12 Aralık 2023 04:24

Sökük dikmek

Ankara'da avukatlar açıklama yaptı

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Yeni yargı paketi birkaç gündür tartışılıyor. Hukuk öğrenimi olmayanlar, olsa da yüz elli üç sayfalık tasarıyı okumaya üşenenler “Ne getiriyor bu tasarı?​” diye hukukçulara soruyor. Garibim hukukçular da içinde incir çekirdeğini dolduracak bir şey olmasa da bunun gibi uzun metinleri okumak zorunda kalıyor.

 

Klasik sözle, en son söyleyeceğimizi baştan söylersek, tasarıda hak ve özgürlüklerin genişletilmesi ile ilgili önemli bir şey yok. İktidar son yargı paketlerinde yapmaya çalıştığı gibi yargıdaki yığılma, sıkışmışlık gibi sorunları en az maliyetle çözmeye çalışıyor. Hakim ve savcı sayısını üç, dört misli arttırmak ya da adliye “sarayları!”nı arttırmak istemediği için yeni düzenlemeler yapmaya çalışıyor. Vücudumuzu çok fazla sıktığı için her yerinden patlamış elbise yerine yenisini dikip verme yerine elbisenin söküklerini dikmeye çalışıyor.

İtiraz, yasa yolları sürelerini bir hafta, on gün, on beş gün yerine tek tipleştirip iki hafta yapıyorlar ve bütün itiraz ve yasa yolu süreleri artık gerekçeli kararın tebliğinden sonra başlayacak.

 

Noterlere yeşil pasaport verecekler, noterler cumartesi pazar da çalışacak. İkinci barolara yaptıkları parasal torpili biraz azaltmışlar ama şimdiki hali de adaletsiz. Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen ve yeni yasal düzenleme için süre verilen çok sayıda yasa maddesi AYM kararları doğrultusunda düzeltiliyor. Kadının soyadı, hükümlünün kısıtlılığı, hükmün açıklanmasının geri bırakılması vb. konularında. Kadın evlendikten sonra isterse eski soyadı ya da eski eşinin soyadından birini de eşinin soyadıyla birlikte kullanabilecek. Eskiden bir seneden fazla ceza verilenler otomatikman kısıtlı sayılıyordu, artık bu süre beş sene oluyor. Beş seneye kadar isterse hükümlü kısıtlı olacak. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı artık istinafa ya da temyize götürülebilecek.

 

Son yıllarda o kadar çok hakaret davası açıldı ki yargı sisteminin üzerine yük olmaya başladı. Birinci olarak; AKP’nin merkez, il ve ilçe düzeyindeki yöneticileri ve yandaş patronlar çevresinde yandaş avukatlardan sektör oluşmuş. Bunlar medya ve sosyal medyayı sürekli tarıyorlar ve kendilerine ya da müvekkillerine hakaret saydıkları yazı ve paylaşımları yapanları savcılara şikayet ediyorlar. Savcılar da bu şikayetlerin hemen hemen tamamı için dava açıyor ve mahkemeler bu davalarla uğraşıyor. Yandaş hakimlere rağmen bu davaların yarıdan fazlası beraatle sonuçlanıyor. Ceza verilen davalar istinafa gidiyor, kesinleşenler için bir de tazminat davası açıyorlar. Bu yöntemi bireysel olarak yapanlar da var. Hatta, bazıları kendilerine hakaret ettirmek için sosyal medyada bazı kişileri kışkırtıyor ve karşılığında bir küfür, hakaret işittiğinde hemen dava açıyor. Sonra tazminat davası ve bu şekilde para kazanmaya çalışıyor. Bu yığılmadan kurtulmak için iki çözüm getirmişler. Birincisi basit hakaretlerde dava açmadan savcılar ön ödeme yoluna gidebilecek. Dokuz bin lira ve yargılama giderini öderseniz hakkınızda dava açılmayacak. İkincisi, şikayete bağlı suçlarda altı ay olan zaman aşımı, öğrendikten sonra da uygulanıyordu, artık bu süre bir yılı geçemeyecek. Yani üç, dört sene önce yazılmış bir yazıyı ya da paylaşımı ben yeni öğrendim, bana hakaret edilmiş diyemeyeceksiniz sözün edilmesinin üzerinden bir sene geçtikten sonra. Bunlar hakaret davalarını azaltır mı? Sanmam. Her şeyi hakaret ve küfür kapsamına sokarsanız ve bu yoldan para kazananlara pirim verirseniz dava sayısı azalmaz, artar.

 

Bir de meşhur “uzun yargılama meselesi” var. Eskiden AİHM’ye bu konuda on binlerce başvuru yapılmıştı. AİHM başa çıkamadı. AYM’yi kurdular. Başvuruların bir kısmını AYM eritti. En son AYM’ye 130 bin bireysel başvuru olduğunu, bunun 80 bininin uzun yargılama olduğunu açıkladı AYM ve “Ben artık uzun yargılama başvurularına bakmıyorum, ne yaparsanız yapın” dedi. Başvuruları geri göndermeye başladı. İktidara bunlara Tazminat Komisyonu baksın dedi. AİHM’ne yapılan başvurulardan ikisi daha önce Tazminat Komisyonuna havale edilmişti. Bizde çok bilindik bir yöntemdir. Bir sorunu çözmek istemiyorsan “Komisyona havale et” denir. Köyleri boşaltılanlar, yakınları ölen ya da yaralananlar artık AİHM ya da AYM’ ye başvurmayacak Tazminat Komisyonuna başvuracak dediler. Şimdi de uzun yargılamadan şikayet edenler Tazminat Komisyonuna başvuracak diyorlar. Tazminat Komisyonuna başvurunca ne olacak? Komisyon size düşük bir tazminat ödemeyi önerecek. Kabul ederseniz. Artık mahkemeler bu işle uğraşmayacak. Kabul etmezseniz idari yargı yoluna başvuracaksınız. Onun kararı da hoşunuza gitmezse istinafa gideceksiniz, o da olmazsa Danıştaya, onu da beğenmezseniz ve hâlâ pes etmemişseniz AYM’ye. Onu da beğenmezseniz AİHM’ne. Tabii o sırada uzun yargılamadan şikayetinizin üzerinden de 8-10 sene gibi bir süre geçecek ve ölmez sağ kalırsanız sonuca ulaşacaksınız. Yargılama sürelerini kısaltmak için çözüm getireceklerine “Öküzü yokuşa sürmek” denilen yöntemle, sizi canınızdan bezdirmeye bizim memlekette “reform” deniyor. İşte bu komisyonla çözme işi de böyle bir reform.

Bize reform değil, devrim lazım.

   

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa