Tedirginlik siyaseti ile değişim mümkün mü?
Hemhal TV YouTube kanalında yayımlanan 'Bekir Ağırdır ile İki Seçim Arası (2023-2024) Türkiye Siyaset Panoraması - Özel Program' başlıklı videodan alıntı
Bir YouTube kanalı olan Hemhâl TV’de 4 Ocak 2024 günü Bekir Ağırdır ile ‘İki Seçim Arası (2023-2024) Türkiye Siyaset Panoraması’ başlıklı bir özel program yayımlandı.
2023 genel seçimleri sonrası siyasi durum, KONDA ile ilgili spekülasyonlar, kendisine yönelik eleştiriler, muhalefet aktörleri krizi, müesses nizam, Kürt siyaseti ve Kürt oyları, iki seçim arası siyaset, 2024 yerel seçimleri üzerine bir sohbet.
46 dakikalık program internetten izlenebileceği için bu köşenin sınırları içinde detaylı aktarımlar yapmayacağız ve bir özet üzerinden ilerlemeye çalışacağız.
Bekir Ağırdır, değişimden yana bir insan olarak son genel seçimler öncesinde de görüşlerini bu açıdan bir taraf olarak ifade ettiğini, KONDA’nın herhangi bir verisine dayanarak da yanıltıcı bir tahmin üzerinden görüş dile getirmediğini söyledi. Bu açılardan bizce sorun yok.
Ağırdır, Türkiye’ye dair gelecek muradı olarak, adalet, eşitlik, şeffaflık, demokrasi gibi özelliklerle desteklenen yeni bir hikaye ihtiyacına ve bu hikaye etrafında yeni bir ‘biz’ duygusu inşa etmek gerektiğine dikkat çekti. Bu da daha önce dile getirdiği, yazdığı görüşlerinin özeti sayılabilir.
Yaklaşan yerel seçimlere giderken ortadaki siyasi tabloyu da AKP’ye oy verenler, gidişattan endişe duyan seküler kesimler ve demokratik talepleri için mücadele eden Kürt siyasi hareketinin tabanının oluşturduğu bir panorama içinde üçlü bir bölünme olarak tarif etti. Adalet isteğinin toplumun geniş bir kesiminin ortak talebi olduğunu dile getiren Ağırdır, farklı siyasal tercihler dile getiren kesimlerin talepleri bakımından öncelik sıraları farklı olsa da adalet talep edenin, ekonomik iyileştirme gibi talepleri savunmadığının düşünülemeyeceğini, dolayısıyla aslında bu farklılıklar üzerinde ortak bir ‘biz’ kimliği etrafında yeni hikayenin oluşturulabileceğini savunarak, bu açıdan muhalefet aktörlerinin tutum ve pozisyonlarının önemli olduğuna vurgu yaptı.
Türkiye’de büyük çoğunluk açısından devlet, düzen, istikrar kavramlarının önemli olduğuna dikkat çekerek, ‘kas devleti’ yerine, -kavramları böyle kullanmasa da- burjuva demokratik normlar açısından, farklılıkların birlikte yaşayabileceği yeni bir devlet ve düzen inşası ihtiyacını dillendirdi.
Bu tablo, ülkenin içinde bulunduğu durumdan duyulan tedirginliği ifade ederken, değişime dair çözüm önerileri bakımından bu tedirginliğin belirlediği sınırları aşan bir yol ve yöntemle buluşmuyor.
Sonuç olarak, siyasi açıdan aklıselim olanların ittifakı ile sağlanacak bir muhalefet üzerinden değişim ummak, hele Türkiye gibi bir ülkede fazlasıyla ütopik kalıyor. Ya da o ortak yeni ‘biz’ kimliği, insanların zamanla bunu mümkün kılacak ferasete erişmesini beklemekle mümkün olamayacağına göre nasıl olacak?
Temel meseleler üzerinden bir örnekle devam edelim. Sınır ötesinden art arda gelen asker cenazeleri üzerine, muhalefet cephesinde sayılan pek çok kesim, ya bu kayıpların verilmesine askeri ve teknik bakımdan neden olan şeylerin açığa çıkarılmasına odaklandı ya da ‘teröre lanet’ ile sorunla münasebetini ‘sorunsuz’ ve maliyetsiz biçimde çözdü.
Evrensel’in 24 Aralık 2023 tarihli sürmanşeti ise şöyleydi: “Çatışmalar yine can aldı; barış acil ihtiyaç”.
Ya da dünyada ve Türkiye’de, muhalefetin farklı bir politikaya kitleleri kazanamadığı oranda göç sorununun yabancı düşmanlığı ile çok çabuk birleştiği gerçeği karşısında muhalefetin önemli bölümü, yaklaşan yerel seçimler öncesi, genel seçimlerde yaptığı hataları aşmanın neresindedir?
Başka önemli bir sorun. AYM’nin Can Atalay ile ilgili ikinci kararından sonra da yerel mahkemenin ve Yargıtayın direnmeye devam etmesi, bir yargı krizinden öte iktidar ittifakının yukarıdan yön verdiği bir siyasal kilitlenmedir. Bir vekilin tahliyesini aşmış bir sorun var karşımızda.
Muhalefet tüm bu sorunlar karşısında geniş kitlelerde güven uyandıracak bir açıklık ve kararlılığa sahip olmadığı sürece, “Çatışmaların eksik olmadığı bir coğrafyada SİHA, İHA üretip satabilen bir ülke olma, güçlü bir devlet olmanın gereğidir. Ekonomide daha kötü duruma düşmemek için istikrar doğru tercihtir” görüşü azımsanmayacak bir taban bulabilir.
Kuşkusuz yerel seçimlerin genel seçimlerden farklı dinamikleri var. Ancak daha genel sorunlar da oy tercihlerinin belirlenmesinde yine etkili olacak.
Tüm bunlara ek olarak, sandıkta çıkan sonuçların kayyum gibi bir dizi hukuksuzlukla geçersiz sayılabildiği bir ülkede yaşıyorsak, siyasetin sandık dışı dinamiklerle desteklenip ete kemiğe büründürülmesi gibi daha önemli bir sorunla da yüz yüzeyiz.
- Kürt meselesinde bir ihtimal daha olmalı 13 Aralık 2024 04:57
- Sınırımızdaki yeni Afganistan ve kaostan rant devşirmek 09 Aralık 2024 07:00
- Geniş atılan ağda çıkışı aramak... 02 Aralık 2024 06:55
- Türkiye zor bir değişimin ağır sancılarını yaşıyor 25 Kasım 2024 06:35
- Ebedi barış mümkün mü? 18 Kasım 2024 04:23
- İki güncel rapor eşliğinde Kürt meselesini tartışmaya devam 11 Kasım 2024 04:47
- 'Çöle çevirdikleri yere barış geldiğini söylüyorlar' 06 Kasım 2024 05:33
- Bir siyaset olarak 'terörle mücadele' 04 Kasım 2024 07:07
- Erdoğan’ın Mevlana vurgusunun hikmeti ne olabilir? 31 Ekim 2024 08:07
- Mayınlı bir süreç 28 Ekim 2024 05:10
- Yenidoğan çetesi: Çürümenin ekonomi politiği 21 Ekim 2024 05:00
- Barışa kapı açmak mı, süreci yönetmek mi? 14 Ekim 2024 05:00