Yeşilçam’ın Çınarları (3): Faik Coşkun, Asım Nipton, Reha Yurdakul
Faik Coşkun, Reha Yurdakul, Asım Nipton (Soldan sağa)
Yeşilçam filmlerinin iyi insanı, tonton dedesi ve ‘Meyhaneci Faik Baba’sı olarak belleklerimizde yer edinen Faik Coşkun da Yeşilçam’ın unutulmaz oyuncularından çınarlarındandı.
Faik Coşkun Tiyatrocu Selim Bey’le Direklerarası’nın ünlü Kantocusu Madam Mari’nin çocuğu olarak 10 Nisan 1914 tarihinde Kastamonu’da tiyatroda doğar, çocukluğu sahne tozu yutarak kulislerde geçer. 10 yaşında tiyatro oyunculuğuna, 18 yaşında da sinema oyunculuğuna başlar. Sahneye çıktığı ilk oyun “Hamdi Paşa’nın Katili”, ilk oynadığı film 1932 yılında Muhsin Ertuğrul’un yönettiği “Bir Millet Uyanıyor” filmidir.
Yıllarca sinema ve tiyatro oyunculuğunu birlikte sürdürür. Sinemadaki ilk önemli rolü “Şehvet Kurbanı” filmiyle olur. Sonrasında filmler arka arkaya gelir.
Omzunda bezi, hep gülen, sempatik yüzüyle en çok Sadri Alışık’lı filmlerde, Ayhan Işık’lı, Cüneyt Arkın’lı filmlerde ve başka birçok filmde ‘Meyhaneci Baba’ olarak belleklerde yer eder. Melodramların köşk çalışanı, sempatik emektarı ya da mahallenin sevdiği, insanlara yardım eden sevecen esnafı olarak seyirci tarafından çok sevilir.
Sinemada yer aldığı 43 yıl boyunca neredeyse birlikte oynamadığı oyuncu olmayan, 1932-1975 yılları arasında 370’i aşan filmde oynayan Faik Coşkun güleç yüzü, sevecen, tonton, babacan tavırlarıyla seyirci tarafından da rol arkadaşlarınca da çok sevilir.
Belçikalı Ressam Hergé’nin yarattığı çizgi-karakter Tenten’in maceraları büyük ilgi görünce sinemaya da aktarılır. 1960 yılında “Tintin Et Le Mystére De La Toison D’or” filminin çekimleri için Yönetmen Jean-Jacques Vierne Türkiye’ye de gelir ve çekilen film Fransa’da 1961 aralık ayında vizyona girer. Filmin Türkiye’deki ilk gösterimi de ‘Tenten İstanbul’da’ adıyla 27 Nisan 1961 tarihinde yapılır. Faik Coşkun da filmde Eminönü’deki bir sahil kahvehanesinin sahibini oynar.
İş aşkı onun özel hayatının önüne geçtiği için evlenmeyen, eşi ve çocuğu olmayan Faik Coşkun için rol arkadaşları, sektör çalışanları çocuğu gibidir. 1975 yılında yer aldığı son filminden sonra felç geçirir, ilk yardım hastanesine yatırılır. 3 yıl boyunca çocukları gibi gördüğü rol arkadaşları yanındadır, destek olurlar; tüm ihtiyaçları karşılanır.
Ne yazık ki hayatı tiyatro sahnelerinde, film setlerinde geçen Yeşilçam’ın sevimli, sevecen Faik Baba’sı 19 Şubat 1978 tarihinde henüz 64 yaşındayken aramızdan ayrılır.
ASIM NİPTON
Tam adı Asat Asım Nipton olan Yeşilçam’ın ve filmlerin iyi, dürüst, mert, babacan oyuncularından sinemaseverlerin tanıdığı adıyla Asım Nipton hayat yolculuğuna 1915 yılında İstanbul’da başlar. İnkılap Lisesinden sonra bir süre İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümünde okur. Bir sahnesi de olan gençlerin toplanma yeri olarak kullanılan, tiyatro çalışmalarının da yapıldığı Cumhuriyet Gençler Derneğinde sekreter olarak çalışırken sahne ve oyunculuk sevgisi başlayan Asım Nipton tiyatro çalışmalarını Beyoğlu ve Fatih Halkevinde sürdürür.
Halkevlerinin kapanması üzerine sinema oyunculuğuna geçer. 30 yıl kadar tiyatro oyunlarında sahneye çıkan Asım Nipton 1947 yılında Şadan Kamil’in yönettiği ‘Seven Ne Yapmaz’ filminde kamera karşısına geçer.
Tiyatroda edindiği tecrübeyle, kısa sürede sinemada karakter rollerinin aranan oyuncusu olur. 1963 yapımı ‘L’immortelle’ (Ölümsüz Kadın) isimli Fransız yapımı filmde Sezer Sezin, Ulvi Uraz, Ayfer Feray, Necdet Mahfi Ayral, Osman Alyanak ve Vahi Öz’le birlikte oynayan, 1972 yılına kadar 270’e yakın filmde yer alan Asım Nipton sinema hayatı boyunca aralıksız neredeyse her yıl onlarca filmde oynar. Temmuz 1972 tarihinde evinde fenalaşan Asım Nipton komşuları tarafından hastaneye kaldırılmak istenir fakat hastanede yer olmadığı gerekçesiyle hastane hastane dolaştırılır.
