Ucubeleşmenin sonu yok
Fotoğraf: Emin Sansar/AA
Günümüzde artık devasa endüstriyel bir faaliyet alanına dönüşen futbol, barındırdığı ekonomik rant olanaklarının yanı sıra siyasi ve sosyal getiri potansiyeliyle de bu oyunun içinde yönetici kimliğiyle boy gösteren sömürücü sınıf unsurlarının, yani patronların iştahını kabartmayı sürdürüyor. Her alanda paranın borusunun öttüğü mevcut toplumsal düzende, futboldaki rant pastasından mümkün olan en büyük dilimi kapma hedefi, beraberinde pek çok kirli yöntemi ve ilişkiyi de işin içine sokuyor. Tabii kazanma odaklı futbol düzeninde, fazilet ve haysiyet gibi insani değerlere yabancılaştırılıp fanatikleştirilerek olup bitenleri sorgulayabilecek zihinsel muhakeme yetisinden yoksun bırakılan kişilerden oluşan şuursuz taraftar yığınlarına da ihtiyaç var. Sömürü çarkı ancak onlar sayesinde dönebilir çünkü.
Bu bağlamda futbolun hakem odaklı bir oyun olduğu algısının kitlelerce benimsenmesi önem taşıyor. Medyanın da yardımıyla bu algı yaygınlaştırılarak futbola arızalı bir kültürün hakim olması sağlanıyor ve fanatik taraftar yığınları bu algı doğrultusunda her türlü saldırganlığı ortaya koyma kararlılığına sahip hazır kıta haline getiriliyor…
Kazanmanın dışında bir hedef olmayınca, rakipleri ve hakemleri etkilemek, korkutmak, sindirmek amacıyla devreye sokulan baskı, taciz, tehdit, şiddet gibi mafyavari yöntemler oyunun doğal bir parçası haline gelmiş durumda. Mutlak kazanma yolunda her şey, öncelikle düşmanlık ve nefret söylemi üzerine kurgulanan dille başlıyor. Rakiplere ve hakemlere yönelik olarak kullanılan kışkırtıcı saldırgan dil, oyunu sportif ilkelerinden koparıp gerilimin kucağına atıyor. Oyunun dizginlerini elinde tutanlar gerilimden beslenmenin yolunu da biliyor... Maç istenilen sonuçla bitmemişse, başarısızlığın baş sorumlusu olarak gösterilen hakemlere yönelik ayar vermelerin, tehditlerin, hedef göstermelerin ardı arkası kesilmiyor…
Ana akım patron medyası da hakemlere yönelik bu saldırılarda kulüp patronlarının tetikçiliği misyonunu üstlenip fanatik taraftarların kışkırtılmasına çanak tutuyor.
Patronlar ranta/paraya giden yolda mükemmel bir iş birliği örneği sergiliyor… Oyun artık tamamen paraya/transfere bağlı hale geldiği için kulüp başkanları ve yöneticiler, paralı kişilerden yani şirket/holding patronlarından seçiliyor.
Kulüp başkanları ve yöneticilerinin doğrudan iktidarın içinden çıkması, içinden çıkmasa bile iktidardan yana olması ya da en azından iktidara karşı olmaması da kulüp çıkarı adına tercih edilen bir durum. Bu durumda da futbol, çıkar ve beklenti üzerine kurulu siyasi ilişkilerle bir kat daha kirleniyor.
Eski-yeni milletvekilleri ve belediye başkanları futbolda en sık rastlanan siyasi kişilikler olarak dikkat çekiyor. Bu kişilikler üzerinden futbolla siyaset arasında simbiyotik bir ilişki kuruluyor. Siyaset; ihale, arazi tahsisi, vergi affı, vergi kolaylığı, vergi muafiyeti, borç taksitlendirme, harcama limitlerinin aşılması gibi türlü kıyaklarla futbolu beslerken, futbol da başarıyla gelen imaj, statü, prestij gibi parlatıcı popülerleştirici olgularla siyaset(çiy)i besliyor…
Ayrıca futbolun; kara para aklama konusunda sunduğu geniş imkanlarla patronlar nazarındaki cazibesini her zaman koruduğu da başka bir gerçek…
Tabii yeşil sahada hedeflenen başarının gelmemesi, bütün yatırımların, beklentilerin karşılıksız kalması anlamına geliyor. İşte öyle zamanlarda yaşanan büyük hüsranla birlikte sorumluluğu yükleyecek günah keçilerine ihtiyaç duyuluyor. Neredeyse gelenekselleştiği üzere, günah keçilerinin başında da her zaman hakemler geliyor…
Ankaragücü başkanı ve yancılarının hakeme yönelik linç girişimini, işte bu genel futbol tablosu ve ortamı içinde değerlendirmek lazım.
Başarıya yani paraya giden her yolun meşru kabul edildiği kokuşmuş bir futbol ortamında böylesi alçakça bir saldırganlığı ancak, despot bir iktidara sırtını dayayan, oradan aldığı cüretle zorbalığı kendisine hak gören eski siyasetçi yeni kulüp başkanı mafya özentisi çapsız bir mahlukat fiiliyata dökebilirdi…
- Yapı 12 Aralık 2024 04:32
- Herkesi kendi gibi sananlar 05 Aralık 2024 04:28
- Bize oyunu anlatın 28 Kasım 2024 06:10
- Tutuculuğun bedeli 21 Kasım 2024 04:37
- Buyrun cinnet ortamına... 14 Kasım 2024 04:14
- Komplodan komediye 07 Kasım 2024 04:12
- Seviyesiz saha dışı, kalitesiz saha içi 31 Ekim 2024 04:34
- Mourinho öğretiyor 24 Ekim 2024 03:33
- Milli takım kazandı çünkü... 17 Ekim 2024 04:04
- Hapishaneden milli takıma 10 Ekim 2024 04:45
- Ne kadar rezil olursak... 03 Ekim 2024 04:28
- Oyunu geriden kurma saplantısı 26 Eylül 2024 03:26