14 Ocak 2024 04:50

Mezeköy JES şirketine nasıl meze yapıldı?

Mezeköylüler JES şirketine karşı yürüdü

Fotoğraf: Özer Akdemir/Evrensel 

Paylaş

Danıştay köylüleri haklı buldu ama köyden kimse buna sevinemedi. Çünkü sondajlarda istediği sonuç çıkmayan şirket bir yıl önce bölgeyi olduğu gibi bırakıp gitmişti!..

Aydın’a bağlı Köşk ilçesi Mezeköy yakınlarında işletilmek istenen jeotermal enerji santrali (JES) için Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile yapılan acele kamulaştırmalar Danıştay 6. Dairesi tarafından iptal edildi. Danıştay kararında olağan kamulaştırma-acele kamulaştırma kavramlarının yanı sıra kamu yararı ve mülkiyet hakkı kavramlarına atıfta bulundu. Danıştay kararı bazı kişi ve kurumlarca “direnen köylünün zaferi” gibi duyurulsa da gelinen noktada durum hiç de öyle değil…

ACELE KAMULAŞTIRMAYA KARŞI KÖYLÜ DİRENİŞE GEÇTİ

Aydın’ın Köşk ilçesine bağlı Mezeköy ve Uzundere köyleri arasında, Köşk Çayı kenarına yapılmak istenen jeotermal kaynak arama sondajları yapılabilmesi için köylülerin bazı arazilerine Cumhurbaşkanı kararnamesi ile acele kamulaştırma yoluyla el konuldu. Tarım alanlarının tam ortasında, incir ve zeytin bahçelerinin içerisinde yapılmak istenen bu sondajlara karşı köylüler direnişe geçti.

2022 yılının yaz ayları, yol kenarına direniş çadırları kurup 24 saat nöbet tutan köylüler açısından epey sıcak geçti. Yüzlerce köylü Mezeköy civarında yolu keserek Efendi Jeotermal Tarım Oto Kiralama adlı şirketin iş makinelerinin arazilerine girmelerine izin vermediler. Mezeköylüler komşuları Baklaköy, Uzundere ve Başçayır köylerini birbirine bağlayan kara yolunun yapımı sürecinde devlete ücretsiz verdikleri arazilerinden şimdi tarlalarını, zeytinlik ve incir bahçelerini yok edecek olan JES şirketinin iş makinelerinin geçecek olmasını bir türlü kabullenemiyorlardı.

JES kuyuları için verilen “Çevresel etki değerlendirme (ÇED) gerekli değildir” kararına karşı Aydın İdare Mahkemesinde, köylülerin arazilerini acele kamulaştırma kararı ile ellerinden alan Cumhurbaşkanı kararının iptali istemiyle de Danıştay nezdinde davalar açıldı.

Öte yandan şirketin dava süreçleri bekleme gibi bir niyeti yoktu. Şirketin alana girerek sondaj çalışmalarına başlamak istemesi üzerine direnişe geçen köylüler iş makinelerini tarlalarına sokmayıp, gece gündüz nöbete başladı. Haftalarca kararlı bir şekilde nöbet tutan köylülerin direnişi kırılamayınca jandarmanın sert müdahalesi geldi. Köylülerin “Mahkeme kararları beklensin” taleplerine kulak tıkayan jandarma, Valilik emri ile 2022 ağustos ayında gece yarısı yaşam nöbetine müdahale etti. Aralarında kadın ve çocuk yaşta köylülerin de bulunduğu 20 köylü darbedilerek gözaltına alındı, direniş dağıtıldı.  

"KAYMAKAM SINIRLARINI AŞTI"

Bununla birlikte Köşk Kaymakamı Tuğba Polat şirketin çalışmalarına yönelik halkın tepkilerine karşı bir hafta boyunca köye giriş çıkış yasağı getirdi. Kaymakam Polat ayrıca, jeotermal karşıtı demeçleri nedeniyle köy muhtarlarına baskı yapıldığı iddialarını haberleştiren gazetemizdeki habere yayın yasağı kararı çıkarttı. Polat, mahkemeden haberle ilgili aldırdığı tekzip kararının tirajı 100 bini geçen iki ulusal gazetede ve iki internet sitesinde yayımlanması doğrultusunda basın ve ifade özgürlüğü tarihine geçecek skandal bir talebe de imza attı. Aydın emek ve demokrasi güçleri ise adı “yasakçı kaymakam”a çıkan Köşk Kaymakamı Tuğba Polat’a yönelik “Görevi kötüye kullanma ve zor kullanma yetkisine ilişkin sınırı aşmak” suçlamaları ile cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulundular.

