısında “devletimizin” rolü böyle!
PATRON SENDİKA SEÇME HAKKINI TANIMIYOR!
Evet, işçilerin sendikalaşma mücadelesi karşısında her önlemi alıp işten atmaya varan saldırıların sendikalaşmayla ilgisi olmadığını iddia ettiler, ediyorlar.
Özak Tekstil patronu BİRTEK-SEN’in asıl amacının ihracatı, milli ekonomiyi Urfa’daki istihdamı baltalayarak kaos yaratmak olduğunu iddia ettikten sonra kendilerinin sendika dostu olduğunu göstermek için şunları söylüyor: “Özak Tekstil kurulduğu günden bu yana çalışanların sendika haklarına ve sendikalaşmaya her zaman saygı duymuştur. Şanlıurfa fabrikasında 2015 yılında Öz İplik-İş Sendikası ile toplu iş sözleşmesi imzalamıştır. Eğer Özak Tekstil sendikalaşma hakkına saygı duymuyor olsaydı kurulduktan hemen sonra TİS imzalanamazdı.”
İşçinin yasal hakkı olan sendikalı olma hakkını kabul etmiş olmayı bir erdemmiş gibi gösteren Özak patronu bir şeyi unutturmayı amaçlıyor; işçinin sendikalı olma hakkının sendika seçme hakkını da kapsadığı! Dolayısıyla Özak patronu, işçilerin sekiz yıldır üyesi oldukları Öz İplik-İş’ten istifa edip BİRTEK-SEN’e üye olmak istemelerini “yasa dışı”, “İhracatı baltalama amaçlı”, “Kaos amaçlı” olarak tanımlıyor. İşçilerin eskiden üye olduğu sendikadan istifa ederek başka bir sendikaya üye olması yasal hakkıdır. Bu hakkı tanımayıp patronuyla, valisiyle, jandarmasıyla, müftüsüyle, savcısıyla, sermaye partilerinin yerel örgütleri ve patron yandaşı sendikayla işçinin karşısında birleşenler Özak işçisinin sendika seçme hakkını tanımamaktadır.
İşçiler de sendika seçme hakkını tanımayan patrona karşı greve çıkmışlardır. Ki, bu da onların yasal hakkıdır.
Şu artık açıkça görülmektedir ki Özak Tekstil işçisinin mücadelesi, sadece Şanlıurfa’da sendikal mücadele içindeki işçilerin değil, ülkenin dört bir yanındaki her gün süren sendikalaşma mücadelelerinin, hatta uluslararası işçi sınıfının sendikalaşma mücadelesinin bir parçasıdır.
Bu yüzden Şanlıurfa bundan böyle sadece popülist politika erbabının kendisine verdiği “şanlı” sıfatı için Şanlıurfa olmayacak, 700 Özak işçisinin şanlı mücadelesinden dolayı şanlı olacaktır.
Çünkü bundan böyle ülkemizde her işçi mücadelesi, hatta dünyada da yeri geldiğinde Şanlıurfalı işçilerin bu önemli mücadelesi hatırlanacaktır.
Hele de Şanlıurfalı işçiler patron ve arkasındaki emek düşmanı güçlerin bütün planlarını bozarak bu mücadeleyi kazandıklarında bu mücadele işçi sınıfının her önemli mücadelesinde yeniden hatırlanıp güç ve ilham verecek bir mücadele olacaktır!
- Bakan Tekin ve arkasındakiler laikliğe cepheden savaş açan bir konumdadır! 21 Kasım 2024 04:52
- İktidar 'iç cepheyi güçlendirmek' istiyor, emek ve demokrasi güçleri ise 'birleşik mücadele' diyor 17 Kasım 2024 04:44
- Ülke ve halkın sorunlarını çözmeyen iktidar yeni suç ve cezalar ihdas ediyor 13 Kasım 2024 04:58
- Sermaye ve emek güçleri arasında sert mücadeleler dönemi! 10 Kasım 2024 04:46
- İktidar kayyımı muhalefeti ezmenin koçbaşına dönüştürüyor 06 Kasım 2024 04:58
- Tek gerçekçi seçenek yığınların siyasete doğrudan müdahale ettiği bir mücadeledir! 03 Kasım 2024 04:47
- İnsanca yaşayacakları bir asgari ücret için işçiler kendi ölçütlerini koymalı! 31 Ekim 2024 07:58
- Sermaye tüm güçlerini emekçilere karşı seferber ederken sendikalar ne yapıyor? 27 Ekim 2024 04:45
- Erdoğan-Bahçeli ittifakı: Büyük iddialar küçük hesaplarla nereye kadar? 24 Ekim 2024 12:49
- Emek mücadelesi için son derece önemli bir dönemin eşiğinde! 21 Ekim 2024 05:04
- ‘Kürt sorununun çözümü’ konusunda demokrasi güçlerinin inisiyatif alma zamanı! 17 Ekim 2024 05:14
- İktidarın ‘iç cepheyi güçlendirme’ stratejisi muhalefeti etkisizleştirmekten geçiyor 12 Ekim 2024 05:03