Yeni yıla başladık

“… Rahmet gelecek dünyaya

Kör gözlerimizden akan

Barış gelecek dünyaya

Barış için dövüşelim.”

Can Yücel

Yeni yıla girdik. Yoğun geçen haftalar ve günlerden sonra nihayet yazmaya oturdum. O kadar çok şey var ki yazacak nereden başlasam diyorum.

Öncelikle Evrensel’deki nöbet değişimine bir merhaba demeliyim. Eski Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat’a Evrensel’e emekleri ve kattıkları için şükranlarımı sunuyorum. Yeni GYY Hakkı Özdal’a da yabancısı olmadığı Evrensel’i hakkıyla taşıyacağına olan güvenimle kutluyorum.

Yıl devrederken İFSAK’tan aldığım 2023 yılı fotoğrafçı ödülü ziyadesiyle beni mutlu etti. Bilindiği üzere yarışmalara karşı olan bana böyle bir ödül verilmesi tezat gibi gelebilir. Ucunda derece para pul olmayıp onur ve prestij ödüllerini hep savunmuşumdur. Bu tür ödüller teşvik edici ve onurlandırıcıdır. Bir kez daha İFSAK’a teşekkürlerimi sunarım.

Geçen yıldan kalanlara baktığımda siyasal, ekonomik sorunlar artarak sürerken kutuplaştırma ve ötekileştirme toplumsal hayatı kaosa sürüklemekte. Toplumsal huzursuzluklar artmakta. Herkes bir şeyler yapmalı diyor ama ne yapmalı…

Toplumun her kesimi rahatsız, huzursuz. Pardon özür yüzde 10’luk azınlık için söyleyecek sözüm yok. Onların keyfi yerinde. Tabii keyif onların olunca siyasi iktidarla cemaat tarikat sermaye düzeni kol kola mutlu Türkiye tablosu çizmeleri de kolay. Çalışma hayatı ortada Özak ve Agrobay işçilerinin mücadelesi aslında nasıl olunmasını gösteriyor. Bence yeni yılla birlikte bu mücadelelerin sürmesi umut veriyor. Evet işçi sınıfının kurumları yani sendikalar en çok seslerini yükselteceklerine kısılmış seslerle devam ederlerken Umut-Sen ve BİRTEK-SEN sendikaları Başkanları Başaran Aksu ile Mehmet Türkmen gayretleri ve mücadeleci sendikacılık örneğini gösteriyorlar. Bence alkışı hak ediyorlar. Bu yıl da Meclisten alanlara çıkan EMEP Milletvekilleri Sevda Karaca, İskender Bayhan üstün performanslarıyla damga vurmaya devam ediyorlar.

Gazeteciler malum. Haber peşinde koşarken adliyeleri ve hapishaneleri dolaşmayı ihmal etmiyorlar. Aleviler ve Kürtler bildiğimiz gibi demokratik bir ülke özlemeye devam ediyorlar. Anlayacağınız geçmişteki sorunlar tam gaz devam ediyor…

Sanat dünyası ağır sansür ve baskının altında. Sanat emekçileri barışın ve demokrasinin kurallarının işlediği bir ülkede üretmek istiyorlar. Onun için de demokrasi mücadelesinde yazı, görüntü ve sesle yer alıyorlar. Nâzım’dan Yılmaz Güney’e, Sabahattin Ali’den Orhan Kemal’e, Aziz Nesin’den Can Yücel’e, Vedat Türkali’den Musa Anter’e nice sanat emekçisi bu uğurda verdikleri mücadelelerle bilinir.

Hep gelecek yıllara ötelenen temennimi bir kez daha yenilemek istiyorum. Artık savaş, gözyaşı ve toplumsal huzursuzluğun yerine barışın, demokrasinin ve huzurun olduğu bir ülkede yazı, görüntü ve ses olsun istemek hakkımız. Bunun için de Can Yücel’in dediği gibi, barış için dövüşelim.