Dava süreçlerinde yapılan bilirkişi keşfi şirket lehine çıkınca ÇED gerekli değildir kararına açılan dava ocak 2023 tarihinde mahkemece reddedildi. Bilirkişiler mahkemeye JES sondajlarının tarıma, sulara, havaya, canlı yaşamına olumsuz bir etki etmeyeceği yönünde rapor sunmuşlardı. Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle alınan acele kamulaştırma davasında ise Danıştay köylüleri haklı buldu. Ancak iş işten çoktan geçtikten sonra verilen bu karar köylülerin pek işine yarayacak gibi görünmüyor.

DANIŞTAYDAN ‘ACELE KAMULAŞTIRMA’ DERSLERİ

Acele kamulaştırma usulü, idareye taşınmazlara olağan kamulaştırma usulüne göre daha hızlı ve kolay biçimde el konulmasını sağladığına dikkat çekilen kararda “Acele kamulaştırma işleminin mülkiyet hakkından yoksun bırakma sonucunu doğuracak olması nedeniyle kesin, açık, öngörülebilir, belirli koşullar altında usulüne uygun olarak tesis edilmesi gerekmekte” denildi.

Acele kamulaştırmaya ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararının kamu yararı amacına ve

hukuka uygun olup olmadığının iyi irdelenmesi gerektiğinin altının çizildiği kararda, “Acelelik halinin ve olağan kamulaştırma usulünden ayrılmasını gerektiren nedenlerin, kamu yararı ile özel mülkiyet hakkı arasındaki denge gözetilerek gerçekleşip gerçekleşmediğinin her somut olayda, projenin ve hizmetin niteliği, mahalli veya ulusal ihtiyacın ivedilikle karşılanması gerekliliği gibi hususlar da göz önünde bulundurularak yargı yerince değerlendirileceği” dile getirildi.

Acele kamulaştırma ile el konulan taşınmazın jeotermal kaynak arama ruhsat sahasında kaldığı, olaydaki acele kamulaştırma kararının bu arama faaliyetleri için verilmiş olduğuna vurgu yapılan kararda; “Arama ruhsatı aşamasında arama faaliyetleri için kamulaştırma yoluna başvurulamaması nedeniyle acele kamulaştırmanın da uygulanma olanağı bulunmadığı…” ifadelerine yer verildi. Kararda bu nedenle taşınmazın acele kamulaştırılmasına ilişkin dava konusu Cumhurbaşkanlığı kararında hukuka uyarlık görülmediği belirtildi.

ŞİRKET ZATEN BİR YIL ÖNCE BÖLGEYİ TERK ETMİŞ!

Danıştayın bu kararı ile ilgili iletişime geçtiğim köylüler istedikleri miktar ve sıcaklıkta jeotermal kaynak bulamayan şirketin yaklaşık bir yıl önce bölgeyi terk ettiğini söylediler. Köylülerden Mehmet Erdem, “Kamyonlar gece gündüz toprak çektiler. Günlerce beton kamyonları ile hazır beton döktüler. Kocaman bir havuz yapıp içine kavi branda serdiler. Parça parça alandaki bütün ağaçları kestiler” dedi. Şirketin istediği suyu bulamayınca makinelerini toplayıp gittiğini dile getiren Erdem, “Geride enkaz bıraktılar! Oraların artık eski hallerine dönmelerine imkan yok” dedi. Köylülerin çoğunun kamulaştırma sonrası paralarını bankadan çekmediğini söyleyen Erdem, binlerce fidanı yok edilen İsmet Savaş’a ise sadece fidanlarının parasının verildiğini dile getirdi.

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa