Kuşatma

Fotoğraf: Faruk Tokluoğlu

DİĞER YAZILARI
Hakkâri’de Bir Mevsim 1 Şubat 2025
Tek gerçek 25 Ocak 2025
Dilsiz 18 Ocak 2025
Kendi başına 11 Ocak 2025
Kan durmuyor 4 Ocak 2025
Yumruklar sıkılı 28 Aralık 2024
Yürek ağrısı 21 Aralık 2024
Ayak altında 14 Aralık 2024
Tadı yok 7 Aralık 2024
Uğultu 30 Kasım 2024
YAZI ARŞİVİ

GÜNEŞ DE DOĞAR

Nasıl beyaz bir ay doğuyorsa fıstıkların ardından. Karanlığı aydınlatan. Parıltılı bir güneş de doğacaktır çatıların üstünden. Evlerimizi aydınlatan.

KARŞI

İki karşı kıyıdayız. Birbirimize karşı. Yaşıyoruz. Yaşamak denirse. Gelemeden karşı karşıya.

ENKAZ

Karşılıklı ölüm, karşılıklı yıkımdır savaş. Öldürülüyorken insanlar. Yanıp yakılırken kentler. Kuşlarla. Ağaçlarla. Enkazı kalır geriye. Yalnızca.

SEVDİKÇE

Sevdikçe, sevildikçe insanlar. Tutuştukça el ele. Çoğalır ekmeği. Boşa gitmez emeği. Gökyüzü açılır üstüne. Önünde serilir yeryüzü. Genişler evi. Daralmaz yüreği.

DEĞİŞİM

Her şey değişti. Deniz denize benzemiyor. Gökyüzü gökyüzüne. Evler sokaklar öyle. Güneşsiz. Hiçbir şeyin yok gölgesi. Yalnızca tok tok körlemesine yürüyen adım sesleri.

GÖLGELİK

Gölgeleri yönetiyor onları. Göstererek gidecekleri yolları. Gece bastırınca görünmüyor gölgeleri.

KANDIRMACA

Bitmeyen kışta kandıran bir yazı sürdürüyoruz. Bir parmak bal çalınmış gibi gelmeyen yazdan.

KUŞATMA

İstanbul minarelerle var. Yuvarlak kubbelerle. Altında küçük evler, güneşli sokaklar, geniş mahallelerle. Görünmez olacaklar sırt sırta binerek göğe yükselen gökdelenler kuşattıkça kenti.

KÖKSÜZ

Orada duran ağaç, ben gittiğimde sen kalacaksın yerinde. Kökün derinde. Benimki kim bilir nerede, kimin elinde?

Evrensel'i Takip Et