Beyin kanaması geçirdiği anlaşılan fakat hastaneye götürmekte geç kalındığından yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamaz. 10 Temmuz 1972 yılında daha oynayacağı çok film varken 57 yaşında hayatını kaybeder.
REHA YURDAKUL
Sinemanın birçok alanında çalışan bir sinema emekçisi olan Reha Yurdakul 1 Nisan 1926 tarihinde Balıkesir, Burhaniye’de doğar. On altı yaşında geldiği İstanbul’da Pertevniyal Lisesinde okurken tanıştığı Omay Film sahibi Ömer Aykut’un isteğiyle Mümtaz Ener’in yönettiği ‘Kanatlardan Türbe’ (1949) filminin başrolünde oynayarak sinemaya adım atar.
1951’de ‘Şafak Sökecek’, 1953’de ‘İhtiras Kurbanları’ filmlerinde baş rolde oynar. Aynı yıl kendi yapım şirketi Pars Film’i kurar ve Eşref Kolçak’la Muhterem Nur’un baş rollerini oynadıkları, kendisinin de küçük bir rolde yer aldığı ‘Yetim Yavrular’ isimli bir film yapar. Bir süre kendi yaptığı filmlerde oynar. İlk yıllarında baş rollerde oynayan Reha Yurdakul daha sonra karakter rollerine geçerek yardımcı rollerde çok sayıda filmde yer alır.
Oyunculuğunun yanı sıra yapımcılık, senaryo yazarlığı, prodüksiyon amirliği yapar.
Sinema dışında en büyük tutkusu deniz ve balık tutmak olan Reha Yurdakul’u genç kuşaklar en çok son yıllarında oynadığı ve televizyonlarda gösterilen Kemal Sunal filmlerinden, olgunluk döneminden anımsar. Arada kötü adam oynasa da daha çok babacan, iyi insan olarak baba, polis amiri, kahveci gibi rollerde oynar.
1979 yapımı yönetmenliğini Kartal Tibet’in yaptığı ve başrolünde Kemal Sunal’ın oynadığı ‘Umudumuz Şaban’ filminin senaryo yazarıdır. 1949-1989 yılları arasında 350’nin üstünde filmde oyuncu olarak yer alan Reha Yurdakul, 7 filmde yapımcı, 10 filmde yapım amiri, ‘Doktor Civanım’ filminde yapım sorumlusu olarak yer alır.
1988 yılında Fatma Girik’le ‘Tek Başına Bir Kadın’ filminin çekimleri için Bolu’nun Mudurnu ilçesine giderler. Kadroda Hüseyin Kutman da vardır. Fakat sette arka arkaya ölümler yaşanır. Önce kalp krizi geçiren Hüseyin Kutman hayatını kaybeder, hemen ardından da önce kalp krizi geçiren Reha Yurdakul kaldırıldığı hastanede beyin kanaması geçirmesi sonrası 27 Aralık 1988 tarihinde hayatını kaybeder.
- Düşen yapraklar (1) 27 Mart 2024 04:15
- Nihat Ziyalan: Yılmaz Güney’in kan kardeşi, filmlerin kötü, gönlümüzün ve edebiyatın iyi insanı (2) 13 Mart 2024 04:20
- Nihat Ziyalan: Yılmaz Güney’in kan kardeşi, filmlerin kötü, gönlümüzün ve edebiyatın iyi insanı (1) 06 Mart 2024 04:15
- Bilal İnci: Zalim, gaddar, acımasız kötü adam 28 Şubat 2024 04:20
- Geleneksel Türk tiyatrosunun son temsilcisi: İsmail Dümbüllü 21 Şubat 2024 04:00
- Atatürk, ‘Ben Bir İnkılap Çocuğuyum’ filmi ve Münir Hayri Egeli (3) 14 Şubat 2024 04:15
- Atatürk, “Ben Bir İnkılap Çocuğuyum” filmi ve Münir Hayri Egeli (2) 09 Şubat 2024 04:20
- Atatürk, ‘Ben Bir İnkılap Çocuğuyum’ filmi ve Münir Hayri Egeli (1) 04 Şubat 2024 04:35
- Jönlükten kötü adamlığa bir sinema sevdalısı: Hüseyin Peyda 28 Ocak 2024 04:33
- Şerafettin Kaya: Ben İyi Biri Olmadan Önce 21 Ocak 2024 05:10
- Yeşilçam’ın Çınarları (6): Vedat Örfi Bengü: ‘Mısır’da sinemayı kuran Türk’ 14 Ocak 2024 04:43
- Yeşilçam’ın Çınarları (4): Aziz Basmacı, Vahi Öz 07 Ocak 2024 04:04